İran'da yeni dönem
3 Ağustos 2013İran'ın yeni Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, ülkenin nükleer faaliyetleri konusunda Batı’ya daha fazla şeffaflık sözü verdi ve bu konuda sadece diplomatik bir çözüm gördüğünü vurguladı. Birçok Batılı politikacı ve siyasi gözlemci, Ruhani’nin göreve başlamasının ardından İran’nın nükleer programına ilişkin anlaşmazlıkların çözüme kavuşmasını umut ediyor.
Berlin merkezli Bilim ve Politika Vakfı’ndan İran uzmanı Walter Posch, Ruhani’nin 2003-2005 yılları arasında nükleer görüşmelerde baş müzakereci olduğunu hatırlatıyor ve diplomatik teamülleri iyi bildiğini kaydediyor. Posch, Ruhani'den beklentilere ilişkin şunları kaydediyor: "Almanya, yeni cumhurbaşkanından öncelikle ‘ılımlılık’, tarzda iyileşme ve fırsatların daha iyi değerlendirilmesi becerisi bekleyebilir. Bu tabii nükleer program konusundaki tartışma için de geçerli."
'Tahran'ın son şansı'
Ruhani de selefi Ahmedinejad gibi tartışmalı nükleer programın meşru olduğunu düşünüyor ve uranyum zenginleştirmeye devam etmek istiyor. Walter Posch, Ruhani'nin Milli Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri olduğu dönemde İran'ın nükleer teknolojide büyük ilerlemeler kaydettiğini ve şimdi bunlardan vazgeçmeyeceğini belirtiyor.
Ancak İran nükleer müzakerelerde tavize yanaşmazsa kendisine uygulanan sert yaptırımların yumuşatılması da zor. İran uzmanı Posch, bunun, tümden izolasyon ve kapsamlı ekonomik ambargonun önüne geçmek için Tahran'ın son şansı olduğu görüşünde.
'Batı daha olumlu sinyaller vermeli'
Bununla birlikte Batı’nın da daha fazla olumlu sinyal vermesi gerektiğini düşünenler de var. Yeşiller Partisi Güvenlik Politikaları Sözcüsü Omid Nouripour da bunlardan biri. Nouripour "Hep konuşulan, sorunun üzerine baskı ve teşviklerden oluşan bir paketle gitmek gerektiği. Ancak ortada teşvik edecek birşey kalmadı artık. O nedenle Amerikalıların, 'şimdi daha üst düzeyde doğrudan görüşmeler yürütmek istiyoruz' demesi harika bir şey" diye konuşuyor.
Ancak Ruhani’nin göreve başlamasına birkaç gün kala ABD Temsilciler Meclisi’nde İran’a karşı uygulanan yaptırımların sertleştirilmesi kararı alındı. Temsilciler Meclisi’ndeki demokrat kanattan birçok politikacı, göreve başlamasına günler kala ılımlı Cumhurbaşkanı Ruhani’ye yanlış sinyaller verildiğini düşünüyor. Ancak ağırlıklı olarak İran’dan petrol ithalatına kısıtlamalar getiren yeni yaptırımların, öncelikle Senato ve ABD Başkanı Barack Obama tarafından onaylanması gerekiyor.
Batı Ruhani’den sadece nükleer program konusunda değil, Suriye sorununda da olumlu sinyaller bekliyor. Ruhani liderliğindeki İran’ın, Cenevre’de yapılması planlanan ikinci uluslararası Suriye konferansına katılma şansının arttığı düşünülüyor.
Hamaney ile ilişkiler
Hasan Ruhani, tüm hamlelerinde daha yüksek bir makamı, ülkenin dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’i de göz önünde bulundurmak durumunda. Ruhani, seçim galibiyetinin ardından televizyonda yaptığı ilk resmi açıklamada, 'dış politikanın ulusun tüm hakları göz önünde tutularak ve dinî liderin talimatları doğrultusunda yürütüleceğini' vurgulamıştı. Hamaney, şimdiye dek ABD ile doğrudan görüşmelere karşı çıkmış ve nükleer program gibi dış politika konularında sert bir çizgi izlemişti. Ancak uzmanlar, İran’a uygulanan yaptırımların doğurduğu vahim ekonomik sonuçların, muhafazakârlar arasındaki iktidar mücadelesinin ve eski Cumhurbaşkanı Ahmedinejad ile olan anlaşmazlıkların dini lideri etkilediğini tahmin ediyor. O nedenle birçok gözlemci, Ruhani’nin seçilmesini, Hamaney’in giderek uzlaşmacı bir yolu tercih ettiğinin işareti olarak görüyor.
İran uzmanı Walter Posch, uzun yıllar birlikte çalışmış olan Ruhani ve Hameney’in iyi bir ilişkisi olduğunu söylüyor. Posch’a göre, Hamaney, öncelikle bir teknokrat olan Ruhani’ye değer veriyor ve sonu belirsiz demokratik denemelerdense Ruhani ile sakin bir işbirliği ortamından memnun.
En büyük zorluk ekonomik kriz
İç politikada da yeni Cumhurbaşkanı’ndan beklentiler büyük. Ruhani’nin seçim vaatleri arasında yer alan siyasi tutukluların serbest bırakılması, sansürün azaltılması, ahlâk polislerinin takibatı ve kadın haklarının genişletilmesi gibi konularda atacağı adımlar merakla bekleniyor.
Ruhani’nin önündeki en büyük zorluk ise İran’ın vahim ekonomik durumu. Ruhani, görevdeki ilk 100 günü içerisinde, ülkedeki ekonomik sorunlarla ilgili “gerçekçi ve güvenilir analizlere” dayanan bir raporla çözüm önerileri sunacağını duyurmuştu.
© Deutsche Welle Türkçe
Shahram Ahadi / Başak Demir
Editör: Beklan Kulaksızoğlu