İtayan şirketi Eni’den Kıbrıslı Rumlara güvence
15 Mart 2018Türkiye'nin geçen ay Kıbrıs açıklarına gönderdiği savaş gemileriyle adanın çevresinde doğal gaz aramasına engel olduğu enerji şirketi Eni, Kıbrıs Cumhuriyeti ile yaptığı anlaşmalardan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getireceği güvencesini verdi.
İtalyan devletinin kontrolündeki şirketin başkan yardımcılarından Lapo Pistelli, Roma'da Güney Kıbrıs Dışişleri Bakanı Nikos Kristodulides ile bir araya geldi. Görüşmenin ardından Güney Kıbrıs hükümetinden yapılan açıklamada, Rum kesiminin ada çevresinde ilan ettiği 13 parselden altısında sondaj gerçekleştirmek üzere anlaşma imzalayan Eni şirketinin, sözleşmelerden doğan "yükümlülüklerini yerine getirme konusunda kararlı olduğu" belirtildi.
Pistelli ve Kristodulides'in, Doğu Akdeniz'in hem bölge hem de Avrupa için önemli bir gaz kaynağı olarak büyük önem taşıdığı konusunda mutabık oldukları açıklandı.
6 parselden 4'ü çakışıyor
Eni tarafından kiralanan "Saipem 12000" adlı gemi Şubat ayında, Rumların adanın güney kesimi açıklarında tek taraflı olarak ilan ettiği 13 parselden 6'ncısında yaptığı sondaj çalışmalarının ardından 3'üncü parsele yönelmişti. Ancak Türk savaş gemileri tarafından durdurulan sondaj gemisi, Limasol limanına dönmüştü.
Güney Kıbrıs'ın 2011 yılındaki tek taraflı hamlesinden hemen sonra Kuzey Kıbrıs da Ankara ile anlaşarak Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına (TPAO) ada açıklarında petrol ve doğal gaz arama yetkisi vermişti. Ancak TPAO'ya yetki verilen bölgelerden bazıları, Güney Kıbrıs'ın uluslararası enerji şirketleri aracılığıyla arama yaptırdığı parsellerle çakışıyor. Eni'nin arama ruhsatı aldığı altı parselden 2, 3, 8 ve 9 numaralı olanlar da bu kapsama giriyor.
Kıbrıslı Rumlar sürdürdükleri doğal gaz arama faaliyetlerini egemenlik hakkı olarak görüyor ve olası bir ekonomik kazancın ada birleştikten sonra tüm Kıbrıslılara adilane bir şekilde paylaştırılacağını savunuyor. Doğal gaz arama çalışmalarının Kıbrıslı Türk ve Rumlarca birlikte yürütülmesi gerektiğini savunan Ankara ise tek taraflı faaliyetlere karşı çıkıyor. Kıbrıslı Türklerin adanın çevresindeki doğal zenginlikler üzerindeki hakkının hiçe sayıldığını belirten Türkiye, birlikte yapılacak sondaj sonrası çıkarılacak kaynakların gecikmeden paylaşılmasını öneriyor.
Güney Kıbrıs ile 10 numaralı parselde arama yapmak için anlaşan ABD'li enerji şirketi ExxonMobil ve Katar devletine bağlı Qatar Petroleum'un (Katar Petrolleri) iki gemisi de geçtiğimiz günlerde adanın güneyinde demirledi. Gemilerin Türk donanması tarafından engellenmeden faaliyet gösterebilmesi için ABD'nin bölgeye 6'ncı Filosu'nu gönderdiği iddiaları ise yalanlanmıştı.
Erdoğan uyarmıştı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şubat ayında Eni ile 3'üncü parsel nedeniyle yaşanan krizin ardından yaptığı açıklamada, Güney Kıbrıs hükümetiyle anlaşarak ada açıklarında doğal gaz arama faaliyeti yürüten uluslararası şirketlere de "Rum tarafına güvenerek hadlerini ve güçlerini aşan işlere alet olmamalarını tavsiye ettiklerini" söylemişti.
Erdoğan, bu ay başında tamamladığı Afrika turu sırasında da, "O bölgede KKTC’nin ve Türkiye’nin rızası olmaksızın bir adım atılamaz. Eni hadisesinde bu görüldü. Yarın Fransa, belki Total ile yapmak isteyecek bu işi. ABD belki Exxon ile yapmak isteyecek. Ama KKTC’nin ve Türkiye’nin uluslararası hukuktan kaynaklarından haklarının çiğnenmesine fırsat vermemiz elbette mümkün değildir" ifadesini kullandı.
Güney Kıbrıs'ın sondaj çalışması için ruhsat verdiği bir diğer şirket de Fransız Total. Güney Kıbrıs'ın 12'nci parsel olarak adlandırdığı bölgede ise ABD'li enerji şirketi Noble Energy 2011 yılında 127 milyar 400 milyon metreküplük doğal gaz rezervi bulmuştu. Ancak bu rezervin çıkarılması için herhangi bir işlem yapılmadı.
DW,AP/CÖ,BK
© Deutsche Welle Türkçe