İsveç'te göçmen isyanı dinmiyor
26 Mayıs 2013Sosyal adalet ve uyum konularında örnek gösterilen İskandinav ülkelerinden İsveç, şu günlerde alışkın olmadığı türden sosyal sorunlarla karşı karşıya. Başkent Stockholm'ün yoksul semtlerinde otomobiller ateşe veriliyor, öfkeli gençler isyan ediyor. Alman Bilim ve Siyaset Vakfı'ndan Kuzey Avrupa projesi yöneticisi Tobias Etzold, bir refah devleti olan İsveç'te de artık sosyal barışın Avrupa'daki mali ve ekonomik kriz öncesinde olduğu kadar güvende olmadığına dikkat çekiyor: “İsveç, yabancıların uyumunda başarı sağlamış, bu konuda örnek bir ülke olarak gösteriliyordu. Ancak şu andaki durum, bunun sanıldığı gibi olmadığı gerçeğini ortaya koyuyor. Her yerde olduğu gibi İsveç'te de sosyal sorunlar var.”
İşsizlik ve yoksulluk isyanı ateşledi
İsveç'i endişeye düşüren olaylar, Stockholm'ün yaklaşık 12 bin nüfuslu ve nüfusunun yüzde 85'ini göçmen kökenlilerin oluşturduğu Husby semtinde yoğunlaşıyor. Semtte yaşayan ve yaşları 20 ila 25 arasında değişen gençlerin çoğu işsiz. İsveç hükümeti, 2008-2009 yıllarında ekonomik krizle mücadele amacıyla bazı tasarruf tedbirleri uygulamaya koymak zorunda kalmıştı. Devlet, tedbirler sayesinde krizi kısa zamanda kontrol altına almış olsa da yoksulların bu önlemlerden olumsuz şekilde etkilenmesine engel olunamadı.
Alman Bilim ve Politika Vakfı'ndan Tobias Etzold, işsizlik ve hastalık sigortalarında kesintiler uygulayan devletin, o dönemde zenginler için vergi kolaylıkları sağladığına dikkat çekiyor. Alman Dış İlişkiler Konseyi'nden Almut Möller ise bu tür önlemlerin zenginler ile yoksullar arasındaki gelir uçurumunu daha da derinleştirdiğini vurguluyor: “Örneğin İsveç'te gençler arasındaki işsizlik oranının yüksekliği konusunda bir tartışma yürütülmedi, bu gençlerden çoğu göçmen kökenli. Ülkede işsizlik AB ortalamasının da üzerinde. Bu bizim görmek istemediğimiz bir manzaraya işaret diyor. Genç işsizliği yüzde 25 dolayında.”
Sorunların merkezi Husby
Husby semtinde bu sorunlar su yüzüne çıkıyor. Bölgedeki evler 60'lı, 70'li yıllarda ucuz konut ihtiyacını karşılamak amacıyla inşa edilmişti. O dönemde ekonomik açıdan dezavantajlı kesimler için inşa edilen bu konutlara daha sonra göçmenler yerleşti. İsveçlilerin buralardan taşınması ile birlikte, bölge bir göçmen semtine dönüştü. İşsizliğin artmasının, eğitim ve istihdam olanaklarının az olduğu bölgede sosyal huzursuzlukları tetiklediği ifade ediliyor. Ancak ülkede bardağı taşıran damla, geçen hafta 69 yaşındaki bir göçmenin polis tarafından meşru müdafaa gerekçesi ile vurulması oldu. Bielefeld Üniversitesi'nden Martin Diewald, bu olayın isyan ateşini yaktığını vurguluyor: “Göçmenlerde bir araya gelen bazı özellikler bütünüyle menfi olarak değerlendiriliyor. Göçmen statüsü, ten rengi, değiştirilmesi mümkün olmayan özellikler ve aslında ayrımcılığa yol açmaması gerekiyor. Ayrımcılık fikir olarak mevcutsa, bu tür görünür özelliklere sahip olan göçmenlere doğrudan uygulanıyor. Ayrımcılığın dozu da değişiyor, bazen incinme o kadar büyük oluyor ki bu tür isyanlara yol açabiliyor.”
Uzmanlara göre, İsveç sosyal barışı sağlamak için gelecekte eğitim ve istihdam piyasasına daha fazla yatırım yapmalı. Ancak bu şekilde ‘örnek ülke' olarak anılan İsveç'in bu namına sadık kalabileceği vurgulanıyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Christian Ignatzi / Başak Özay
Editör: Başak Sezen