Müslüman kadınlar "sansürsüz" konuşursa
Norveçli gazeteci ve yazar Birgitte C. Huitfeldt son kitabı "Sansürsüz“de farklı ülkelerdeki Müslüman kadınların yaşamlarını kaleme aldı.
Mısır’da özlem duyulan özgürlüğe doğru
Kitap Mısırlı bir doktor, yazar ve kadın hakları savunucusu olan Nawal El Saadawi’nin hikayesiyle başlıyor. Saawadi'ye göre “Ataerkil, emperyalist ve militarist bir sistem içinde kadınlar özgürleşemez. Özgürlük olmayan sahte bir demokrasi ve adil olmayan bir iktidar tarafından yönetiliyoruz
Sürgünde yaşayan bir psikanalist
Suriyeli psikanalist Rafah Nached 2011 yılında Şam’da, Esad rejimine yönelik protestolara katılmış ve travma yaşamış kişilere yardım ettiği için tutuklandı. İki ay sonra serbest bırakıldı. O günden beri Paris’te yaşıyor. Nached’e göre “Arap dünyası değişimi reddediyor. Kitlelere uyum sağlamayanlar anarşist ya da anormal sayılıyor”
Demokrasi halkın iradesidir
Shirin Ebadi, kadın, çocuk ve göçmen hakları konusunda çalışan İranlı bir avukat. 2003 yılında Nobel Barış Ödülü kazanan avukat İran’da polis ve hükümet tarafından tehdit ediliyor. “Demokrasi açısından Doğu ve Batı yoktur. Demokrasi halkın iradesidir. Bu sebeple önerilen farklı demokrasi modellerini kabul etmiyorum.”
İsrailliler ve Filistinlilerin barışı
Filistinli milletvekili, aktivist ve bilim kadını Hanan Askrawi’ye göre “işgal etmek erkildir ve militaristtir. İsrail ve Filistin arasındaki kavga sonradan icad edilmiştir ve kadınlar olarak bunu sona erdirmemiz gerekir.” Yahudi mültecilere ilişkin tartışmalı açıklamalarına rağmen Ashrawi İsrail ve Filistin arasındaki barış görüşmelerine önemli katkı sağladı.
Yemen’deki erkeklerin kadın korkusu
Feminist Amal Basha’nın ülkesi Yemen cinsiyet temelli eşitlik konusunda BM'nin yayınladığı listede sonlarda. Ülkede, kadınların ekonomik, sosyal ve kültürel hakları şeriat yüzünden kısıtlanıyor. Basha’ya göre “Kadınlar barışın sesi olduğu için erkekler kadınlardan korkuyor. Kadınlar silah taciri olmadıkları için erkekler gibi savaştan medet ummuyor”
Libya’da umut var mı?
BM’de çalışan Libyalı Hajer Sharief’e göre ülkelerinde sürmekte olan iç savaşı sona erdirmek için hem kadınlara hem erkeklere görev düşüyor. “Eğer ailelere yakından bakarsanız oğlunu savaşa gönderen anneleri görürsünüz. Bu kadınlar silah taşımıyorlar ancak Libya’daki şiddet sarmalına katkı sağlıyorlar.”
Ürdün’de namus cinayetleri
Ürdünlü feminist, insan hakları aktivisti ve araştırmacı gazeteci Rana Husseini ağırlıklı olarak kadınlara yönelik şiddete ilişkin yazılar yazıyor. Ona göre “Ürdün toplumu, hakarete ya da tecavüze uğraması, çocuk doğurması, yanlış bedende doğmuş olması, hatta kendi kocasının sadakatsizliğinden bile kadını sorumlu tutuyor, bu durum namus cinayetlerinin sebebi”