İstanbul'da Dünya İnsani Zirvesi
23 Mayıs 2016Fakir ülkelerin kalkınmasında, mültecilere yeni bir hayat kurmada yardım edilmesinde ve İslamcı terör örgütlerinin tabandan kurutulmasında dine büyük ümitler bağlanıyor. İstanbul'daki Birleşmiş Milletler Dünya İnsani Zirvesine katılacak olan liderler ilk kez böyle bir buluşmada bir araya gelecekler. BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon, ‘dünyanın İkinci Dünya Savaşı sonrasının en büyük insani felaketiyle karşılaştığını' söyleyerek dünya liderlerini İstanbul'a davet etmişti.
Zirvenin en önemli konusu din olacak. Dini cemaatlerin temsilcileri küresel insani felaketlerle mücadeleye nasıl katkıda bulunabileceklerini anlatmak amacıyla zirve sırasında özel bir oturum düzenleyecekler. Bu oturumda söz alacak olan Almanya Ekonomik İşbirliği Bakanı Gerd Müller, Deutsche Welle'ye yaptığı açıklamada, “Birçok ülkede dini liderler büyük saygı ve itibar görüyor. Dinin aynı zamanda şiddet ve teröre de alet edilebildiğini unutmamak kaydıyla bu potansiyeli değerlendirmemiz gerekir”, dedi.
Alman Bakan, kalkınma işbirliğinde İslam dininin barış ve gelişmeye nasıl katkıda bulunabileceğini araştırmak amacıyla zirveye katılacağını söyledi. Ekonomik İşbirliği Bakanlığı, Uluslararası Din ve Sürdürülebilir Gelişme Ortaklığı adlı programın terörizm ile mücadelede etkili olmasını umuyor. Bakan Müller, Deutsche Welle'ye verdiği demeçte, ‘sağlık, eğitim, beslenme ve mültecilere yapılan yardımlarda dini cemaatlerin önemli rol oynadığını' belirtti ve nüfusun yüzde 80'i dindar olan dünyamızdaki problemlere çözüm aramada din faktörünün göz ardı edilemeyeceğini söyledi.
Ebola ile ortaklaşa mücadele
Bu alanda yoğun çalışmalar yapan Islamic Relief örgütünün 40 ülkede şubesi bulunuyor. Son yıllarda Suriye'deki sivillere de yardım etmeye başlayan örgüt 2014 yılında 113 milyon euroluk yardım projesi uygulamış. Almanya'da da faaliyet gösteren Islamic Relief, İngiltere ve İsveç kalkınma işbirliği bakanlıklarıyla Birleşmiş Milletler yardım kuruluşları, Avrupa Birliği ve Hristiyan Kiliseleri ile de işbirliği yapıyor.
Örgütün Katolik Kilisesi ile birlikte Afrika'nın batısındaki Ebola salgını sırasında yaptığı yardım çalışmalarını konu alan raporu din faktörünün bu alandaki önemini gözler önüne seriyor. Dini kuruluşlar salgında ölenlere uygulanan defin adetlerinin hastalıkla mücadeleye uygun hale getirilmesini sağlayarak Ebola'nın daha da yayılmamasını sağlamışlar. Hastalıktan ölenin bedeniyle temas edilmesi Ebola'nın hızla yayılmasına neden olmaktaydı.
Kiliseler öncülük ediyor
Raporda, "dini liderler hastalıkla mücadeleye başından itibaren katılabilselerdi, daha fazla hayat kurtarılabilirdi" deniyor. Bu konu İstanbul'daki İnsani Yardım Zirvesi'nde de ele alınacak.
Almanya Ekonomik İşbirliği Bakanlığı da dini kuruluşların insani felaketlerle mücadeledeki önemine güvendiği için 50 yıldır Hristiyan yardım kuruluşlarını destekliyor ve projelerine her yıl 200 milyon euroluk katkıda bulunuyor.
Ağa Han tarafından kurulan kalkınma yardımı birliği de insani yardım ve kalkınma işbirliğinin öncüleri arasında yer alıyor. Ağa Han'ın 60 yıldır aşında bulunduğu birlik 80 bin elemanı ve 625 milyon doları bulan yıllık bütçesiyle bütün dünyadaki ihtiyaç sahiplerine yardım ediyor.
Diyalog ve işbirliği arayışına rağmen dinler arasındaki çatlak İstanbul'daki İnsani Yardım Zirvesi'nde de kendini gösterecek. Suudi Arabistan'daki ‘International Islamic Relief Organization of Saudi Arabia' İstanbul'daki buluşmaya davet edilmedi. 1979 yılında Kralın buyruğuyla kurulan bu hayır kuruluşu acil yardım çalışmalarına katılmakla birlikte, Birleşmiş Milletler tarafından radikal İslamcı akımları desteklediği gerekçesiyle eleştiriliyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Astrid Prange de Oliveira