Öldüren kelepçeye ceza istendi
25 Ekim 2021Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Ankara'da 6 yıl önce kalp ve tansiyon hastası olduğunu belirtmesine karşın eski haber kameramanı Yılmaz Koçyılmaz'ı kelepçeleyerek polis aracının arkasına koyan ve ölümüne neden olan polis memuru Mehmet Tuna'ya verilen beraat kararının bozulmasını istedi. Yargıtay 12. Ceza Dairesi'ne gönderilen tebliğnamede, haksız gözaltı işlemi uygulayıp Koçyılmaz'a kelepçe takılmaması gerektiği halde, ona kelepçe takan; strese, ruhsal buhrana sokan ve kalp krizi geçirmesine, ölmesine neden olan sanık polisin asli kusurlu olduğu vurgulandı.
Yargıtay'a taşınan olay, 15 Şubat 2015 tarihinde Ayaş-Ankara Karayolu'nda gerçekleşti. Polisler, olay tarihinde yoğun kar yağışı nedeniyle karayolunu trafiğe kapattı. Bu sırada aracıyla yol alan eski gazeteci Yılmaz Koçyılmaz, kar lastikleri olduğunu belirterek, yola devam etmek istedi. Bu nedenle polisler ile Koçyılmaz arasında tartışma yarattı.
Tartışmanın büyümesi üzerine polis memuru Mehmet Tuna, Koçyılmaz'ı kelepçeleyerek polis aracının nezarethane bölümüne koydu. "Yüksek tansiyon ve kalp hastasıyım" diyen Koçyılmaz, burada fenalaşarak hayatını kaybetti.
20 taksitli para cezası
Ankara Batı 10. Asliye Ceza Mahkemesi, yargılama sonucunda sanık polis Mehmet Tuna'yı taksirle ölüme sebebiyet vermek suçundan 2 yıl hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, bu cezayı 12 bin 100 TL adli para cezasına çevirerek, 20 eşit taksitle ödenmesine hükmetti.
İstinaf cezayı kaldırdı, beraat verdi
Sanığın itirazı üzerine Ankara BAM 12. Ceza Dairesi, cezayı kaldırarak sanığın beraatine hükmetti. Sanık tarafından maktule yöneltilmiş bir kasten yaralama eylemi olmadığı sürece sanığı ölümden sorumlu tutmanın mümkün olmadığı savunulan kararda, "Bir an için sanık görevde yetki sınırlarını aştığı kabul edilse bile kasten yaralama kastı ile hareket etmemiştir" denildi.
Yargıtay Başsavcılığı'ndan bozma talebi
Bu kez beraat kararını Koçyılmaz ailesinin avukatı Murat Yılmaz temyiz etti. Dosyayı inceleyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, beraat kararının yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle bozma talepli tebliğname hazırladı.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 9. Maddesindeki "Hiç kimse keyfi olarak yakalanamaz, tutuklanamaz ve sürgün edilemez" şeklindeki düzenlemeye işaret edilen tebliğnamede, ölen gazeteciye zorla kelepçe takıldığına dikkat çekildi. Tebliğnamede, bozma talebinin gerekçesi ve polise ceza istenmesinin nedeni şöyle özetlendi:
"Süreçte insan hakları normlarına aykırı tutum ve davranışlar sergileyen; memuriyet yetkisini yasaya uygun şekilde kullanmadığı anlaşılan; keyfi tutum ve davranışlar sergileyen; haksız gözaltı işlemi uygulayıp müteveffaya kelepçe takılmaması gerektiği halde, ona kelepçe takan; strese, ruhsal buhrana sokan; neticede kalp krizinin tetikleyen efor ve stresin müsebbibi olan; müteveffanın kalp krizi geçirmesine, ölmesine neden olan; mevzuattan kaynaklanan dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareketiyle bir kişinin ölümüne asli kusurlu davranışıyla neden olan sanığın süreçte toplanmış kanıtlar çerçevesinde cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken; Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenmiş raporda yer verilen bilimsel belirleme; sanığın nedensel süreçte olumsuz, orantısız davranışı yok sayılarak; kusuru bulunmadığı gerekçesiyle beraatine karar verilmesi; yasaya aykırı, katılan vekilinin itirazı yerinde bulunduğundan hükmün CMK'nun 302/2. maddesi uyarınca bozulması, talep ve dosya tebliğ olunur."
Davaya ilişkin son kararı Yargıtay 12. Ceza Dairesi verecek.
Alican Uludağ
© Deutsche Welle Türkçe