Marzabotto katliamanın 60. yıldönümü
29 Eylül 2004Bundan tam 60 yıl önce 29 Eylül 1944 tarihinde İtalya’nın kuzeyindeki Marzabotto, batı Avrupa’da yaşanmış en acı katliama, Nazi Almanyası’nın Batı Avrupa’da işlediği en ağır savaş suçuna sahne oluyordu. Savaşın sonuna yaklaşılmış, İtalya’nın büyük bölümü müttefikler tarafından işgal edilmiş, Almanlar’ın elinde sadece kuzey İtalya kalmıştı. Burada, Bolonya’nın güneyinde Marzabotto vilayetinde Nazi askerleri, çoğu kadın ve çocuk 780 kişiyi katletti.
Marzabotto bugün iki ülke arasında barışmanın bir sembolü. İki yıl önce dönemin Alman Cumhurbaşkanı Johannes Rau Marzabotto’ya giderek Almanya adına işlenen insanlık suçu için özür dilemiş, Rau’nun burada yaptığı konuşma, İtalya’da, tarihi bir olay olarak büyük etki uyandırmıştı. Bu Pazar günü Marzabotto’da, 60 yıl önceki insanlık suçunu anma törenleri düzenlenecek.
Katliamdan sağ kurtulanlar
Francesco Pirini ise katliamdan hayatta kalan az sayıda kişiden biri. Annesi vadide yanan evleri ve yaklaşan Alman askerlerini gördüğünde ona ormana gidip saklanmasını söylemiş. O zamanlar 17 yaşında olan Pirini köyün dışındaki bir tepeye koşarak tam kilisenin karşısında kalan bir yere saklanmış ve kadın, çocuk ve yaşlıların evlerden toplanışını gözlemlemeye başlamış. Pirini yaşadıklarını anlatmaya şöyle devam ediyor:
"Herkesi kiliseye topladılar. Kilise tam gözlerimin önündeydi. Evleri rahatsız edilmeden rahatça arayabilmek için insanları topluyorlar diye düşündüm. Ama hayır. Kısa süre sonra SS askerlerinden biri pencereden kilisenin içine bir el bombası attı. Korkunç bir patlama oldu. İçerideki insanların çığlıklarını duyuyordum, yavaş yavaş sönükleşen çığlıkları..."
50 kişi de makinalı tüfeklerle tarandı
Kiliseye 26 kadın, yirmi çocuk ve iki yaşlı getirilmişti. Patlamanın ardından bazıları hemen öldü, bazıları ise ağır yaralı halde, acı içinde yavaşça. Komşu Casaglia’da da 50 kişi SS askerleri tarafından mezarlığa götürüldü, aile fotoğrafı gibi boylarına göre sıraya dizildi ve makineli tüfeklerle tarandı. Francesco Pirini’nin ablası da mezarlığa götürülenler arasındaydı. Pirini, ablasının hayatta kalış mücadelesini anlatıyor:
"Kalçasından yaralanarak yere düşmüş, diğer vurulanlar ablamın üzerine düşünce altta kalmış. Bu, onun kurtuluşu oldu. Hiç kıpırdamadan bütün gün yığılı cesetlerin altında yatmış. Ertesi gün ormanda saklanıp hayatta kalan bir çiftçi ailesini aramaya gelmiş. Adamın ailesinden herkes ölmüştü. Ablam birinin geldiğini duyunca yardım istemiş ve çiftçi cesetleri kaldırıp ona ulaşmış. Ablam böylece kurtulmayı başardı."
Batı Avrupa’daki en ağır insanlık suçu
Ordunun resmi rakamlarına göre, 780 kişinin öldürüldüğü Marzabotto katliamı Almanlar’ın batı Avrupa’da işledikleri en ağır savaş suçu olarak tarihe geçti. Roma’daki Alman Tarih Enstitüsü’nden Lutz Klinkhammer katliamla ilgili şunları söylüyor:
"Öldürülenlerin büyük bölümü, kadın, çocuk, yaşlı ve özürlülerden oluşuyordu. 400’ün üzerinde kadın, ikiyüzden fazla çocuk, yaşlı ve özürlü. Savaşabilecek ya da eli silah tutan erkekler yoktu aralarında. Bu bile, çetelerle ya da partizanlara karşı mücadelenin değil, tam anlamıyla bir imha eyleminin sözkonusu olduğunu gösteriyor."
Marzabotto barışmanın sembolü oldu
Dehşet sembolü Marzabotto bugün barışmanın sembolü haline gelmiş durumda. 16 kilometre uzunluğunda ve beş kilometre genişliğindeki bölge on yıl önce bir tarih parkına dönüştürüldü. Francesco Pirini bugün aralarında Almanların da bulunduğu öğrenci gruplarını bölgede gezdiriyor. Mesajı, insanların bir daha faşist, Nasyonal Sosyalist ya da insan yaşamını hiçe sayan diğer ideolojiler tarafından yönetilmesine izin verilmemesi gerektiği.
Tarih parkında, finansmanına Almanya’nın Hessen Eyaleti‘nin de katıldığı bir barış okulu da bulunuyor. Her yaz Alman ve İtalyan gençler, genç İsrailli ve Filistinliler’le burada biraraya geliyor. Yaz kampının amacı Alman ve İtalyanlar’ın böylesine korkunç bir katliamın ardından bile barışmayı başarabildiklerinden yola çıkarak örnek oluşturmak.