Kırgızistan’da gerilim dinmiyor
9 Nisan 2010İsyanın ardından başkenti terk ederek, destek bulmak üzere memleketi Celalabad’a giden Bakıyev, Fransız haber ajansı AFP’ye konuştu. İsyanda “ABD ya da Rusya’nın rolü olmadığını” söyleyen Bakıyev, istifa etme ve ülkeyi terk etme niyetinin olmadığını, muhaliflerle müzakere etmek istediğini söyledi.
Kırgızistan'da 5 yıl önce Lale Devrimi'yle iktidara gelen Devlet Başkanı Bakıyev, 75 kişinin ölümüyle sonuçlanan kanlı bir isyanın ardından iktidardan uzaklaştırıldı. Muhalefetin iktidarını vakit kaybetmeden başkent Bişkek'te kamuoyuna duyuran eski dışişleri bakanı Roza Otunbayeva, yeni hükümetin kontrolü sağladığını söyledi.
Eski dışişleri bakanı Roza Otunbayeva, “Hem ulusal güvenlik güçleri hem de İçişleri Bakanlığı şu anda yeni ekibin kontrolü altında. Burada kontrolü üstlenmek zorundaydık, zira güvenlik en önemli önceliğimiz” dedi.
Geçici hükümetin kısa süre içinde kurulacağını ve altı ay içinde erken seçimlere gidileceğini dile getiren Roza Otunbayeva, aynı zamanda yeni bir anayasanın da hazırlanacağını kaydetti. “Bizim yaptığımız, Bakıyev rejiminin zorbalığına bir yanıttı” diyen muhalefet lideri, Kırgız halkına demokrasi ve adalet sözü verdi.
Kurmanbek Bakıyev ise Bişkek'te hükümet binalarının işgal edilmesinden sonra memleketi Celalabad kentine giderken, ülkenin güneyinde Bakıyev yandaşlarının yoğun olarak bulunması Kırgızistan'da iç savaş tehlikesinin dile getirilmesine neden oluyor.
Olası karşı bir isyana karşı muhalefete Rusya'dan tam destek geldi. Moskova, Kırgızistan'daki askeri üssüne ek asker gönderirken, geçici hükümetin başbakanı Roza Otunbayeva ile telefonda görüşen Rusya Başbakanı Vladimir Putin de Kırgızistan'daki geçici hükümete destek olacağını söyledi. Ve Putin'in sözcüsü de yaptığı açıklamada, Putin'in Roza Otunbayeva ile "yeni hükümetin başkanı" olarak görüştüğünün de altını çizdi.
Uluslararası toplum da stratejik öneme sahip Kırgızistan'da yaşananlarla yakından ilgileniyor. Özellikle de Kırgızistan'la 900 kilometre sınırı bulunan Çin ve Kırgızistan'da askeri bir üsse sahip olan ABD.
Komşu ülkede meydana gelen olaylara "derin endişe duyduğunu" açıklayan Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, "sosyal düzenin mümkün olan en kısa sürede yeniden tesis edilmesini ve sorunların yasal zeminde çözülmesini beklediklerini kaydetti.
Çin, Kırgızistan'da yaşananlardan daha çok ekonomik gerekçelerle endişe duyuyor, ABD ise askeri üssü nedeniyle Bişkek'le yakından ilgili. Zira Kırgızistan'daki üs, Afganistan operasyonu için ABD açısından büyük önem taşıyor.
Washington'da Afganistan stratejisinin çıkan olaylardan etkilenip etkilenmeyeceği tartışılırken, geçici hükümetin başkanı Otunbayeva, Bişkek yakınlarındaki Amerikan üssünün varlığını sürdürmeye devam edeceğini açıkladı.
Kırgızistan Batı ülkeleri açısından Afganistan ve İran'daki İslamcı güçlere karşı önemli bir nokta olarak da büyük önem taşıyor. Nitekim BM ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) da Kırgızistan'a birer özel temsilci gönderiyor.
Slovakya'nın eski Dışişleri Bakanı Jan Kubis'in BM özel temsilcisi olarak Kırgızistan'a gideceğini bildiren Ban, aynı zamanda birkaç gün önce ziyaret ettiği bu ülkenin havasında gerilimi hissettiğini vurguladı.
Kırgızistan'da uzun zamandır huzursuzluk hakim. Halkın üçte birinin yoksulluk sınırının altında yaşadığı ülkede Bakıyev de baskıcı yöntemler kullanmakla suçlanıyordu. Berlin'deki Bilim ve Politika Vakfı uzmanlarından Uwe Halbach'a göre Bişkek'te yaşananlar sürpriz değil.
Halbach, “Son aylarda ülkedeki yaşam koşullarının kötüleştiğini gözlemlemiştik. Fiyatlar hayli yükselmişti ve enerji sıkıntısı yaşanmaktaydı. Bir de siyasi nedenler var elbette: Muhalefet ve toplumda, son zamanlarda giderek daha da otoriterleşen rejime karşı huzursuzluk büyüyordu” değerlendirmesinde bulundu.
© Deutsche Welle Türkçe
Derleyen: Hülya Köylü (DW,afp,reuters,AP, dpa)
Editör: Ahmet Günaltay