Londra'yı görmek için 10 neden
İngiltere’nin başkenti Londra, Avrupa’nın en çok ziyaret edilen şehri olma unvanını koruyor. İşte bu büyülü kenti ziyaret etmek için 10 neden
Thames Nehri
Londra’nın görmeye değer en ünlü güzellikleri Thames Nehri kıyısı boyunca sıralanıyor. Örneğin nehrin güney yakasında dolaşanlar ünlü dönme dolap "London Eye"ı görebilir. İngiliz parlamentosunun bulunduğu Westminster ve Londra’yla özdeşleşen Big Ben saat kulesi de nehrin etrafında sıralanan diğer önemli yapılar.
Köprüler
Thames Nehri boyunca birçok köprü görmek de mümkün. Hatta bunlardan biri, şehrin simgesi haline gelmiş olan Kule Köprüsü (Tower Bridge). Burayı ziyaret edenler eskiden gemiler geçerken köprü kanatlarını açmak için kullanılan hidrolik düzeneği de görebiliyor. Yükseklik korkusu olmayanlar da 42 metre yükseklikteki uçma hissi yaşatan, cam tabanlı yürüyüş yolu Skywalk'un tadını çıkartabilir.
Müzeler
Victoria ve Albert Müzesi, İngiliz Müzesi ve Tate Modern‘in de aralarında bulunduğu müzeler dünyanın en iyi müzelerinden sayılıyor. The Tate Modern eski bir enerji santralinin müzeye dönüştürülmesiyle oluşmuş. Üstelik Londra’daki diğer müzelerde olduğu gibi bu müzeye giriş de ücretsiz.
Müzik
Ardı arkası gelmeyen konserler Londra’yı müzikseverler için de en cazip kentlerden biri yapıyor. Şehir canlı müzik etkinliklerinden, megastarların konserlerine ve açık hava festivallerine dek birçok doyumsuz müzk ziyafeti olanağı sunuyor.
Saraylar
Kraliçe II. Elizabeth’in resmi konutu Buckingham Sarayı da Londra’yı ziyaret edenlerin uğrak yerlerinden. Sarayın bazı odaları her yıl temmuz ayından ekim ayına kadar, Kraliçe İskoçya’da iken ziyarete açılıyor. Ayrıca Kraliyet Ailesi'ne ait daha fazla mekan görmek istiyorsanız Kensington Sarayını da ziyaret edebilirsiniz.
Parklar
Londra yemyeşil parkları ve bahçeleri ile dünyadaki pek çok şehirden çok daha fazla yeşil alana sahip. Regent's Park'ın kuzeyindeki Primrose Tepesi’nden kentin muhteşem manzarasının tadını çıkarabilirsiniz.
Alışveriş
Londra her bütçeye ve zevke hitap eden alışveriş kültürüyle de ünlü. Şık butiklerden büyük alışveriş merkezlerine ve ikinci el dükkânlara aradığınız her şeyi bulmanız mümkün. Ayrıca haftasonları şehrin sokakları gıdadan kıyafete ve antikaya dek her türlü satışın yapıldığı büyük pazarlara ev sahipliği yapıyor.
Kiliseler
Westminster Abbey ve St. Paul Katedrali Londra’nın en ünlü kiliseleri. Fotoğrafta görülen Westminster Abbey 1066 yılından bu yana Kraliyet Ailesi'nin taç giyme törenlerine ev sahipliği yapıyor. Kraliçe II. Elizabeth de 1952 yılında tacını bu kilisede devralmıştı. Prenses Diana’nın cenaze töreninin yanı sıra Prens William ve Kate’in düğünleri de yine bu kilise de düzenlenmişti.
Gökdelenler
Thames’in güney yakasında yer alan 244 metre yüksekliğindeki "The Shard" adlı gökdelen Londra’nın nefes kesici bir manzarasını sunuyor. Cam ve çelikten oluşan ve tasarımı mimar Renzo Piano’ya ait olan gökdelen, Batı Avrupa’nın en yüksek binası olma özelliğini taşıyor.
Barlar
Londra’yı kısaca "pub" olarak bilinen geleneksel barları (Public Houses) olmadan hayal etmek imkansız. Bu barlarda sayısız içki çeşidinin yanı sıra "fish and chips" (balık ve patates kızartması) gibi leziz atıştırmalıkları da bulmak mümkün.