Myanmar'da darbeye sessiz protesto
1 Şubat 2022Güneydoğu Asya ülkesi Myanmar'da 1 Şubat 2021'de gerçekleştirilen askeri darbenin birinci yıl dönümünde bazı kentlerde sessiz protesto eylemleri gerçekleştirildi. Muhalefetin çağrısı üzerine gerçekleştirilen eylemlerde darbeden sonra iktidarı ele geçiren askeri rejim kınandı.
Myanmar Now adlı haber portalında yayınlanan haberde vatandaşların ülke genelinde düzenlenen sessiz protesto gösterilerine destek verdikleri belirtildi. Sosyal medyada da boş sokak ve kapalı mağazalara ait çok sayıda fotoğraf yayınlandı. Ayrıca ülke çapında küçük mitingler ve protesto yürüyüşleri yapıldı.
Askeri cunta, eylemlere katılımı engellemek amacıyla göstericilerin ömür boyu hapis cezası ile cezalandırılacağı tehdidinde bulunmuştu. Basında çıkan haberlere göre askeri cuntanın yasaklamalarına rağmen gösterilere katılan 100'den fazla kişi tutuklandı.
BM'den kınama
Birleşmiş Milletler (BM), ordunun bir yıl önce iktidarı ele geçirmesinden bu yana muhaliflere uygulanan sert tutumu eleştirdi.
1 Şubat 2021'deki askeri darbeden bu yana ülkede kaos sürüyor. Tutuklulara yardım örgütü AAPP tarafından yapılan açıklamaya göre, bir yılda aralarında çocuklar, barışçıl göstericiler, insan hakları aktivistleri ve sağlık personelinin de bulunduğu bin 500'den fazla protestocu öldürüldü. Aynı kaynağa göre bu süre içinde 11 bin 800'den fazla kişi tutuklandı, yaklaşık bin kişi halen cezaevinde bulunuyor.
Darbenin yıldönümünde Birleşmiş Milletler temsilcileri, ordunun halka yönelik sert tutumunu kınadı.
BM'nin Bağımsız Myanmar Soruşturma Mekanizması Baş Soruşturmacısı Nicholas Koumjian, ülkedeki uygulamaların "insanlığa karşı suçlar" veya "savaş suçları" olarak sınıflandırılabileceğini söyledi. Koumjian, keyfi tutuklamalar, işkence, cinsel şiddet ve hatta cezaevinde cinayetler işlendiğine dair inandırıcı iddiaların olduğunu dile getirdi.
BM'nin Myanmar'daki İnsan Hakları Özel Raportörü Tom Andersson ise uluslararası toplumun Myanmar'daki gelişmelere karşı daha kararlı bir tepki vermesini istedi.
Londra merkezli Burma İnsan Hakları Ağı tarafından hazırlanan yeni bir raporda ise askeri devrimi gerçekleştiren cuntanın herhangi bir yaptırımla karşılaşmamış olması eleştirildi.
Örgütün Başkanı Kyav Win, Bangkok'ta düzenlediği basın toplantısında Rohingya Müslümanlarına uygulanan soykırımın ardından da ilgililerden hiçbir suretle hesap sorulmadığını belirterek, "ordu öldürmek için özel bir yetkiye sahip olduğuna inanıyor" dedi. Win, bu durumun, orduyu tüm ülkede insanlığa karşı suç işlemeye teşvik ettiğini ileri sürdü.
Avrupa Birliği, ile müttefikleri Myanmar'daki askeri yönetime seslenerek ülkede şiddete son verilmesi çağrısında bulundu. ABD ve İngiltere tarafından da imzalanan bildiride ise, silah satışı ve transferi ile bu alanlardaki teknik yardımların durdurulması gerektiği belirtildi.
ABD'den yaptırım kararı
ABD hükümeti de Pazartesi günü İngiltere ve Kanada ile anlaşarak Myanmar'da bulunan yedi kişi ve iki kuruma yeni yaptırımlar uygulayacağını açıkladı. ABD Hazine Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre yaptırımlar yargı ve askeri cunta mensuplarına yönelik uygulanacak.
Öte yandan Birleşmiş Milletler Salı günü Myanmar'a yardım çağrısı yaptı. Birleşmiş Milletler ve ortak kuruluşlarının 2022 yılı için Bağışçılardan 826 milyon dolar (734 milyon euro) talep ettiği belirtildi. Söz konusu meblağ ile ülkede yoksul durumdaki 6,2 milyon insan için acil insani yardımların finanse edileceği belirtildi.
BM'nden yapılan açıklamada, şiddetli siyasi ve ekonomik kriz ile korona salgını nedeniyle Myanmar'da yaklaşık 25 milyon insanın yoksulluğa sürüklendiği belirtildi.
Myanmar ordusu geçen yılki askeri darbeyi, herhangi bir kanıt sunmadan, seçimlere hile karıştırıldığı gerekçesiyle gerçekleştirdiğini savunuyor.
Kasım 2020'de yapılan seçimi, başını kadın politikacı Aung San Suu Kyi'nin çektiği Ulusal Demokrasi Birliği açık farkla birinci tamamlamış, ordunun desteklediği parti ise kazanamamıştı. Darbenin hemen ardından Suu Kyi ile Cumhurbaşkanı Kazan Myint tutuklanmıştı.
AFP,epg/TY,BÖ
© Deutsche Welle Türkçe