'Lego' otomobiller
29 Kasım 2012
Almanya’nın otomobil ihracatıyla birlikte, ‘sökülmüş araç’ satışları da artıyor. İngilizce adının baş harflerinden oluşan CKD, otomobilin yedekleriyle birlikte yaklaşık iki bin parçaya ayrılıp konteyner ile şirketin yurtdışındaki tesislerine gönderilmesi anlamına geliyor. Böylece hem daha az gümrük vergisi ödeniyor hem de yerli tedarikçinin araçtaki parça payı garanti edilmiş oluyor. ‘Tam zamanında’ görevini ise yabancı şirketler yerine getiriyor. Bunlardan biri de Mercedes ve Volkswagen markalarının küresel lojistik hizmetlerini üstlenen Bremen’deki Lagerhaus şirketi.
Bremen’deki lojistik şirketine her gün ortalama 300 kamyon dolusu parça geliyor. 240 bin kilometrekare genişliğindeki alanda hangi kamyonun nerede yük indireceği dakikası dakikasına hesaplanmış.
Kamyonlarda, koltuk yüzlerinden, kaporta, vida, kelepçe, far ve yağ deposuna kadar otomobilde kullanılan bütün parçalar bulunuyor. 12 yıldır Bremen’deki şirketin lojistik merkezi müdürlüğünü yapan Matthias Klawitter bir araçta en az bin parça kullanıldığını anlatıyor. Daimler şirketi denizaşırı ülkelerde monte edilen araçlarının parçalarını Bremen’de ambalajlatıyor.
Otomobilin saç parçaları her gün 20 yük vagonuyla Stuttgart’taki pres tesislerinden Bremen limanındaki lojistik şirketine gönderiliyor. Otomobillerin montaj bandına çıkarılmadan parçalar halinde ihraç edilmesinin avantajlarını Klawitter şöyle anlatıyor: “Bazı ülkelerde komple otomobilden oldukça yüksek gümrük vergisi alınıyor. Bu nedenle otomobili parçalar halinde göndermek daha ucuza geliyor.”
Yüksek vergiden kurtulmanın yolu
Bazı ülkelerde ithal otomobillerden %300 oranında vergi alınıyor. İthal malı otomobil parçalarından kesilen gümrük vergisi ise kıyaslanamayacak oranda düşük. Bu bakımdan, Lagerhaus şirketinin böylesine kapsamlı bir lojistik görev üstlenmesine değiyor. Otomobilin satılacağı ülkede monte edilmesi, işçi ücretlerinin düşük olması bakımından kârlı. Aynı zamanda yerli şirketlerden alınan lastik, iç döşeme ve koltuk gibi parçalar da ucuza geliyor. Bremen’deki şirketin lojistik hizmetler müdürü, ithalat rejimlerindeki değişikliklerin kendilerini neden etkilemeyeceğini şöyle açıklıyor: “Doğal olarak her ülkenin üzerine düşen parça tedarikini %100 yerine getirebilecek durumda olup olmadığı da önemli. 1990’lı yıllardan beri edindiğimiz tecrübeye göre, müşterimizin geliştirme bilgisinden de yararlandığımız bazı parçaları hâlâ Almanya’dan gönderiliyor. Bu durum, bize gelecekte de ihtiyaç olacağını gösteriyor.”
Büyüklerin Lego'su
Bremen’deki lojistik şirketinin 900 personeli iki vardiya halinde çalışıyor. Otomotivcilik, konjonktür dalgalanmalarından doğrudan etkilenen bir branş. Bremen’deki depolardan her yıl 20 bin otomobillik parça geçiyor. Bütün parçalar tek, tek elden geçirilip ambalajlanıyor, konteynerlere dolduruluyor ve Hindistan, Mısır, Vietnam, Tayland, Malezya ve Endonezya gibi ülkelere gönderiliyor. Hangi parçanın taşımalığın neresine yerleştirileceği önceden belirleniyor. Bu merkezde barkodlarda kayıtlı direktiflere göre ve hata yapmadan çalışılması çok önemli.
Bremen’deki şirketin otomotivcilik şirketleriyle yaptığı sözleşmeler, otomobil modelinin üretim süresiyle sınırlı. Daimler hesabına her hafta 800 konteyner dolduruluyor. Bu parçaların %99’u Bremen’de gemiye yükleniyor. Maharet, en küçük vidadan kaportaya kadar bütün parçaların eksiksiz ve tam zamanında yurtdışındaki montaj bandına ulaştırılmasında.
© Deutsche Welle Türkçe
Godehard Weyerer/A. Günaltay
Editör: Başak Özay