1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Karikatür krizinden sonra Danimarka

Regina König / DW4 Ekim 2006

Tartışmalara neden olan Hz. Muhammed karikatürlerinin yayımlandığı Danimarka’da, bu olayın yankıları hala tartışılıyor. Danimarkalı entelektüeller, kriz sonrasında Batı’da otosansürün yayıngınlaştığına işaret ediyor. Regina König’in haberi...

https://p.dw.com/p/AZgM
Danimarka basınında yayımlanan Hz. Muhammed karikatürleri protestolara neden olmuştu
Danimarka basınında yayımlanan Hz. Muhammed karikatürleri protestolara neden olmuştuFotoğraf: picture-alliance/dpa

İslam ülkelerinde infiale sebep olan Hz. Muhammed karikatürleri, Danimarka’nın Jyllands-Posten Gazetesi’nde yaklaşık bir yıl önce, 30 Eylül 2005’te yayımlandı. Karikatür krizinin patlak vermesiyle Danimarka da hayli sarsıldı; karikatür kriziyle birlikte Danimarka’da da din, ifade ve sanat özgürlüğü, etik ve hoşgörü tartışmaları alevlendi. Geçen süre içerisinde tartışmalar tavsadı, ama temel çelişkiler hala varlığını koruyor.

Peki gerçekten de Jyllands-Posten’in tavrını savunanların iddia ettiği gibi, asıl mesele ifade özgürlüğünde mi düğümleniyor? Yoksa başka etkenler de bu krizin yaşanmasında rol oynadı mı?

“Karikatürler provokasyondu”

Danimarkalı İslamiyet uzmanı Jörgen Baeck bu konuda şunları söylüyor: “Esas sorun, gazete olayı ifade özgürlüğüne ilişkin bir mücadele olarak lanse etmeyi başardığında çıktı. Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen de aylarca bunun bir ifade özgürlüğü meselesi olduğunu iddia etti. Halbuki bu karikatürlerin basılması bilinçli bir provokasyondu. Jyllands-Posten yöneticileri de ifade özgürlüğünün sınırlarını tartışmak istemedi.”

Nitekim karikatürler gazetede basıldıktan ancak dört ay sonra Müslüman ülkelerden protesto sesleri yükseldi. Sözde İslam ülkelerindeki bazı din adamları, karikatürler aracılığıyla Danimarka’daki katı yabancılar politikası ve de ülkedeki İslam karşıtı havaya dikkat çekmek istemişti. Ne var ki bunu yaparken bazı kişiler, gazetede basılan karikatürleri değil de Müslümanları kızdıracak türden başka karikatürleri kitlelere gösterdi. Sonrası malum: Protesto gösterileri oradan oraya sıçradı. En az 50 kişi bu gösterilerde yaşamını yitirdi.

Bugün ise Danimarkalı imam Ebu Laban gibi din adamları, Müslümanları itidalli olmaya çağırıyor. Laban şöyle diyor: “Benim asıl mesajım şu: Geçmişi arkamızda bırakıp geleceğe güvenle ve iyimser bakmalıyız. Bir yıllık süre zarfında, ortalık büyük ölçüde yatıştıysa da, hala yer yer karikatür krizinin etkileri hissediliyor. Bu etkileri silmeliyiz...”

Otosansür arttı

Ancak karikatür krizinin etkilerini silmek kolay olmayacak gibi. Danimarkalı entelektüeller, kriz sonrasında Batı’da otosansürün yayıngınlaştığına işaret ediyor. Nitekim son olarak Berlin’deki Alman Operası’nın ‘radikal İslamcılar’ın olası tehditleri’nden ürküp Mozart’ın Idomeneo operasını programdan çıkarması, otosansür savını güçlendiriyor.

Öte yandan Jyllands-Posten Gazetesi, hala karikatürleri basmanın doğru olduğunu savunurken, libarel ve sol gazeteler, “hoşgörü ve empati”nin gerekliliğine vurgu yapıyor. Karikatür krizi üzerine bir kitap kaleme alan Danimarkalı gazeteci Per Bech Thomsen’e göre, hem Hristiyanlar hem de Müslümalar bu krizden ders çıkardı.

Thomsen’ın görüşleri şöyle: “Her iki taraf da, yani hem Hristiyanlar hem de Müslümanlar bu olaydan ders çıkardı. Bu iyi bir şey. Ama aynı zamanda siyasi bir kutuplaşma olduğunu da gözlemliyoruz. Köktendinci Müslümanlar, karikatürleri, Batı’ya karşı tepkilerinde haklı olduklarının bir kanıtı gibi algılıyorlar. Ben başbakandan tutun da imamlara gaceteclere kadar birçok kişiyle bu meseleyi konuştum ve bu olayın birçok farklı açısını gördüm.”