Japonya korona ile mücadelede zorlanıyor
1 Şubat 2021Ocak ayı başlarında korona salgınını kontrol altına alabilmek için başkent Tokyo ve çevresinde uygulanmaya başlanan, daha sonra da diğer metropolleri kapsayacak şekilde genişletilen kısıtlamalar istenen etkiyi göstermedi. Uygulanan katı önlemlere rağmen enfekte olanların sayıları istenen seviyeye düşürülemedi. Bir haftalık ortalamaya göre can kayıplarının hâlâ yüksek olduğu ülkede hastanelerdeki yoğunluk sürüyor.
Vaka sayılarında beklenen azalmanın görülmemesi üzerine politikacılar ve uzmanlar acil durum uygulamasının uzatılmasını gerektiğini söylüyor. Kararı ise Başbakan Yoşihide Suga bu hafta içinde kararını verecek.
Öte yandan Avrupa Birliği, ülkedeki vaka sayılarının kontrol altına alınamaması nedeniyle Japon vatandaşlarına Avrupa ülkelerine seyahat yasağı getirdi.
Ancak yaklaşık 6 bin can kaybı ve 330 bin enfekte sayısı ile Japonya aslında birçok Batı ülkesinden daha iyi durumda. Ama Asya'daki komşularıyla karşılaştırıldığında Japonya'nın şu anda kötü bir performans gösterdiği göze çarpıyor. Peki daha önce örnek gösterilen Japonya ne oldu da şimdi bu özelliğini yitirdi?
İlk enfeksiyon dalgasının ortaya çıktığı Nisan 2020'de Japonya'da kapanma kararı alınmadı, ancak maske zorunluluğu ve sosyal temas kısıtlamasına gidildi, ayrıca enfeksiyon vakaları da dikkatle izlendi. Bu önlemler sayesinde virüsün yayılması büyük ölçüde engellenebildi.
Ama hükümet bu başarının ardından rehavete kapıldı. Üstelik koronavirüsün daha önce hiç olmadığı kadar yaygın hale geldiği Aralık ayına kadar restoranlarda yemek yenmesini ve yurt içinde seyahat edilmesini teşvik ederek sosyal temas ve hareketliliğin artmasına yol açtı. Japonlar da şimdi siyasetin ve yöneticilerin yeni ve daha büyük bir enfeksiyon dalgasına karşı hazırlık yapmamasının bedelini ödüyor.
Pandemi yorgunu vatandaşlar
Hükümet ikinci dalgada yeniden sert önlemler almayı reddederken pandemi koşullarından bıkan vatandaşlar ise disiplinli davranışlardan uzaklaşarak sosyal teması azaltmıyor.
Bu yıl alışılmadık derecede soğuk geçen kış mevsimi de kapalı mekanlardan ve temastan kaçınılmasını öngören kurallara uymayı daha da zorlaştırıyor.
Öte yandan çok sayıda restoran ve bar akşam saat 8'de kapanma kuralını da ihlal ediyor. Bu nedenle 1 Şubat itibarıyla öngörülen çalışma saatlerine uymayan işletmeler ve şirketler için 4 bin euroya kadar kadar para cezası kesilmesini öngören bir yasal düzenleme kabul edildi. Korona testi yaptırmayı reddeden veya enfeksiyon kapmasına rağmen hastaneye gitmek istemeyen vatandaşlar da 4 bin euroya kadar para cezası ödemek zorunda kalacak.
Sağlık hizmetlerindeki başarısızlıklar da pandemiyi kontrol etmeyi zorlaştırıyor. 100 bin kişiye bin 300 yatağın düştüğü Japonya, hastaneler konusunda dünyanın en ileri ülkesi konumunda. Ancak bu yatakların sadece yüzde biri yoğun bakım ünitelerinde bulunuyor. Bu nedenle, yoğun bakım ünitelerinde çalışan uzman ve hemşirelerin sayısı da az. Hastanelerin yüzde 80'i özel sektörün elinde ve genellikle ayakta tedavi prosedürü uygulanıyor. Covid-19 semptomları gösteren hastalar bu nedenle hastanelerde tedavi edilmek istenmiyor.
Sağlık sistemi zorlanıyor
Tüm bu olumsuzluklar göz önüne alındığında sayıları yetersiz olan Covid klinikleri, ağır vakalardaki hızlı artış nedeniyle kapasitelerinin eşiğine veya ötesine geçmiş durumda. Çin ve Almanya gibi ülkeler kısa bir süre içinde geçici hastaneler kurarken, Japon Sağlık Bakanlığı her yeni yoğun bakım yatağı için 35 bin euro prim vermekle yetindi. Şiddetli semptomları olmayan enfekte insanlar ise otellere yönlendirildi. Ülkede Aralık ayında, polis kayıtlarına göre 56 kişi evinde Covid-19 nedeniyle yaşamını yitirdi.
Sorun sadece hastanelerle sınırlı değil. Korona testlerinde de bazı olumsuzluklar yaşanıyor. Her ne kadar günlük testlerin sayısı ilk dalgadaki duruma kıyasla bir milyon kişi başına 500'den fazla artsa da yeterli değil. Örneğin Almanya'da bu oran Japonya'a göre üç misli fazla. Ayrıca özel test şirketleri pozitif sonuçları ilgili kurumlara bildirmekle yükümlü değil.
Muhalefet ise sağlık sistemindeki yetersizliker nedeniyle hükümeti suçlarken Başbakan Suga'dan da parlamentoda halktan açıkça özür dilemesini istiyor.
Aşılamaler gecikti
Japonya'da aşılama sürecinde de sıkıntı yaşanıyor. Ülkede şimdiye dek hiçbir aşıya onay verilmedi. BionTech-Pfizer ortaklığı, Aralık ayında kullanım izni için başvuru yaptı. Ancak aşının onayı Japon mevzuatına takıldı. Zira yasalara göre bir aşının uyumluluğunun önce Japonlar üzerinde test edilmesi gerekiyor. Bu durum da onay sürecini ve uygulanmasını geciktiriyor.
Aşılamadan sorumlu bakan Taro Kono'ya göre, Pfizer-BionTech aşıları Şubat sonunda uygulanmaya başlanacak. Ancak Japon uzmanlar sonbahardan önce bir sürü bağışıklığı beklemiyor.
Anketler, aşılara karşı genel şüpheciliğin uluslararası karşılaştırmalarda nispeten daha yüksek olduğu Japonya'da halkın gecikmelerden dolayı hükümete karşı aşırı tepkili olmadığını gösteriyor. Ancak hükümet daha fazla gecikirse, bu durum tersine dönebilir.
Martin Fritz
©Deutsche Welle Türkçe