1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Krize vergi reçetesi

30 Ağustos 2011

Mali işlem vergisi, dokuz canlı bir formül. Politikacılar bir türlü ısınamadıkları bu vergiye hep itiraz ederler. Borç kriziyle çalkalanan Euro Bölgesi’nde ise mali işlem vergisine cankurtaran gözüyle bakılıyor.

https://p.dw.com/p/12Q6E
Fotoğraf: picture-alliance/Daniel Karmann

Mali işlem vergisi 1920’lerde ünlü iktisatçı John Maynard Keynes tarafından gündeme getirilmiş ve Keynes bu verginin spekülasyona karşı etkili bir silah olabileceği fikrini ortaya atmıştı. 40 yıl sonra da hemşerisi İngiliz iktisatçı Tobin bu fikri benimsemişti. Tobin bütün dünyada her türlü döviz ticaretinden aynı oranda vergi kesilmesini önermişti. Ama Tobin vergisi hiç uygulanmadı. 2002 yılında Alman iktisatçı Paul Bernd Spahn, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Bakanlığı hesabına Tobin vergisinin Avrupa’da uygulanabilirliğini inceledi. Profesör Spahn teorik olarak bu verginin uygulanabileceğini kanıtladıysa da hükümetler mali işlem vergisine yanaşmadı. Spahn, hükümetlerin, işlerini bozacağı için böyle bir vergi istemeyen finans kuruluşlarının etkisi altında olduğunu ve krizsiz yıllarda bu vergiyi gerektiren bir durumun da olmadığını, belirtiyor.

Finans krizlerini önler mi?

Ama zamanla manzara değişti. Krizin biri bitmeden bir başkasının patlak verdiği günümüzde mali işlem vergisi hem popülerlik kazandı, hem de çoğunluğu arkasına aldı. Almanya Başbakanı ve Fransa Cumhurbaşkanı da bu vergiyi tavsiye ediyor. Avrupa Parlamentosu’nun talep ettiği mali işlem vergisi AB Komisyonunca da, ‘finans krizlerini önleyici bir uygulama’ olarak kabul ediliyor. Finans uzmanı Wolfgang Gerke bu görüşe neden katılmadığını, 'Mali işlem vergisi finans krizlerini önlemeye yetmez. Finans krizleri, temel ekonomik dengelerin bozulmasıyla patlak verir', şeklindeki sözlerle anlatıyor.

Avrupa Birliği, borsalardaki her işlemden yüzde sıfır virgül yüzde beş oranında stopaj yapılması durumunda mali işlem vergisinin yılda 20 milyar euro tutacağını tahmin ediyor. Bu oranı makul karşıladığını söyleyen Paul Bernd Spahn, 'On yıl öncesinin işlem maliyetleri, telekomünikasyon ve bilgisayar yardımıyla yapılan günümüzün işlemleriyle kıyaslandığında, bu oranın diğer işlem maliyetlerinin yanında çok düşük kaldığı görülür', diyor.

Bu vergi, uzun vadeli düşünen ve portföyünü yılda bir kez yenileyen yatırımcının canını yakmayacak kadar düşük. Spekülatör açısından ise durum farklı. Finans uzmanı Gerke mali işlem vergisinin kime tuzluya mal olacağını şöyle açıklıyor: 'Yüksek frekanslı işlemler, yani al ya da sat emrinin bilgisayar programına endeksli olarak saniyenin binde birinde verildiği işlemler. Finans ticaret vergisi bu tür işlemleri kısmen sonlandırır. Kıyamet de bundan kopuyor; kimi piyasadan likidite çekileceğini, kimi ise borsalardaki günlük dalgalanmaların durulacağını savunuyor. Ama her iki tez de kanıtlanabilmiş değil.'

Ya bütün dünyada, ya hiç

Ayrıca, bu verginin sadece AB bünyesinde uygulanmasının Avrupa finans merkezlerini zarara uğratacağı da öne sürülüyor. Özel bankaların bu konuyla ilgili araştırmaları mali işlem vergisine karşı çıkanların eline koz veriyor. UBS bankasının bir analizine göre, 1990’lı yıllarda İsveç’te uygulanmaya başlayan mali işlem vergisi işlem hacminin %85 oranında düşmesine yol açmış. Profesör Spahn İsveç örneğinin uygun olmadığını söylüyor. Böyle bir verginin sınırlı ekonomilerde uygulanması durumunda işlem hacminin daralmasının normal olduğunu ve işlemlerin alternatif piyasalara kayacağını söyleyen Profesör Spahn, 'Ama önümüzde İngiltere örneği de var. İngiltere borsalarındaki işlemlerden vergi kesiliyor ama Londra finans merkezi önemli olduğundan, işlem hacmi düşmüyor', diyor.

İngiltere’deki 300 yıllık borsa vergisi, ticari merkezi İngiltere’de olan şirketlerin hisse senetlerinden kesiliyor. İngiltere bütün finans işlemlerinin vergi kapsamına alınmasına şimdiye kadar direndi. Söz konusu verginin sadece Euro Bölgesi'nde uygulanacağı da şüpheli. İktisatçı Wolfgang Gerke, İngiltere yumuşasa ve mali işlem vergisi bütün AB’de uygulansa bile bunun çözüm olmayacağını ve bilgisayara tek bir komut vermekle alım satım işlemlerini Frankfurt yerine New York borsasında yapmanın mümkün olduğunu hatırlatıyor.

Sonuç olarak, mali işlem vergisinin ancak bütün dünyada uygulanması halinde işe yarayacağı söylenebilir. Ama durum, bu hayalin gerçekleşmesinin son derece zor olduğunu gösteriyor.

© Deutsche Welle Türkçe


Danhong Zhang/A. Günaltay

Editör: Ayhan Şimşek