"Erdoğan'ın sözleri belli çevreleri cesaretlendirebilir"
12 Ekim 2021CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM'de partisinin grup toplantısı sonrasında DW Türkçe'nin de içinde olduğu küçük bir grup gazetecinin sorularını yanıtladı.
Türkiye'nin süratli bir şekilde "otoriter bir yapıya" doğru kaydığı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın muhalefet partilerine yönelik açıklamalarının "belli çevreleri cesaretlendirebileceği" uyarısında bulunan Kılıçdaroğlu, siyasi cinayetler işlenebileceğine ilişkin özel bir duyumu olup olmadığı ile ilgili ayrıntı vermek istemedi.
Ankara'da "siyasi cinayet" tartışması nasıl başladı?
Kılıçdaroğlu, birkaç gün önce yaptığı bir açıklamada, Erdoğan’ın seçime gerilimi tırmandırarak gitmek isteyeceğini söyleyerek "Eğer belli gruplar ellerine silah alıp belli kişileri öldürme yoluna gitmezlerse bir gerilim olmaz. Umarım öyle bir tablo da Türkiye’de yaşanmaz. Siyasi cinayetler..." ifadelerini kullanmıştı.
CHP liderinin bu sözleri Ankara'da son günlerde en çok konuşulan gündem maddelerinden biri oldu.
İYİ Parti'nin Teşkilat Başkanı Koray Aydın'ın "Bizim de aldığımız suikast duyumları var" demesi de bu tartışmaları daha alevlendirdi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun da "siyasi cinayet" iddialarını ortaya atanların, ülkede "korku iklimi oluşturmaya çalıştığını" savunarak, iddia sahiplerini ellerindeki belgeleri savcılığa iletmeye davet etmişti.
AKP Sözcüsü Ömer Çelik, Twitter'dan yaptığı açıklamayla Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarına tepki göstermiş ve “Cumhurbaşkanımızın önderlik ettiği güçlü siyaset sayesinde hükümetlerimiz döneminde Türkiye’de siyasi cinayetlere ve faili meçhullere son verilmiştir. Böylece siyasetin vesayet odaklarınca sistematik şekilde manipüle edildiği devir kapanmıştır” demişti.
"Savcıların harekete geçmesi lazım"
CHP lideri Kılıçdaroğlu, gazetecilerin kendisine savcılığa gitmesini önerildiğinin hatırlatılması üzerine ise şunları söyledi:
"Normalde savcılıkların süratli bir şekilde Erdoğan'dan bilgi alması lazım. Erdoğan, 'bu sizin iyi günleriniz, başınıza daha neler gelecek' diyor, savcılıkların 'bunların başına ne gelecek' diye sorması lazım. Bunu ben söylemiyorum, sıradan bir vatandaş da söylemiyor. Devletin en tepesindeki ve devletin bütün kadrolarına hakim kişi söylüyor."
Erdoğan'ın muhalefet partilerine yönelik olarak "iktidar sevdasından vazgeçeceksiniz" dediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, "Bu ne demektir? Biz bu partileri niye kurduk? Yani partilerinizi kapatın, ben tek başına kalıp tek başına yöneteceğim. Kapatmazsak ne olur? 'Siz bilirsiniz' diyor" ifadelerini kullandı.
Normal koşullarda savcıların Erdoğan'ın sözleri üzerine harekete geçmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Eğer savcı, savcı olursa; derhal bakması lazım 'nedir bu olay' diye. 'Erdoğan neden bunu söylüyor', diye araştırması lazım. Hangi gerekçe ile bunu söylüyor? Yarın da diyecek ki; mahkemelere ne gerek var? Zaten ben karar veriyorum, kapatın bu mahkemeleri" değerlendirmesi yaptı.
"O kadar ayrıntıya girmem"
Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin "süratli bir şekilde otoriter yapıya doğru kaydığını" savunarak "Erdoğan'ın bunları söylemesi belli çevreleri cesaretlendirebilir, sorun orada. Sadece ben değil, aklı başında olan herkes endişelenir. En tepedeki adam 'durun bakalım, başınıza daha neler gelecek' derse ne olur yani bu?" diye konuştu.
Özellikle bir isme yönelik bir tehdit duyumu alıp almadıklarının sorulmasına karşılık ise Kılıçdaroğlu, "Arkadaşlar, o kadar ayrıntıya girmem" yanıtını verdi.
CHP lideri, İYİ Parti'den Koray Aydın'ın da benzer ifadeleri olduğunun hatırlatılması ve muhalefetin özel bir duyumu olup olmadığının sorulması üzerine ise şunları kaydetti:
"Otoriter yönetimler hukuk tanımaz, kural tanımaz, demokrasi onların zihin dünyalarında yoktur. Onlar sadece ve sadece kendilerini ve yakın çevrelerini korumakla kendilerini yükümlü hisseder ve bu anlayışla yönetirler. Dolayısıyla farklı bir anlayışı, açılımı veya farklı görüşü düşman olarak görürler. Pinochet, Hitler gibi tarihte bir sürü adam var böyle, benzer bir tablo içindeyiz."
Sihirli sözcük: Az kaldı
Seçim olmayacağı kaygısı yaşayıp yaşamadığı sorusuna kesin bir dille "Hayır" yanıtını veren Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Seçim olacak ve göndereceğiz. Bütün bunlara rağmen, vatandaşlarımıza da söylüyorum; sihirli sözcüğümüz bu: Az kaldı. Biraz sabredeceksiniz, baskı olabilir, aç kalabilirsiniz, elektriğiniz kesilebilir, sizi gözaltına alabilir, tutuklayabilir, hapse atabilir ve hatta işkence yapabilirler, çıplak arama yapabilirler. Ama az kaldı, biraz sabır."
"Erdoğan Türkiye'nin potansiyelinin önünde"
CHP lideri ekonomiyle ilgili de konuşarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türkiye'nin potansiyelinin önünde durduğunu kaydetti.
Merkez Bankası’nın rezervleri ile ilgili konuşan Kılıçdaroğlu, "128 milyar dolar Türkiye'nin ekonomide daha rahat olabileceği bir güvence idi, o sayede esnek bir politika izleyebilirdi. Ama bu esnekliği tümüyle kaybettiler. Şimdi '122 milyar dolar var' deniliyor, ama iyi de bu para senin değil ki, eloğlunun parasını almışsın borç olarak, borçla geziyorsun" diye konuştu.
Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, Meclis Plan Bütçe Komisyonu'nda dün yaptığı sunumda, "TCMB rezervleri son dönemde istikrar kazanarak güçlü bir artış eğilimi gösteriyor. Bu hafta açıklanacak rezerv rakamımız 123,5 milyar dolar seviyesine yükselmiştir" demişti.
Kılıçdaroğlu, TCMB'de tek başına paranın olmasının da anlamı olmadığını söyleyerek eleştirisini şöyle sürdürdü:
"Ülke iki temel politika ile yönetilir; maliye politikası ve para politikası. Para politikası geçicidir, kısa önlemler alınır ama işin özünde yatan maliye politikasıdır. Çünkü o üretime dönük politikadır. Ona göre siz üretirsiniz, ürettiğinize göre dövizi, fiyatları, ücretleri, kişi başına geliri ve büyümeyi, sorunların tamamını çözebilirsiniz. Ama şimdi maliye politikası diye bir şey kalmadı."
Kılıçdaroğlu, AKP iktidarı döneminde çıkartılan varlık barışı düzenlemeleri ile ilgili olarak da şunları kaydetti:
"Yurtdışına giden uyuşturucu parası, insan kaçakçılığı parası gibi ne kadar yasa dışı para varsa bize getirin size aklayacağız diyorlar, kaç kez çıkardılar af. Ama buna rağmen bunlar güvenip yine gelmiyorlar. Düşünebiliyor musunuz? Oradan para gelecek ki… Ama elin oğlunun parası ile siz ne kadar büyüyebilirsiniz?"
Gülsen Solaker / Ankara
© Deutsche Welle Türkçe