Kuzey Kore’ye yaptırım arayışı
28 Mayıs 2009Hafta başında yeraltında ikinci nükleer denemesini yaparak tüm dünyayı ayağa kaldıran Kuzey Kore, Güney Kore ile 1953 yılında imzalanan ateşkes anlaşmasını tanımadığını açıkladı. Kuzey Kore’nin tehditleri nedeniyle Güney Kore Savunma Bakanlığı, ülkede askeri alarm seviyesinin en yüksek seviye olan ikiye çekildiğini ve askerlerin teyakkuz durumunda bekletildiğini açıkladı. Ülkedeki Amerikan birlikleri de alarm durumunda.
ABD, Kuzey Kore’ye karşı yeni yaptırım önerilerini BM Güvenlik Konseyi üyesi ülkelerle ele almaya başladı.
Almanya kaygılı
Yaşanan sıcak gelişmeler Almanya’da da kaygıyla izleniyor. Başbakan Angela Merkel, Kuzey Kore’nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde oy birliği ile kınanmasının ardından, uluslararası topluma birlik içinde hareket edilmesi çağrısında bulunmuştu. Merkel, esas amacın altılı müzakerelerin bir an önce yeniden başlatılması olduğunu açıklamıştı.
Federal Dışişleri Bakanlığı da Kuzey Kore’nin Berlin büyükelçisini çağırarak, Kuzey Kore’nin son adımlarını eleştirdi. Dışişleri Bankalığı’ndan yapılan açıklamada nükleer deneme “sorumsuz bir kışkırtma” olarak nitelendirildi ve denemenin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarını ihlal ettiği vurgulandı.
“Kuzey Kore ciddiye alınmak istiyor”
Merkezi Berlin'de bulunan Almanya Dış İlişkiler Konseyi’nin (DGAP) uzmanlarından Profesör Eberhard Sandschneider, Kuzey Kore’nin son adımlarını, ABD karşısında bir güç olarak algılanma isteğine bağlıyor. Sandschneider, “altılı görüşmelerden çekilen Kuzey Kore kendisi için önemli olanın ABD tarafından ciddiye alınmak olduğunu defalarca belli etti” görüşünü kaydediyor.
Gözler Rusya ve Çin'de
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne üye beş ülke Kuzey Kore’ye yaptırımlar konusunu görüşmeye devam ediyor. Bu ülkeler arasında Kuzey Kore’ye karşı geçmişte yakın duran ancak son günlerde açıklamalarını sertleştiren Rusya ve Çin de bulunuyor.
Çin’i yakından tanıyan Eberhard Sandschneider, Kuzey Kore ile Batı arasında arabulucu rolü üstlenen Çin’in tutumunu şöyle açıklıyor:
“Çin, Kuzey Kore’nin her tür çılgınlığa hazır bir rejim olduğunu farkında, zira doğrudan müzakere halindeler. Bir yandan iletişim kurulamazken, diğer yandan da Çin, Kuzey Kore ile ikili ilişkilerin uluslararası kamuoyuna nasıl yansıyacağı konusunda da çok dikkatli olmak zorunda, çünkü olumsuz bir gelişme Kuzey Kore’de de bu doğrultuda bir tepki doğurabilir. Kuzey Kore ne Çin, ne de diğer ülkeler için kolay bir partner.”
Pekin'in rolü ne olabilir?
Profesör Sandschneider, Çin ile Kuzey Kore’nin ilişki içinde olmasının Batı'yı rahatlatan bir faktör olduğuna dikkat çekiyor. Sandschneider, şu anda Batı ile Kuzey Kore’nin yalnızca Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi aracılığıyla dolaylı ilişki içinde olduğunu ve Çin’in, ileride ilişkilerdeki gerginliğin giderilmesinde önemli bir rol üstlenebileceğini belirtiyor. Uzman, “Kesintiye uğrayan altılı görüşmeler hep Çin’in arabulucu rolü üstlenmesinden yarar gördü. Bu Kuzey Kore rejimi ile minimum düzeyde de olsa diyalogu sürdürmenin tek yoluydu” görüşünü dile getiriyor.
BÖ/AŞ, dpa/AP/Reuters/DW