140409 Nordkorea Atomprogramm
15 Nisan 2009BM Güvenlik Konseyi’nin bildirisine tepki olarak, nükleer müzakerelerden çekilen Kuzey Kore, Uluslararası Atom Enerji Ajansı ile işbirliğine de son verdi ve BM denetçilerinin ülkeyi terk etmesini istedi.
Artan gerilim, Güney Kore’den gelen açıklamayla daha da tırmandı. Güney Kore yönetimi, Kuzey Kore ile şüpheli silah ticareti yapan gemileri engelleme amaçlı ABD liderliğindeki operasyonlara katılmayı planladığını açıkladı.
Neden bu noktaya gelindi?
Kuzey Kore’nin tepkisine neden olan bildiri, BM Güvenlik Konseyi tarafından hafta sonunda hazırlanmıştı. Bağlayıcılığı olmayan başkanlık bildirisi ile Pyöngyang’ın 5 Nisan’daki uzun menzilli füze denemesi sert bir dille kınandı ve daha önce alınan yaptırım kararlarının uygulanması istendi. Konsey üyeleri, bu bildiri ile Kuzey Kore’nin diyaloğa da ikna olmasını umut ediyordu.
Güvenlik Konseyi dönem Başkanı Meksika’nın temsilcisi Claude Heller şu açıklamayı yapmıştı:
"Başkanlık bildirisini, aynı zamanda bir gelecek persfektifi olarak ve altılı görüşmelerin canlandırılmasına bir çağrı olarak da görmek çok önemli. Bu, Kore yarımadasının nükleerleştirilme sorununa barışçıl bir çözüm bulmak açısından uygun bir bildiri.”
BM denetçileri ülkeyi terk ediyor
Ancak sonuç, Konsey üyelerinin beklediği gibi olmadı. Pyönyang, önce altılı görüşmelerden çekildiğini, ardından da Uluslararası Atom Enerji Ajansı ile işbirliğini sona erdirdiğini ilan etti. Kuzey Kore'nin BM denetçilerine ülkeyi terk etmeleri talimatı verdiğini kaydeden Uluslararası Atom Enerji Ajansı, Yongbyon nükleer tesisinde mühürler ve kameraların kaldırılmasının da kendilerinden istendiğini belirtti. Güvenlik Konseyi’nin kasıtlı olarak ülkesinin egemenliğine zarar verdiğini savunan Pyönyang, nükleer faaliyetlerini de sürdüreceği tehdidinde bulunuyor.
Uluslararası toplumdan gelen tepkiler sert. Amerikan yönetimi, Beyaz Saray sözcüsü Robert Gibbs aracılığı ile yaptığı açıklamada açık bir uyarıda bulunarak “Kuzey Kore’nin altılı görüşmelerden çekilme ve nükleer faaliyetlerine devam edeceği tehdidi yanlış yönde atılmış ciddi bir adımdır. Uluslararası toplum, bunu sadece bu ülkenin nükleer silah çabası olmayacağından emin olması durumunda kabul edecektir" dedi.
Altılı görüşmelerin geleceği
Uzmanlar ise Kuzey Kore’nin tepkisini şaşırtıcı bulmuyor. Berlin’deki Bilim ve Politika Vakfı’nın Kuzey Kore uzmanı Dr. Markus Tidten, şu değerlendirmeyi yaptı: “Kuzey Kore başından beri BM Güvenlik Konseyi’nin aleyhine alacağı bir kararı savaş gerekçesi olarak göreceğini söylediğinden, tepkisi gecikmedi. Şimdi altılı görüşmelerden çekileceğini ve artık işbirliği yapmayacağını söylemesi aslında bekleniyordu.”
Kuzey Kore, Güney Kore, Çin, ABD, Rusya ve Japonya’nın katıldığı altılı görüşmeler, 2003 yılından bu yana devam ediyordu. Ancak şu ana dek yapılan müzakerelerden somut bir sonuç elde edilemedi ve tüm diplomatik girişimlere rağmen görüş ayrılıkları giderilemedi. 2007 yılında yapılan son tur görüşmede ise Kuzey Kore’nin nükleer programını aşama aşama sonlandırması yönünde uzlaşılmış, bunun karşılığında Pyöngyang'a enerji ihtiyacını karşılamak üzere yakıt desteği sözü verilmişti. Ayrıca ABD, Kuzey Kore’yi “şer ekseni” listesinden de çıkarmıştı.
Tek umut Çin
Alınan bu kararların şimdi çıkmaza girebileceğini söyleyen Alman uzman Tidten, Kuzey Kore’nin masaya dönme şansı olduğuna da dikkat çekiyor. Bunun ancak Çin’in çabaları ile mümkün olabileceğini belirten Markus Tidten sözlerini şöyle sürdürdü:
“Pekin şimdiye kadar Kuzey Kore ile görüşmelerin devam ettirilmesi için çaba harcadı. Birçok uzman da Çin’in Kuzey Kore üzerinde nüfuzunu kullanabilecek tek ülke olduğu görüşünde birleşiyor. Bunun dışında orta vadede başka bir çözüm yolu olabileceğini düşünüyorum. Zira Çin, bu ülkeye yardım malzemesi sevk ediyor. Gıda ve enerji sevkiyatı alanında Çin önemli bir konuma sahip. Bu durum bir araç olarak kullanılabilir. Uzun vadede, Çin’in 6’lı görüşmeler dışında Kuzey Kore’yi nükleer programından vazgeçmesi için ikna edip edemeyeceğine izleyip, göreceğiz.”
HK/AS/AG, dpa/AA/AFP/DW