Kadınlardan 'cinayetleri durdur' çağrısı

Türk medyasına hemen hemen her gün bir erkek tarafından öldürülen başka bir kadının hüzünlü hikayesi yansıyor. Kimi zaman kıskanç sevgilisi, kimi zaman tutucu erkek kardeşi ya da babası, kimi zaman da mutsuz eşi tarafından ya kurşunlanıyor ya da bıçaklanıyorlar.

Kadın hakları örgütlerine göre, Türkiye'de her gün ortalama beş kadın eşleri, sevgilileri, babaları ya da erkek kardeşleri tarafından öldürülüyor. Türkiye'deki kadın cinayetlerinde 2002-2009 yılları arasında yüzde 1400'lük bir artış var.

"Bilinç arttı"

Kadın hakları savunucuları da artık kadınların daha iyi korunmasını istiyor ve bunun için sokağa çıkarak sesini yükseltiyor. Bu amaçla bir araya gelen kadın örgütleri, "Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu" adlı bir girişim de başlattı. Protesto gösterileri ile soruna dikkat çekmeye çalıştıklarını söyleyen Berna Görgülü, “Kadın cinayetleri son aylarda özellikle daha mı arttı ya da daha mı görünür oldu?“ sorusuna şu yanıtı verdi:

“Bu, son günlere ait bir artış değil. Resmî verilere göre 2002’den 2009’a kadar kadın cinayetlerinde yüzde 1400 artış var. Bu çok yüksek bir rakam. Bunun ekonomik krizle de bağlantılı olduğunu düşünüyoruz. Peki bu konu neden son dönemde bu kadar ön plana çıktı? Çünkü artık kadınlar sesini çıkarıyor. Kadın cinayetleri hakkında haber dahi yapılmıyordu. Fakat artık bu konuda bir bilinç açığa çıktığı için artık basında da daha fazla yer alıyor. Kadın cinayetlerinde son dönemlerde bir artış yok, ama son dönemde daha gözle görülür olmaya başladı.“

Farkındalık yaratıldı

Kadına yönelik şiddetle ilgili haberlere medyanın daha fazla yer vermesi, toplumda farkındalık oluşmasına neden oldu, bu da toplumsal duyarlılığın artmasını sağladı. Bunun şiddetin önlenmesine önemli bir adım olduğunu belirten Berna Görgülü, hükümetin de buna göre önlemlerini almasını umuyor.

Görgülü, mevcut yasaların bunun için yeterli olmadığına işaret ederek şunları söyledi: “Şu anda bir yasal önlem yok, aslına bakarsanız… Bundan bir yıl öncesine kadar, hatta birkaç yıl öncesine kadar bir kadından sorumlu devlet bakanımız vardı, fakat şu anda hükümet onu bile kaldırmış durumda. Kadından sorumlu bakanlığı kaldırıp yerine aile bakanlığı kurdular, fakat ailenin korunması ayrı bir konu, kadının korunması apayrı bir konu.“

Hükümetin yeni tasarısı

Bakanlığın adının değişmesinin kadının koruma altına alınmasını etkilemeyeceğini belirten hükümet ise kadın hakları örgütlerinden gelen bu tür eleştirilerin ardından yeni bir yasa tasarısı hazırladı. Yeni Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin tarafından sunulan tasarı, kadına şiddet uygulayan erkeklere karşı daha kapsamlı önlemler öngörüyor. Bakanlık yetkilileri, yeni düzenlemenin boşanmış ve nişanlı kadınları da kapsadığını ve şiddet olaylarına karşı teknolojik önlemlerin kullanılmasını sağladığına dikkat çekiyor.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'ndan Berna Görgülü ise kamuoyuna "elektronik kelepçe" olarak yansıyan teknolojik önlemlerin de yeterli olmadığını savunuyor. Görgülü şunları söyledi:

“Elektronik kelepçe de şunu sağlayacak, erkeğe takılıyor bu kelepçe. Kadının evine 100 metre yaklaştığında kolluk kuvvetlerine bunun sinyali gidecek. Yani tehlike başladığına dair kolluk kuvvetlerine sinyal gidecek. Fakat bu durumu önleyecek mi, hakikaten bilmiyoruz ve çok umutlu değiliz. Çünkü şu anda sorunumuz, devletin bu şiddet ihtimallerinden haberdar olmaması değil…“

Sosyal nedenler

Berna Görgülü, şiddetin başka sosyal nedenleri olduğuna dikkat çekerek sözlerini çarpıcı bir karşılaştırma ile şöyle sürdürdü:

"Şimdi bu sadece teknik önlemlerle engelleyebileceğiniz bir konu değil. Yeni bir ülkede günde beş kadın öldürülüyorsa bunlar hemen hemen sıcak savaş koşullarında elimize geçer ceset sayıları gibi rakamlara ulaşıyor. Gerçekten Türkiye'de günde ortalama beş kadın öldürülüyor ve bunların çoğu medyaya yansımıyor."

© Deutsche Welle Türkçe

Haber: Hülya Köylü

Editör: Murat Çelikkafa