"Yarışın kaderini Clinton'ın beceriksizliği tayin ediyor"
12 Eylül 2016
11 Eylül saldırısını anma törenine katılan ABD Başkan adayı Hillary Clinton fenalaşınca alanı terk etmek zorunda kaldı. Die Welt gazetesinin yorumunda Clinton'a destek verilirken rakibi Donald Trump eleştiriliyor:
"Hillary Clinton ABD'nin ilk kadın başkanı olmak için aday oldu. Bedeni ya da bedenen zayıf olduğu izleniminin bunu başarısızlığa uğratması trajik olur. Obama'ya karşı kaybettiğinden bu yana geçen yıllar Clinton'da iz bırakmış. Ama bu yalnızca Clinton açısından trajik değil siyasi rekabetin dışındaki nedenlerden ötürü tarihinin belki de en uygun olmayan başkanına sahip olacak ülke açısından da trajik bir durum. Clinton'ın fenalaşması bu kararın ne kadar hassas bir ortamda alındığını ortaya koyuyor. Bu, Trump'ın başkanlığa ilerlemesini sağlayan Cumhuriyetçi Parti önde gelenlerinin de ne kadar sorumsuz olduğunu bir kez daha vurguluyor."
Märkische Allgemeine gazetesi, ABD başkanlık seçimi yarışına ilişkin yorumunda şu tesbiti yapıyor:
"Yarışın kaderini Trump'ın güçlü yanları tayin etmiyor. Clinton'ın kendi beceriksizlikleri bunda etkili oluyor."
Avusturya'da 2 Ekim'de yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri, zarflardaki "tutkal" problemi nedeniyle ertelendi. Berlin'de çıkan Tageszeitung'un yorumu:
"Bu fiyasko muhtemelen aralık ayı başında yapılacak seçimlere nasıl yansıyabilir? Alexander van der Bellen'in seçim kampanyası son haftalarda birçok önemli toplantı düzenledi. Çok sayıda sivil toplum inisiyatifi Bellen'e destek veriyor. Bellen'in koşusu bu yeni aksaklıkla birlikte şimdilik durdurulmuş oldu. Bununla birlikte rakibi kendini düzen karşıtı aday olarak sunuyor. Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) skandala sistemin yol açtığını savunuyor. Hükümete tepki, sistem karşıtı adayın işine yarıyor. Ancak FPÖ, artan kutuplaşma ve düzen karşıtı söylemin Yeşil adayın da yararına olabileceğini unutmamalı. Alexander van der Bellen giderek daha fazla cumhurbaşkanlığı rolünü benimsiyor, bir devlet adamı gibi ve dengeleyici davranıyor. Rakibi ise aşırı sağ programında ısrar ederken merkezi kaybetme riskiyle karşı karşıya."
Almanya'da fakirlik içinde yetişen çocukların sayısı artıyor. Bertelsmann Vakfı'nın son araştırmasına göre sosyal yardıma muhtaç ailelerde yetişen çocuk sayısı 2 milyonu buluyor. Der Tagesspiegel'in yorumu:
"Ne yapmalı? Almanya, eski başbakan Gerhard Schröder'in Hartz IV olarak da anılan istihdam piyasasına yönelik reform programının doğru bir adım olduğunu kabul etmeli, bunun arkasında durmalı. Gündem 2010, Alman istihdam piyasasındaki sıkıntıları giderip daha fazla kişiye iş vermeyi hedefliyordu. Çocuk yoksulluğunun nedeni Gündem 2010 değildir. Çocuk yoksulluğu maalesef Schröder öncesi dönemde de vardı. Dönemin Sosyal Demokrat – Yeşiller koalisyon hükümetinin icraatı, ilerleyen küreselleşme, yeni istihdam alanları ve Angela Merkel'in başbakanlığı birçok kişiye ekonomik avantaj sağladı."
© Deutsche Welle Türkçe
Derleyen: Nihat Halıcı