1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Myanmar'da muhalefet lideri olmak

11 Ağustos 2009

Myanmar'da ev hapsini ihlal etmekle suçlanan Nobel barış ödülü sahibi muhalif lider Aung San Suu Kyi 18 ay ev hapsi cezasına çarptırıldı. Suu Kyi'nin hayatı zorluklarla geçti. Muhalif liderin portresi:

https://p.dw.com/p/J7HY
Fotoğraf: picture alliance/dpa

Kısa boylu, cesur kadın ilk bakışta oldukça kırılgan olduğu izlenimi veriyor. Oysa 63 yaşındaki Aung San Suu Kyi, 20 yıldır Myanmar cunta yönetiminin baskıları karşısında yılmadan siyasi mücadelesini sürdürüyor. Ülkesi için demokrasi, özgürlük ve daha iyi yaşam şartları hedefleyen Suu Kyi, 13 yıl süren hapis ve ev hapsi cezalarına karşın bu ideallerinden vazgeçmedi.

Ülkenin milli kahramanının kızı

Aung San Suu Kyi, uzun yıllar İngiliz sömürgesi olan Myanmar'ın bağımsızlığına kavuşmasında büyük rol oynayan, ülkenin milli kahramanı Aung San'ın kızı. İngiltere'nin tanınmış üniversitelerinden Oxford'da eğitim alan Aung San Suu Kyi, bir İngiliz vatandaşı ile hayatını birleştirdi. Suu Kyi’nin bu evlilikten iki oğlu oldu.

Hasta annesi için Myanmar'a döndü

1988 yılında hasta olan annesine bakmak için Myanmar'ın eski başkenti Yangon'a geri dönen Suu Kyi, ülkesinin çalkantılı bir dönemden geçtiğinin farkındaydı. Zira diktatörlükle yönetilen Myanmar, askeri cunta rejimine karşı protestolarla sarsılıyordu. Bu gelişmelerin dışında kalmayan Aung San Suu Kyi, Myanmar’daki demokrasi hareketinin sembolü oldu ve muhalefetin liderliğini üstlendi. Karizmatik lider, nerede halkın karşısına çıkarsa çıksın, büyük yandaş topladı ve halkın büyük desteğini kazandı. Muhalif tutumuyla cunta yönetiminin tepkisini çeken Aung San Suu Kyi, ilk kez 1989 yılında ev hapsine mahkum edildi.

Cunta yönetimi seçimi tanımadı

Bu gelişmelerden bir yıl sonra liderliğini yaptığı muhalif Ulusal Demokrasi Ligi Partisi halkın büyük desteğini alarak seçimden zaferle çıktı. Ancak ordu seçim sonuçlarını tanımadı ve ülke generaller tarafından yönetilmeye devam etti. Cunta yönetimi o günden bu yana Myanmar’daki rejime muhalif her tür ayaklanmayı şiddet kullanarak bastırıyor.

Nobel Barış Ödülü'ne layık görüldü

Aung San Suu Kyi ise demokrasi ve özgürlük mücadelesini ev hapsinde olduğu süre içerisinde de sürdürdü ve bu çabaları dolayısıyla 1991 yılında Nobel Barış Ödülü'ne layık görüldü. Suu Kyi, Myanmar’daki en zaruri ihtiyacın ‘demokrasi’ olduğunu şu sözlerle anlatıyordu:

"Elzem olan ilk adım ülkenin totaliter bir rejimden demokratik bir rejime dönüştürülmesidir ki, en zor olanı da budur. Ancak bu adım atıldığında, halkımız demokratik toplumun zorluklarının büyük bir başarıyla üstesinden gelecektir."

Barışçıl yollardan demokrasi hedefi

Aung San Suu Kyi, ev hapsi cezasının son bulduğu dönemlerde yurt dışına çıkma olanağına sahipti, ancak o ülkesinde kalmayı tercih etti. Kendisiyle yapılan son söyleşilerden birinde, uzun bir süreye ihtiyaç duyulsa bile, demokrasiye mutlaka barışçıl yollardan ulaşılması gerektiğini savunuyor ve "İnsan hedeflerine pek çok araç kullanarak hızlı şekilde ulaşabilir. Ancak bu önceden tasarlananın çok uzağında bir noktaya gelinmesine de yol açabilir. Çünkü hedefe giden yolda, hedefin kendisi zarar görmüştür" diyordu.

Cezası 2002'de kaldırıldı

Aung San Suu Kyi, ülkesinin demokratik bir geleceğe sahip olacağı umudunu hiç kaybetmedi. Suu Kyi’nin ev hapsi cezası en son 2002 yılında kaldırıldı. Ancak bu özgürlük kısa sürdü. Büyük bir protesto gösterisine giderken, cunta yönetimi yanlısı saldırganlar muhalif liderin konvoyunun önünü kesti; saldırı nedeniyle 70 kişi hayatını kaybetti.

Beklenenin aksine saldırganlar değil, Aung San Suu Kyi gözaltına alındı ve kamusal alanda huzursuzluğa sebebiyet verme gerekçesiyle yeniden ev hapsi cezasına çarptırıldı. O günden bu yana bir daha hiç salıverilmedi, şu anda da ülkenin 'işkence cezaevi' olarak bilinen Insein'de tutuluyor.

Myanmar'ın 'Lady'si

Aung San Suu Kyi ya da Myanmar'daki adıyla 'Lady' halkın büyük çoğunluğunu cunta yönetimine karşı harekete geçmeye teşvik edecek bir güce sahip. Lady, özgür olduğu dönemlerde verdiği söyleşilerden birinde şöyle konuşuyordu:

"Cuntaya baskı yapmak için uğraşılmıyor, esas amaç Myanmar'da doğru yönetimin bulunabilmesi için cuntanın doğru yola yönlendirilmesi. Bizim, herkesin, cuntanın da mutlu yaşayabildiği bir ülke istediğimizin açıkça ortaya konması çok önemli."

Bernd Musch-Borowska Çeviren: Başak Özay

Editör: Ayhan Şimşek