KYK yurtlarının kronik sorunu: Kapasite
25 Ağustos 2022Türkiye’de devlete ait öğrenci yurtlarının kapasitesinin yetersiz olduğu uzun süredir tartışılıyor.
Yüksek enflasyon nedeniyle özel yurt ücretleri ve kiraların tırmanışa geçtiği dönemde Kredi ve Yurtlar Kurumu, KYK yurtlarına başvuru süreci de başladı.
Sürecin başladığını duyuran Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, yurt kapasitesinin 800 bine ulaştığını belirterek bunun bir rekor olduğu söyledi.
Peki bu adım, aylık masraflarını karşılayamadıkları için çoğu çalışmak zorunda kalan öğrencilerin sorunlarını çözecek mi?
DW Türkçe'ye konuşan Barınamıyoruz Hareketi'nden üniversite öğrencisi Candeniz Aksu'ya göre atılan bu adım sorunları çözmekten uzak.
Ranza sayısı arttı
Yurt sayısı yerine odalardaki ranza sayısının artırıldığını söyleyen Aksu, "Çoğu yurdun ranzalarla döşenip çalışma masalarının kaldırıldığı bir durum söz konusu ve bu barınma sorununu çözecek bir yaklaşım değil. Aksine bizim bahsettiğimiz problemleri meşrulaştıracak bir hareket" diyor.
KYK yurtlarına yerleşemeyen, özel yurtlara ve fahiş kiralara gücü yetmeyen öğrenciler geçen yılın eylül ayında seslerini duyurabilmek için 'Barınamıyoruz Hareketi'ni başlatmıştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise barınma sorununa dikkat çekmek için farklı şehirlerde geceleri sokakta veya parklarda sabahlayan öğrencileri hedef alarak "Neredeyse 1 milyona yakın yurt kapasitesine sahip olan bir iktidarız ve bunu görmeden maalesef yalan yanlış, hiç ilgisi, alakası olmayan kişileri güya bankların üzerine yatırarak, 'Türkiye'de şu anda yurt yokmuş' diye bu tür böyle yalan yanlış kampanyalar sürdürülüyor" ifadelerini kullanmıştı.
"Barınma hakkını zedeliyor"
Geçen yıl “öğrencilere kira desteği sağlansın, yurtların sayısı ve niteliği artırılsın, burs miktarı ve burs alan öğrenci sayısı artırılsın" talepleriyle eylemlere başladıklarını söyleyen Candeniz Aksu, "Ne yurt sayısı artırıldı ne burs alan öğrenci sayısı artırıldı ne de burs miktarı arttırıldı. Hiçbiri yapılmadı. Bunun aksine güzel bir şeymiş gibi yurt kapasitesinin 800 bine ulaştığını övünerek söylüyorlar" diye konuşuyor.
Öğrencilerin daha önce dört kişi kaldıkları odalarda yeni dönemde sekiz kişi bir arada yaşamak durumunda kalacağını söyleyen Aksu, bunun barınma problemini daha da derinleştireceği görüşünde. Candeniz Aksu, "Çünkü kimse sekiz kişi aynı odada kalmak istemez ve bunu sekiz ay boyunca, dokuz ay boyunca yapmak istemez. Bu insanların barınmasını, barınma ihtiyacını, barınma hakkını zedeleyici bir şey" diyor.
Öğrenciler yeni uygulama ile sosyal faaliyet alanlarının tamamen daraltıldığını vurguluyor.
"Ders çalışabilmek mümkün değil”
DW Türkçe'ye konuşan Öğrenci Kolektifleri'nden üniversite öğrencisi Umut Yıldız, "Zaten az sayıda olan yurtların çözüm olarak sadece kapasiteleri artırılıyor. İki kişilik dört kişiliğe, dört kişilik de altı ve sekize çıkartılmaya çalışılıyor. Aynı zamanda bir koğuş sistemi getiriliyor" diyor ve ekliyor:
"Koğuş sistemi getirilmiş bu yurtlarda herhangi bir şekilde sosyal faaliyet alanı yürütülmesi mümkün değil, yaşanabilmesi, ders çalışabilmesi mümkün değil."
Bakan Kasapoğlu, KYK yurtlarına başvuruların başladığını duyurduğu basın toplantısında, "Umudu büyütmek için buradayız. Her geçen gün büyüyen bir tablo. Bu imkanlarla gençlerimizin yanındayız. Sosyal, sportif, barınmaları için buradayız. Türkiye Cumhuriyeti tüm gençlerini kucaklayacak güçte ve kudrettedir" diye konuştu.
CHP Eğitim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık'a göre ise açıklanan rakamlarla Türkiye'de yurt problemi yoktur demek mümkün değil.
İhtiyacın yüzde 20'sini karşılıyor
Lale Karabıyık, mevcut yurtların şu anda örgün eğitimde okuyan üniversite öğrencilerinin sadece yüzde 20'sinin ihtiyacına yanıt verdiğini vurguluyor. Gelişmiş ülkelerde bu oranın ortalama yüzde 40-50 civarında olduğunu söyleyen Karabıyık, "Türkiye'de ise yurt bulamadığı için ev kiralamak ya da özel yurda gitmek zorunda kalan ve bunu karşılayamayan öğrencilerin sayısı oldukça yüksek" diyor. Karabıyık, bu nedenle Türkiye'de açıklanan rakamlarda yurt ihtiyacı yoktur demenin asla mümkün olmadığını ifade ediyor.
Lale Karabıyık'a göre yurtlar konusunda sayı yetersizliğinin yanı sıra bir planlama hatası da bulunuyor.
"Planlama hatası da var"
Ülke genelinde yurtların dengesiz dağıldığını dile getiren Karabıyık, "Mesela Bingöl'deki bir yurtta boş kontenjan kalırken, İstanbul'da sadece öğrencilerin yüzde 1'ine yurt hizmeti verilebiliyor, ancak karşılanabiliyor. Konya'da ise yüzde 20'nin üstüne hizmet verilebiliyor. Yani iller arasında da bir dengesizlik var" diye konuşuyor.
Bazı illerin ilçelerinde ise yurt imkanının hiç olmadığına değinen Karabıyık, "Bu gençler ev tutmak ya da özel yurtlarda kalmak zorunda kalıyor. Maddi imkânı olmayanlar da cemaatin yurtlarına gitmek durumunda kalıyor ve cemaatler de zor durumda kalan bu öğrencileri kendilerine çekme yarışındalar. Bunu da görüyoruz" diyor.
Resmi veriler de Türkiye'deki yurt sorununu destekliyor.
Yurt sayısı artışının öğrenci sayısındaki artışın altında kalması sorunun temelini oluşturuyor.
Özel yurt sayısını altıya katlıyor
Milli Eğitim Bakanlığı'nın en son açıkladığı 2020-2021 istatistiklerine göre 2002'de 1,8 milyon civarında olan üniversite öğrencisi sayısı 2021'de 8 milyonu aştı. Bu öğrencilerin yaklaşık 3,8 milyonu örgün eğitimde okuyor.
Aynı dönemde KYK'ye bağlı 191 yurt sayısı 773'e yükselirken, özel yurtların sayısı iki kat artışla 2 bin 210'dan 4 bin 406'ya çıktı. Buna göre özel yurtların sayısı KYK yurtlarının yaklaşık altı katını buluyor.
Üniversite öğrencisi Umut Yıldız'a göre, özellikle son iki senede yurtlara yapılan fahiş zamlarla, tarikat ve cemaat yurtlarının teşvikiyle birlikte üniversiteliler artık KYK yurtlarına, devlet yurtlarına yerleşemez duruma geldi.
Yıldız, "Her ne kadar bakanlık bunları yalanlasa da ihtiyaç dahilinde sorunların çözüldüğünü iddia etse de bu tamamıyla bir yalan. Üniversiteliler artık varılamayan, geçinemeyen bir hal almış durumda" ifadelerini kullanıyor.
Yurt ücretleri konusunda ise Bakan Kasapoğlu fiyatların eylül ayında belli olacağını söyledi. Asgari ücret artışı sonrası KYK yurtlarına yüzde 80 zam yapıldığı temmuz ayında basına yansımıştı.
DW Türkçe'ye konuşan Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, Kredi ve Yurtlar Kurumu'nun tüm yurtları eş değer düzeyde yaşanabilir duruma getirmeyi hedeflemek yerine yurtları "yurdun fiziki yapısı ve barınma durumuna göre" altı ayrı tipe ayırarak fiyat farklılaşmasına yöneldiğine dikkat çekiyor.
Son zamlarla birlikte 3. tip yurt fiyatının aylık 290 TL'den 522 TL'ye, 6. tip yurt fiyatının ise aylık 390 TL'den 702 TL'ye çıkarıldığını ifade eden Kurul, ayrıca yeni kayıt öğrencilerden depozito ücreti alındığını söylüyor.
"Bu koşullar değişmeli"
Yükselen enflasyon oranları karşısında öğrencilerin satın alma gücünün reel anlamda düştüğünü belirten Kurul, "Üniversite öğrencilerini, gençleri borç, zam, katkı payı, öğrenim ücretleri, güvencesiz çalıştırma ve işsizlik kıskacı içinde öğrenim yapmaya zorlayan bu koşullar değişmelidir. Üniversite öğrencilerinin nitelikli bir eğitim görmeleri, üniversitelerde insan onuruna yaraşır, demokratik ve kendilerini güvende hissettiği bir ortamın oluşturulmasına bağlıdır" diye konuşuyor.
Üniversite öğrencisi Candeniz Aksu ise fiyatlardaki artıştan nasıl etkilendiklerini şu sözlerle anlatıyor: "Ben, mesela üniversiteye ilk başladığımda bundan beş sene öncesiydi. Aldığım bursla yurtta da kaldım. Yurtta kalırken iki öğün yemek yeme şansım vardı. Onların parasını da ödeyebiliyordum. Hani belli bir destekle. Şimdi tamamen o hiçe sayılmıştır. Yani artık öyle bir şansımız yok maalesef ki."
Başvurular pazar günü bitiyor
2022-2023 dönemi için e-devlet sistemi üzerinden alınacak KYK yurt başvuruları pazar gününe dek sürecek. Yerleştirmeler ise öğrencilerin gelir ve başarı durumlarına göre yapılacak.
Aslında bu bir bütçe meselesi. Ben zannetmiyorum ki ekonomimiz bunu karşılayamaz. Diyelim ki karşılayamıyor. Yine de hani bunun sorununa dair pek çok çözüm üretilebilir.