Libya'da esas hedef petrol mü?
12 Ağustos 2011
Batı’nın Libya’da yaşananlara kısa süre içerisinde tepki göstermesi beklenmedik bir gelişmeydi. Libya lideri Kaddafi’ye tepki gösteren Batılı ülkelerin öncüsü ise Fransa oldu. Fransa’nın bu tutumu şaşkınlık yarattı; zira Fransa Tunus’ta yönetime karşı isyanlar başladığında, Devlet Başkanı Zeynel Abidin Bin Ali’den yana tavır almış, Abidin’e destek vermeyi dahi teklif etmişti. Fransa, Libya’da ise tepkisini en sert şekilde gösteren ve muhalifleri tanıyan ilk Batılı ülke oldu. Fransa’nın bu hızlı tepkisinin Tunus'taki ihmalkârlığını telafi etme çabası olduğu düşünüldü. Ancak isyancıların desteklenmesinin ardında gerçekten de siyasi nedenler mi yatıyordu, yoksa ekonomik menfaatlerin de bir rolü var mıydı? Libya uzmanı gazeteci Alfred Hackensberger’in yorumu şöyle: “Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy çok kızgındı. Sarkozy, daha önce Libya lideri Kaddafi’yi büyük bir coşku ile karşılamış ve taraflar arasında ticari anlaşmalar yapılmıştı. Ancak Kaddafi, bu anlaşmalara, örneğin savaş uçaklarıyla ilgili olanına, bağlı kalmadı; söz konusu uçaklar Rusya’dan sipariş edildi.”
Rusya'nın ekonomik menfaatleri
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin Libya’ya ilişkin karar tasarısının oylamasında Rusya’nın çekimser kalmış olmasında da ekonomik çıkarların etkili olmuş olabileceği ifade ediliyor. Zira devlete ait Rus silah şirketi, geçen yıllarda Libya ile iki milyar dolar tutarında silah anlaşmaları yapmıştı. Söz konusu silahlar arasında tanklar, savaş ve tatbikat uçakları bulunuyordu. Paris’teki Uluslararası Çalışmalar ve Araştırmalar Merkezi Başkanı Luis Martinez, Rusya'nın daha farklı endişeleri de olduğunu dile getiriyor. Martinez, “Rusya, silah sevkiyatındaki en büyük müşterisini kaybetmek istemiyor. Rusya, aynı zamanda Gazprom'un projesinin rafa kaldırılmasından da endişe ediyor. Rusya için Libya büyük miktarda silah alan ve aynı çıkarları izleyen küçük bir Irak gibi" diyor.
"Esas mesele petrol"
Libya ile ilişkilerde Rusya için silah ticaretinden daha fazlası söz konusu. Rusya, Libya ile petrol ticaretinden de kazanç sağlamayı umuyor. Rus doğalgaz şirketi Gazprom, 2007 yılında İtalyan petrol ve doğalgaz şirketi ENI’den Libya çöllerinde petrol çıkarma lisansı almıştı. Ülkedeki en büyük yabancı petrol yatırımcısı ENI, Libya’daki isyandan önce günde 1 milyon 600 bin varil petrol çıkarıyordu. Çoğu gözlemciye göre, Libya’daki savaşın esas nedeni, petrol kuyularına erişimin kolaylaşması ve koşulları kendileri için daha avantajlı hale getirmek.
Gazeteci Alfred Hackensberger, “NATO ülkelerinin operasyonun ardında, Libya’ya demokrasi getirme niyeti yoktur. Çıkarlar, petrol kaynakları, nüfuz ve iktidardır mevzu bahis olan. En büyük kazancı muhtemelen isyancılara koşulsuz yardım sunan Katar sağlayacak; zira isyancılar kendilerine yardım edenlerin petrol ihalelerinin dağıtımı sırasında bazı imtiyazlara sahip olacağını söyledi" şeklinde konuşuyor.
Libya’da isyancılar ile Kaddafi birlikleri arasında da aslında petrol kuyularına ve limanlara hâkim olma mücadelesi sürüyor. Zira buraların kontrolünü elinde bulunduran, ülke yönetiminde de söz sahibi olacak. Petrol şirketleri ve bu şirketlerin kayıtlı olduğu ülkeler içinse Kaddafi'ye bel bağlamak artık riskli, çünkü petrol kuyularının ve rafinelerin yoğun olarak yer aldığı doğu bölgeleri artık isyancıların kontrolünde.
© Deutsche Welle Türkçe
Lina Hoffmann / Çeviri: Başak Özay
Editör: Başak Sezen