Minare yasağı AİHM'de
18 Aralık 2009İsviçre’de Kasım ayı sonunda yapılan referandumda alınan 'yeni minare inşaatının yasaklanması' kararı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından incelenecek. Yasağı mahkemeye götüren Cenevre Camii'nin eski sözcüsü Hafid Ouardiri, İsviçre’nin minare yasağını uygulamaya koyarak Müslümanların din özgürlüğünü ihlal ettiğini savundu. Ouardiri ayrıca bu uygulamanın yalnızca İslam dinine yönelik olması nedeniyle, ‘ayrımcı’ olduğunu da öne sürdü.
9'uncu madde ihlal ediliyor
Hukukçular ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yapılan başvurunun mahkeme tarafından kabul edilip edilmeyeceği konusunda tereddütlü. Zira usulen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru yapabilmek için öncelikle tüm iç hukuk yollarının tüketilmiş olması gerekiyor. Bu hallerde dâhi, mahkeme yapılan başvuruyu reddetme hakkına sahip. Alman hukukçu Profesör Mathias Rohe, İsviçre’deki minare yasağı kararının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde düzenlenen din özgürlüğü hakkının açık bir ihlali olduğu görüşünde. Rohe, “içerik olarak tartışılacak bir şey yok. Bu uygulama Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin düşünce, vicdan ve din özgürlüğünü düzenleyen 9'uncu maddesini açıkça ihlal ediyor. Bundan da demokrasi ile hukuk devletinin aynı şey olmadığı görülüyor. Gayet anlaşılabilir nedenlerden dolayı, hukuk devleti ile ilgili bazı ilkelerin demokratik kararlara konu edilememesi benimsenmiştir. Örneğin azınlık hakları hakkında demokratik oylama yapılmaz, çünkü yapıldığı takdirde bu haklar hızla kaybedilir. İsviçre’deki yasak işte bunun bir örneği. Almanya’da ve dünyanın pek çok ülkesinde hukuk devleti ilkesinin oya sunulmasına izin verilmemesinden dolayı çok mutluyum.”
"Bu vaka bir ilk"
Bazı hukukçular, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin başvuruyu kabul etmeyeceği görüşünde. Buna neden olarak başvuruyu yapan Ouardiri’nin minare yasağı uygulamasından birebir etkilenmiş olmaması gösteriliyor.
Konuya ilişkin açıklama yapan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Başkanı Jean-Paul Costa ise bu vakanın bir ilk olduğunu, daha önce herhangi bir ülkedeki bir referandum sonucunun gündemlerine gelmediğini belirtti. Costa, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin davayı kabul edebileceği sinyalini de verdi. Bir referandumla alınan karara İsviçre Anayasa Mahkemesi'nde itiraz etmenin mümkün olmadığına dikkat çeken Costa, din özgürlüğünün ihlal edildiğini düşünen bir kişinin doğrudan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurabileceğini belirtti.
Mahkemenin davanın görülüp görülmeyeceğine kısa bir süre içinde karar vermesi beklenmiyor. Bu sürecin aylar sürebileceği belirtiliyor.
Hükümetin tavrı
İsviçre’de siyasi kulislerde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin davayı kabul edip, davacıyı haklı bulması halinde, bu kararın hükümet tarafından memnuniyetle karşılanacağı konuşuluyor. İsviçre hükümeti yetkilileri, ‘minare yasağı’ referandumunun karşısında olduklarını açıklamış, ancak bunun din özgürlüğünün kısıtlanmasına anlamına gelmediğini vurgulamıştı.
© Deutsche Welle Türkçe
Derleyen: Başak Özay
Editör: Beklan Kulaksızoğlu