İspanya'daki sel felaketi: Tehlike çanları yakınımızda mı?
31 Ekim 2024İspanya'daki sel felaketinde giderek ağırlaşan bilanço, iklim değişikliğinin sonuçlarıyla mücadeleye ilişkin soru işaretlerine yol açtı. Dünyanın en gelişmiş ülkelerinden birinin felakete yönelik önleyici önlemleri almakta geç kalması ve akabinde hızlı yanıt verememesi, gelecekte daha da ağırlaşması olası iklim senaryolarına ilişkin endişeleri bir kez daha gündeme taşıdı.
Ülkede hafta başında başlayan yoğun yağış kısa sürede sellere neden olarak, çok sayıda kişinin ölümüne yol açtı. Yarattığı tahribatın boyutları giderek büyüyen felaket, 1973'ten bu yana bir Batı Avrupa ülkesinde görülen en ölümcül felaket olarak kayıtlara geçti.
İspanya ulusal hava durumu ajansı AEMET, selden en ağır etkilenen Valencia bölgesinde Salı günü kırmızı alarm verdi. Bölgede o gün içinde koşullar ağırlaştı. Ancak acil durum hizmetlerinin koordinasyonundan sorumlu bölgesel birimin faaliyete geçmesi akşamın saatlerini buldu. Sivil koruma servisinin Valencia'da ikamet eden vatandaşlara evlerinden çıkmamaları uyarısını yapması ise ancak aynı akşam 20.00'de gerçekleşti.
Bölgede yaşayan çok sayıda kişi için bu, çok geç kalmış bir uyarıydı. Araçlarıyla daha önce yola çıkmış olanlar kendilerini azgın suların insafına kalmış bir şekilde yolda mahsur kalmış halde buldular. Valencia'nın banliyösü Sedavi'de yaşayan 66 yaşındaki Julian Ormena, "Alarm verdiklerinde sular zaten gelmişti, artık bana selin geldiğini haber vermelerine gerek yoktu" diyor ve ekliyor: "Hiç kimse sorumluluk almaya gelmedi."
Zamanında yapılan hava durumu uyarılarıyla bu tür trajedilerin önüne geçmenin mümkün olduğunu belirten Reading Üniversitesi'nden hidroloji profesörü Hannah Cloke, Valencia'nın uyarı sisteminin başarısız olduğunu kaydetti. Cloke, "İnsanlar selle karşı karşıya kaldıklarında ya da uyarıları duyduklarında ne yapmaları gerektiğini bilmiyorlar" dedi. Aynı üniversiteden iklim riskleri ve dayanıklılık profesörü Liz Stephens da "Daha iyisini yapabilmek için gereken kaynaklara sahip olan ülkelerde insanlar öngörülebilir bu tür hava olayları nedeniyle hayatını kaybetmemeli" ifadelerini kullandı.
Önlemlere rağmen çaresiz miyiz?
Fırtınaya Akdeniz'in sıcak suları üzerinde hareket eden soğuk havanın neden olduğunu belirten uzmanlar, bunun yılın bu döneminde sıkça görülen yoğun yağmur bulutlarını oluşturduğunu kaydediyor. Ancak Akdeniz'in ısınmasının da su buharlaşmasını artırarak sağanak yağışların daha şiddetli hale gelmesinde kilit rol oynadığı belirtiliyor.
Newcastle Üniversitesi'nden Hayley Fowler, bu olayın iklimin hızlı biçimde değiştiğine yönelik bir diğer alarm çağrısı olduğuna dikkat çekiyor. "Altyapımız bu seviyelerdeki sellerle başa çıkabilmek için tasarlanmadı" diyen Fowler, rekor düzeydeki deniz sıcaklıklarının tek bir yerde aşırı yağmur bırakan fırtınaları körüklediğini sözlerine ekledi.
Bilim insanları, insan eliyle gerçekleşen iklim değişikliğinin sonucu olarak aşırı hava olaylarının daha yoğun hale geldiğini, daha uzun sürdüğünü ve daha sık olduğunu belirtiyor. Analistlere göreyse, kimi durumlarda en iyi hazırlanmış uyarı sistemleri dahi hazırlıksız yakalanabilir.
İngiltere'deki Open University'den çevre sistemleri alanında kıdemli öğretim görevlisi Leslie Mabon, bu tür aşırı hava koşullarının "İspanya gibi nispeten varlıklı bir ülkede bile mevcut savunma ve acil durum planlarının kapasitesini aşabileceğini" söylüyor ve ekliyor: "İspanya'daki seller, hiçbir ülkenin iklim değişikliği risklerinden muaf olmadığını tam zamanında hatırlattı."
Aşırı hava olayları yarım milyondan fazla can aldı
World Weather Attribution (WWA) tarafından yayımlanan ve 2004 yılından bu yana yaşanan en ölümcül on hava kaynaklı doğal afeti inceleyen çalışma da bu görüşü doğrular nitelikte. İklim değişikliğinin aşırı hava olayları körüklediğine dikkat çeken çalışmada, bu olayların normal koşullarda önüne geçilmesi mümkün olan 570 binden fazla can kaybına yol açtığı belirtiliyor.
İklim değişikliği karşısında ne varlıklı ne de yoksul ülkelerde hiç kimsenin güvende olmadığının altını çizen araştırmacılar, buna rağmen giderek kötüleşen aşırı hava olaylarından yoksulların çok daha fazla etkilendiğine dikkat çekiyor.
Çalışmanın yalnızca aşırı hava olayları sırasında rapor edilen ölümleri kapsaması nedeniyle gerçek rakamların daha da yüksek olabileceğini kaydeden araştırmacılar özellikle Avrupa'da daha sık görülen sıcak hava dalgalarının rolüne dikkat çekiyor. 2022'de Avrupa'da 53 bin'den fazla, 2023'te ise 37 bin'den fazla insanın aşırı sıcaklar nedeniyle hayatını kaybettiğine dikkat çeken WWA Yöneticisi Friederike Otto, "ETH Zürih'ten yapılan bir araştırma, iklim değişikliği olmasaydı bu insanların yarısının hayatta kalabileceğini ortaya koydu" ifadelerini kullandı.
DW,AFP/SÖ,TY