1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Milyonların kaderi muhalefetin elinde…

Türkei Banu Güven
Banu Güven
24 Ocak 2023

"An itibarıyla tek umut, iki ittifakın da olabildiğince çok seçmeni sandığa çekecek ve Erdoğan'ı ilk turda yüzde 50’nin altında bırakacak adaylarla yola çıkması." Banu Güven DW Türkçe'de yazdı.

https://p.dw.com/p/4MY1f
İstanbul İstiklal Caddesi'nde insan kalabalığı
Fotoğraf: Emre Eser/DW

Bu seçim kader seçimi.

Bunu ilk kez söylemiyoruz. Geride bıraktığımız her seçim bir nevi kader seçimiydi. Her seçimde bugün yaşadığımız kadere daha yaklaştık çünkü. Bazen büyük ve dramatik, bazen de daha küçük gibi görünen ama ciddi sonuçları olan adımlarla. AKP'nin iktidarda olduğu 20 yıl boyunca muhalefet sıralarında oturan partilerin ve siyasi aktörlerin çok kez hata yaptığını gördük. Muhalefet yine benzer hatalar yaparsa, önümüzdeki Genel Seçim ve Cumhurbaşkanlığı Seçimi'nin sonucu uçuruma doğru büyük bir adım olabilir. Tek adam yönetimini benimsediğini açık açık söyleyen Erdoğan bir seçim daha kazanırsa beş yıl sonra memleketi insanı, taşı ve toprağıyla düştüğü yerden kaldırmak çok daha zor olur. Bu yüzden muhalefet için geçmişten çıkarılabilecek bazı dersleri hatırlatmaya çalışacağım:

Asgari müştereklerde buluşmak bu kadar mı zor?

Muhalefetin ve özellikle de ana muhalefetin düştüğü en büyük hatalardan biri, kendi içinde demokrasinin bel kemiğini oluşturan asgari müştereklerde bile buluşamamış olmak. Bunun için en önemli sınavlardan biri 2014'teki Cumhurbaşkanlığı seçimiydi. Kemal Kılıçdaroğlu, o zaman HDP'nin bir CHP'liyi, eski AİHM yargıcı Rıza Türmen'i ortak aday belirleme teklifini cevapsız bırakmış, sonra da gidip MHP ile ortak aday belirlemişti. "Ekmek için Ekmeleddin"den söz ediyorum. Türkiye'nin iç politika dinamiklerine ve aktörlerine son derece yabancı olan Ekmeleddin İhsanoğlu'nun adaylığı, "Olmayacak duaya amin" demekti, CHP seçmenini çizgisinin çok uzağında bir adaya oy vermeye davet etmekti.

Ekmeleddin Bey başarılı olamadı, çünkü yeterince kapsayıcı bir aday değildi. Bu nedenle önemli bir seçmen kitlesi de sandığa gitmedi. 2014 seçimine katılım oranı yüzde 74,13'te kaldı. HDP ile ortak aday belirlemekten korkan CHP, MHP ile ortaklık yapıp kaybetti. CHP o seçimde HDP ile ortak aday belirleyip seçime girseydi, belki kılpayı da olsa ikinci tura kalabilirdi.

"Her şerde bir hayır var" sözündeki doğruluk payına gelince… 2014 seçiminde Türkiye'nin kazancı Selahattin Demirtaş gibi bir siyasi lider oldu. Demirtaş, herkese demokratik Kürt hareketinin ve siyasetteki ağırlığının gözardı edilemeyeceğini gösteren, samimiyetiyle MHP'li seçmenden bile oy alan, ezber bozan bir lider oldu. Demirtaş 2018 seçimlerinde de adaydı ve cezaevinde olmasına rağmen oy sayısını artırdı. Bu da Türkiye'de siyasete dair önemli bir dersti.

Anamuhalefetin 2018 seçimlerinden ders aldığını bir yıl sonra yerel seçimlerde anladık. Ekrem İmamoğlu HDP'li seçmenin oylarıyla seçilebildi. Görev süresince de adının HDP'li siyasetçiler ya da seçmenle birlikte anılmasının doğal olduğunu söyledi. İmamoğlu HDP'ye ve seçmenine saygı göstermeden seçim alınamayacağını iyi anlayan ve buna göre hareket eden bir lider oldu. Gelecek planlarını da buna göre yapmakta.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu - (20.12.2023)
Kemal Kılıçdaroğlu ve Ekrem İmamoğluFotoğraf: ANKA Agentur

İmamoğlu için konu kapandı

İmamoğlu cumhurbaşkanı adaylığı ile ilgili Fatih Altaylı'ya, "Erdoğan'ın karşısındaki rakip takımın bir oyuncusuyum. Teknik direktör beni oyuna sokar veya sokmaz. Ona ben karar vermeyeceğim… Kendimi aday görmek gibi bir hadsizlik içinde değilim. Ama takımın sahaya çıkarabileceği bir oyuncusuyum. Bu net" diye cevap vermişti. Adaylığa açık bir kapı bırakan ve istekli olduğunu da anlatan bu sözler, 20 Aralık'ta söylendi ama Kılıçdaroğlu ve CHP içinden gelen sinyallerle birlikte İmamoğlu için konu artık kapandı.

Benim düşüncem, İmamoğlu'nun iyileştirilmiş parlamenter sisteme geçerken Cumhurbaşkanlığı için kapıları zorlayıp, İyi Parti'yi de yanına çekerek masaları devirmek yerine, bu şansı ileride kullanmayı tercih edeceği yönünde. Belki de ileride, büyük olasılıkla kesinleşecek siyasi yasağı bittikten sonra, partisinin liderliğine de talip olabilecek bir Ekrem İmamoğlu göreceğiz.

Uzun lafın kısası bütün işaretler Altılı Masa'nın adayının, en büyük bileşen olan CHP'nin adayı Kemal Kılıçdaroğlu olacağını gösteriyor. Peki Kılıçdaroğlu, HDP'li seçmenin ve HDP'nin içinde bulunduğu Emek ve Özgürlük İttifakı seçmenlerinin oyunu alabilir mi? Evet, 2023'te helalleşme sözü veren Kılıçdaroğlu bu seçmenlerin de oyunu almayı başarabilir ama ancak ikinci turda. Eğer adaylık yolunda tek başına yürümeye başlamasaydı, Altılı Masa da aday belirlerken Emek ve Özgürlük İttifakı ile beraber hareket etseydi, kuşkusuz ilk turda da bu oyları alıp seçilebilirdi de. Ama başlangıç noktasına dönüyoruz. Maalesef olmuyor işte.

Daha önce seçim ve sandık güvenliği konusunda ihtiyacı olduğu için HDP ile beraber hareket etmiş olan Meral Akşener'in İYİ Parti'si, aday belirlerken HDP'yi istemiyor. Bunun ardında seçmenini kaybetme endişesi kadar ideolojik bariyer de rol oynuyor. Öyle olmasa İYİ Parti de ezber bozabilir ve Türkiye'ye kaybettiren ayrılıkların, çatışmaların son bulmasına önayak olabilirdi.

Ezber bozma ve buluşturma rolü HDP'nin

Bu görevi Türkiye siyaset sahnesinde yine HDP üstleniyor. Partide bu kez kadın aday çıkarma konusunda ağır basan bir irade var. Bir iddiaya göre hapiste olan eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak'ın adaylığı halen konuşuluyor. Bu yazıyı yazdığım sırada parti içinde aday belirleme tartışmaları sürüyordu. Parti Eş Genel Başkanı Pervin Buldan'ın Bianet söyleşisindeki, "Altılı Masa'nın adayının bizim adayımız lehine çekilmesi durumunda, adayımızın birinci turda kazanma şansının çok yüksek olduğunu söylemek isterim" sözleri epey iddialı. HDP bu sözlerle milyonlarca seçmeniyle birlikte siyaseten koltuk değneği muamelesi görmeyi kabul etmediğini vurguluyor.

Özetle: Seçime ortak bir muhalefet adayıyla girme ve ilk turda sonuca ulaşma şansı ortadan kalktı. Yani daha önce yanlış yapılan soruda yine takılıp kaldık. Bu seçimde devranın dönmesi için artık tek umut, iki ittifakın da hem olabildiğince çok seçmeni sandığa çekecek, hem de Erdoğan'ı ilk turda yüzde 50'nin altında bırakacak adaylarla yola çıkması, bu yolda da kaza yapmaması. Milyonların kaderi muhalefetin elinde.

Türkei Banu Güven
Banu Güven Gazeteci ve TV moderatörü. Türkiye, Almanya ve dünyadaki gelişmeler üzerine yazılar kaleme alıyor.