Sosyal hayat olmadan yaşamak mümkün mü?
14 Mart 2020Dünyanın dört bir yanına yayılan koronovirüsünün neden olduğu Covid-19'un tedavisi için ilaç veya virüsün yayılmasının önlenmesi için aşı geliştirilemedi. Şimdilik tek çare yayılmasını önleyebilmek.
Bu nedenle virüsün teşhis edildiği ülkelerde hükümetler art arda aldıkları kararlarla, bireyler arası teması olabildiğince sınırlandırma hedefiyle önlemler alıyor, bu yolla da virüsün yayılmasını frenlemeye çalışıyor.
Pek çok ülkede kreşler, okullar ve üniversiteler tatil ediliyor, eğitim ve öğretimin uzaktan, internet üzerinden sürdürülmesi için planlar devreye sokuluyor. Uluslararası fuarlar, konserler ve konferanslar iptal ediliyor. Şirketler, fabrikalar, işverenler virüsün yayılmasını önleyebilmek, durumun kötüleşmesi halindeyse faaliyetlerini sürdürebilmek için, acil eylem planları hazırlıyor.
Almanya da bu önlemlerin alındığı ülkeler arasında yer almaya başladı. Aile ziyaretleri erteleniyor, tatil planları, arkadaşlarla planlanan hafta sonu seyahatleri ile restoran veya barlardaki buluşmalar iptal ediliyor.
Açık havada spor yapmaya devam edilirken, kapalı spor salonlarından kaçınılıyor. İşe ve alışverişe gitmek için zorunlu olarak çıkmak zorunda kalınmadıkça, açık hava yürüyüşleri hariç, çoğunluk evden çıkmamaya çalışıyor. Hatta pek çok insan, marketlerde alışveriş yapmak yerine, internet üzerinden yaptıkları siparişleri evlerine getirtmeyi tercih ediyor.
"Sosyal temas mutluluğun dayanağı ama…"
Berlinli hekim Patrick Larscheid, halk sağlığı için kamu yaşantısının büyük ölçüde kısıtlanması gerektiği görüşünde. Larscheid, "Virüsün bulaştığı kişi sayısını sınırlı tutma şansından yararlanmak istiyorsak, o zaman içinden bulunduğumuz bu süreçte, tüm sosyal temaslara mani olmak zorunda olduğumuzu da çok iyi biliyoruz" diye konuştu.
Sosyal temasların önlenmesi için gereken kararlılığın gösterilmemesi halinde salgının kontrol altına alınamayacağı uyarısında bulunan Alman hekim, "Sosyal temas insanların mutluluğunun dayanağı ama bu temas virüslerin bir kişiden diğerine yayılmasına yol açarak, hasta olunmasına da yol açabiliyor" görüşünü kaydetti.
Önlem önerileri ciddiye alınmamıştı
Virüs, İtalya'da hızla yayılarak çok sayıda kişinin hayatına kaybetmesine yol açtı. Hatta toplumsal hayatı sınırlandıran en ağır kısıtlayıcı tedbirlerin alındığı ülkelerin başında yer alan İtalya, gereken adımları atmakta geç kalmakla eleştiriliyor.
Almanya da benzer eleştirilere hedef oluyor. Virolog Alexander Kekule, 10 gün önce, erken evrede, virüsün yayılım hızının kesilmesi için acilen Almanya genelinde iki hafta tatil ilan edilmesini gündeme getirmişti. Kekule ile dalga geçilmiş, önerisi ciddiye alınmamıştı.
Hatta Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti Sağlık Bakanı Karl-Josef Laumann, siyasetin "orantısız olan ve bu nedenle histeriye yol açacak önlemlerden" kaçınması gerektiğini savunmuştu.
Almanya adım adım kısıtlıyor
Oysa aradan sadece bir kaç gün geçti ve karşı karşıya gelinen gerçekler, virüsün Almanya'da da yayılmaya başlaması, algıları ve bu nedenle siyasi söylemleri tamamen değiştirdi. Almanya da adım adım sosyal teması kısıtlayan hamlelere sahne oluyor. "Orantısız önlemlerden” söz eden kalmadı.
Bundesliga maçları seyircisiz oynanmaya başlandı. Hatta Alman Futbol Federasyonu, maçların 2 Nisan'a kadar ertelenmesi önerisini gündeme getirdi. Alman Buz Hokeyi Ligi sezonu erken bitirdi. UEFA, Şampiyonalar Ligi ve Avrupa Ligi maçlarını erteledi.
Müzeler kapıları ziyaretçilere kapatıyor
Almanya'nın pek çok kentinde sinemalarda, izleyiciler arasında bir koltuk boşluk bırakılarak bilet satılıyor. Berlin'in en önemli müzelerinden Alman Tarih Müzesi 14 Mart itibariyle kapılarını ziyaretçilere kapatacağını açıkladı. Kapılarını yeniden ne zaman açacağını ise duyurmadı. Bonn kentinin ev sahipliği yaptığı geleneksel Beethoven Festivali gibi kültürel etkinlikler iptal ediliyor.
Ulaşıma talep geriledi
Pek çok şirket ve kurum, zorunlu olmadıkça çalışanlarının iş ya da özel seyahate çıkmasını istemiyor. Sadece Frankfurt Havalimanı’ndan seyahat eden yolcu sayısı, Şubat'ın son haftasında yüzde 14,5 oranında geriledi. Taksiciler gelirlerinde yüzde 40'a varan düşüş olduğunu duyurdu ve kamu ulaşımı için aylık ve yıllık aboneliği olanların, yarı fiyatına taksi kullanmalarını önerdi.
Berlin'de kamu ulaşım araçlarına, otobüslere binmek isteyenler şöförlere virüs bulaştırılmaması için artık arka kapıdan binmek zorunda. Trenlerde her dört saatte değil her iki saatte bir temizlik yapılıyor, kapılar ve yolcuların tutundukları yerler dezenfekte ediliyor.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus, devletleri salgını önlemek için yeterli ölçüde önlem almamakla suçlayarak, bundan derin bir endişe duyduğunu açıklamıştı. Hangi ülkeleri kastettiği bilinmiyor. Ama bu ülkeler arasında Almanya'nın da yer alıyor olması ihtimali dışlanamaz.
Ancak belki biraz geç de olsa, Almanya da, son gelişmeler ışığında adım atıyor. Hatta kamu yaşantısının, adeta ağır çekimle, durma noktasına gelmesine tanıklık ediyoruz.
Oliver Pieper
© Deutsche Welle Türkçe