"NATO Türk politikasının tutsağı olmamalı"

Türkiye ile Almanya arasındaki İncirlik krizinin aşılması için bu hafta yapılacak olan NATO Zirvesi kilit önem taşıyor. Zirve öncesi Alman hükümetinin Transatlantik İlişkiler Koordinatörü Jürgen Hardt, "Diğer NATO ülkelerinin liderleri Erdoğan’a IŞİD ile mücadelenin, ziyaret yasağı gibi saçmalıklarla tehlikeye sokulamayacak kadar önemli, ciddi bir mesele olduğunu açıkça izah etmeli" dedi. İktidardaki Hristiyan Birlik Partileri'nin (CDU/CSU) Federal Meclis Dış Politika Sözcülüğü görevini de yürüten Hardt, DW Türkçe'nin sorularını yanıtladı.

DW Türkçe: İncirlik geriliminde dikkatler bu hafta yapılacak NATO Zirvesi'ne çevrildi. Sizce Başbakan Angela Merkel ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan zirve sırasında konuyu görüşerek bir çözüme kavuşturabilecek mi? Konu NATO gündeminde yer almalı mı?

Jürgen Hardt: Konu, Kuzey Atlantik Konseyi'nde, NATO ülkelerinde konuşlu birliklere siyasi ziyaretlerin gerçekleştirilmesi için bağlayıcı temel standartlara ulaşılması hedefiyle ele alınmalıdır. Zirvede ayrıca diğer NATO ülkelerinin liderleri Erdoğan'a IŞİD ile mücadelenin, ziyaret yasağı gibi saçmalıklarla tehlikeye sokulamayacak kadar önemli, ciddi bir mesele olduğunu açıkça izah etmeli. Gelecekte NATO müttefikleri arasında bu tür gerilimlerden de kaçınılmalı.

DW Türkçe: Alman Dışişleri Bakanı Gabriel bir uzlaşı sağlanamaması halinde sadece İncirlik'teki Alman askerlerinin değil Konya'da NATO misyonu kapsamında görev yapanların da çekilebileceği mesajını verdi. Siz ise Konya'dan askerlerin çekilmesine itiraz ediyorsunuz. Neden?

Hardt: İncirlik'ten farklı olarak Konya’daki NATO-AWACS misyonu salt Almanya'yı ilgilendiren bir mesele değil. Burada söz konusu olan Alman uçakları değil, NATO keşif uçaklarıdır. Eğer biz askerlerimizi çekersek, bir süreliğine NATO'ya sağladığımız bu önemli destek duracaktır. Bu konuyu çok iyi tartmalıyız. NATO'yu, sınırları zorlayan Türk politikasının tutsağı haline düşürmemeliyiz.

DW Türkçe: Türk hükümeti, milletvekillerinin İncirlik ziyaretine izin vermek için, darbe girişiminin ardından Almanya'ya sığınan Türk kamu görevlilerinin iadesini istiyor. Birçok siyasi gözlemciye göre Ankara bu koşulun kabul edilebilmesinin mümkün olmadığını biliyor. Ankara'nın hedefi ne olabilir?

Hardt: Ben Türk hükümetinin ne yaptığını gayet iyi bildiği kanaatindeyim. Bu nedenle bana göre ilticacılar meselesi, Türkiye’nin Almanya ile kavga arayışı kapsamında öne sürülen bir bahane. Bir dönem de Federal Meclis'teki Ermeni kararı Türk hükümetinin ziyaretleri engellenmesi için öne sürülmüştü. Erdoğan iç siyasi hesaplara dayanan nedenlerden ötürü NATO müttefikleri ile gerilim arayışında. İlticacılar konusu da onun için bu hedefine ulaşmak için sadece bir araç.

DW Türkçe: Bazı uzmanlar Türkiye'nin dış politikasında Rusya ile yakın ilişkilerinin etkili olduğunu söylerken, diğer bazı uzmanlar ise Erdoğan'ın iç siyasi hedefleri doğrultusunda Türkiye'yi Batı'dan izole etmek istediğini iddia ediyor. Siz gelişmeleri nasıl yorumluyorsunuz?

Hardt: Gerçekten de Türkiye’nin günümüzde takındığı tavır nedeniyle Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın anti-demokratik ve Batı karşıtı politikalarıyla, aslında tam olarak neyi hedeflediği ile ilgili soru işaretleri doğuyor. Türkiye'nin askeri ittifak bünyesindeki dostlarını kızdırıp, gücendirmesi Türkiye’nin çıkarına olamaz. Erdoğan'ın NATO'da çatlağa yol açması halinde Rusya Devlet Başkanı Putin memnuniyetinden ellerini ovuşturacaktır.

DW Türkçe: Türkiye ile Almanya arasındaki İncirlik gerilimi transatlantik ilişkileri ve NATO'yu nasıl etkiliyor?

Hardt: Brüksel'deki NATO Zirvesi tam zamanında yapılıyor. NATO'nun zirveden güçlenerek çıkmasını, mevcut gerilimlerin ele alınmasını ama aynı zamanda da aşılmasını bekliyorum. Dünyanın farklı bölgelerindeki istikrarsızlıkların yol açtığı güçlükler nedeniyle NATO'nun zayıflamasını göze alamayız. Zaten bu nedenden ötürü de ABD Başkanı Donald Trump, başta sergilediği kuşkulu tavra son verip şüphe bırakmayacak şekilde NATO'dan yana tavır sergiledi.

© Deutsche Welle Türkçe

Değer Akal / Berlin