1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Kırgızistan'ın büyük komşuları tedirgin

Miodrac Soric / DW29 Mart 2005

Kırgızistan’da Devlet Başkanı Askar Akayev’in devrilmesini izleyen kaos ortamı kısa sürede atlatıldı. Ama yine de Kırgızistan’ı nasıl bir geleceğin beklediği meçhul. Ancak bilinen tek şey, bölgedeki otoriter rejimlere direnişin Pekin ve Moskova yönetimlerinin hoşlarına gitmeyecek şekilde hızla yayıldığı. DW’den Miodrag Soric’in yorumu:

https://p.dw.com/p/AZxU

“Otoriter iktidar sahipleri dizginleri gevşetince zor duruma düşerler. Devrik Kırgızistan Devlet Başkanı Askar Akayev, geçen hafta protestocu göstericilere ateş açtırmadı. İktidarını sağlamlaştırmasına yardımcı olmak için ülkeye asker göndermeyi teklif eden komşularından destek almayı da reddetti. Kuvvete başvurmadan da duruma hakim olacağını sanmakla büyük hata ettiğini, çabuk anladı. Birkaç bin gösterici Akayev’i kısa sürede başkanlık koltuğundan etti. Akayev ve ailesi gelişmeleri beklemek üzere Rusya’ya kaçtılar.

Kesin olan ekonomik durumun kısa zamanda düzelmeyeceği. Sovyet döneminde de 1991 yılında bağımsızlığa kavuştuktan sonra da Kırgızistan fakir bir ülke olarak kaldı. Halkın üçte ikisi işsiz. Ortalama aylık gelir 40 dolar. Başkan Akayev’in seçimlerde hile yapıp aile fertlerinin cebini doldurması fakirlik yüzünden zaten bunalan Kırgızlar’ın patlamasına yetti.

Gürcü ve Ukraynalılar’dan cesaret alan Kırgızlar, Akayev’in bu kadar çabuk pes etmesini beklemiyorlardı. Muhalefet iktidara el koyarken hazırlıksızdı. Siyasi istikrarsızlık sürüyor. Alevlenen iktidar mücadelesinin nasıl sonuçlanacağı kestirilemiyor. AGİT arabuluculuk girişimlerinden şimdiye kadar sonuç alabilmiş değil. Kırgızistin yeni döneme hazırlıksız ve düzensiz giriyor.

Komşuları gelişmeleri dikkatle izliyorlar. Kremlin, Bişkek’in hakimi kim olursa olsun, Kırgızistan’ın Rus ekonomik yardımı olmadan ayakta kalamayacağını biliyor. Ancak Kırgızistan’ın, Gürcistan ve Ukrayna’dan sonra devlet başkanını kovan üçüncü BDT üyesi olması Moskova’yı tedirgin ediyor. Benzeri olayların Beyaz Rusya, Moldavya ya da diğer bağımsız cumhuriyetlere sıçrama ihtimali Kremlin’i düşündürüyor. Bu ülkeleri yöneten diktatörler gereken dersi aldılar ve muhalefeti ilk kıpırdanışında bastırmakta tereddüt etmeyeceklerdir.

Çin hükümeti de sınır bölgesindeki Türki halk topluluklarının dayanışmasından rahatsız olduğu için Kırgızistan sınırını kapattı. Çinliler, Ruslar, Kazaklar ve bölgede askeri üssü bulunan ABD, istikrarı bozabilecek gelişmeler karşısında çıkar ortaklığı kurdular.

11 Eylül 2001’e kadar dünyanın bu bölgesiyle ilgilenmeyen Avrupa’ya gelince. Batı, bu topraklara Rusya’nın nüfuz alanı gözüyle bakıyordu. Uluslararası terörizm ile mücadele Avrupa’ya Kırgızistan’ı keşfettirdi. Maalesef bu ilgi Avrupa’nın Bişkek üzerinde etkili olmasına yetmeyecektir. Komşusu Kazakistan gibi dev petrol ve doğal gaz yataklarına sahip olsaydı, Kırgızistan’a da dünya başka gözle bakardı.”