1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İnternet yayınlarına ‘sansür’ gölgesi

26 Eylül 2018

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), internet yayınlarına geniş yasak, denetim ve yaptırım öngören yönetmeliği kabul etti.

https://p.dw.com/p/35Xlk
Deutschland Berlin Bildschirm mit Netflix
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/B. von Jutrczenka

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), "Radyo, Televizyon ve İsteğe Bağlı Yayınların İnternet Ortamından Sunumu Hakkındaki Yönetmelik”i kurulun Cumhuriyet Halk Partili üyelerinin itirazına karşın oy çokluğuyla kabul etti. Yönetmeliğin internetten yapılan yayınları tam olarak tanımlamadığını, ‘muğlak’ bıraktığını düşünen RTÜK’ün CHP’li üyeleri bunun ‘bilinçli bir tercih’ olduğunu öne sürüyor.

“Yayın başlamadan sansür”

RTÜK’ün CHP’li üyesi İlhan Taşçı, bu durumu DW Türkçe’ye açıklarken, yönetmeliğin internet üzerinden yapılan hangi yayının denetime alınacağı sorusuna net yanıt vermediğini söylüyor. Taşçı, yönetmelikte açıkça yazılmasa da; Twitter, Facebook veya YouTube gibi sosyal medya kanalları üzerinden yapılan, kişilerarası iletişimi sağlayan görsel ve işitsel yayınların da denetime alındığını söylüyor.  Yönetmelikte, “radyo ve televizyon hizmetlerini internet ortamından iletmeye özgülenmemiş platformların” denetim ve yaptırım kapsamına alınmadığı belirtiliyor. Ancak, “internetten iletmeye özgülenmemiş platform” tanımlamasının ne anlama geldiği tam olarak anlatılmıyor.

Logo Türkischen Rundfunk-und Fernsehrat RTÜK

Taşçı “Bu muğlaklık bilinçli bir tercih. İlerleyen aşamalarda ihtiyaca, isteğe, ihbara, şikayete göre RTÜK, her türlü denetim mekanizmasını internet yayınları üzerinde devreye sokacak” diyor.

Taşçı, bu doğrultuda YouTube kanalı kullanılarak yapılan yayınların da RTÜK denetimine gireceği riskine dikkat çekiyor. “Çünkü burdan yapılan yayınlar da, bir çeşit kamu yayıncılığı görülecektir. Bireysel yayınların denetim dışı kaldığı görülse de, düzenli bir şekilde yapılan yayınlar bireysellikten çıkacaktır ve RTÜK denetimine tabii olacaktır” görüşünü dile getiren Taşçı, yönetmeliği “muhalefet medyasına dönük sansür mekanizması” olarak tanımlıyor. Taşçı, “Yayından önce RTÜK’ten lisans alma koşulu getiriliyor. Koşullar arasında MİT ve Emniyet’ten temiz kağıdı almak da var. Bu da daha yayına başlamadan sansür mekanizmasının devreye sokulmasıdır” değerlendirmesi yapıyor.

“Asıl tehlike: Dijital fişleme”

İlhan Taşçı, yönetmelikte gördüğü ‘asıl tehlike’yi RTÜK’ün PuhuTV, Netflix gibi abonelik sistemiyle yayın yapan dijital platformlara dönük denetimi olarak dile getiriyor. Taşçı, “Yönetmeliğe göre RTÜK, bu platformlardan abonelerinin her türlü kişisel bilgisini isteyecek. Kişilerin neyi, ne kadar izlediğini kayıt altına alabilecek. Bunun adı da dijital fişlemedir” diyen Taşçı, sözlerini “Bilgi ve internet çağında Türkiye’ye büyük kötülük yapılıyor” diye tamamlıyor.

"AB kriterlerine uygun”

RTÜK’e Adalet ve Kalkınma Partisi kontenjanından üye olan Hamit Ersoy ise yönetmeliğin “Avrupa Birliği (AB) kriterlerine uygun” olduğunu düşünüyor. Ersoy, yönetmelikte abonelik bilgi ve belgelerinin istendiğine dair herhangi bir düzenleme bulunmadığını savunuyor ve “Sansür ve dijital fişleme eleştirilerine katılmıyorum” diyor.

Ersoy, yönetmeliğin yasal dayanağının mart ayında yapılan yeni düzenlemeler olduğunu ve AB direktiflerine uygun bir şekilde yapıldığını anlatıyor.

Ersoy, "Ben hem RTÜK üyesiyim hem de AB'nin RTÜK'teki temas noktasıyım. AB, Görsel İşitsel Medya Hizmetleri Direktifi'nde yaptığı güncelleme ile isteğe bağlı yayın platformlarına denetim getiriyor. Bu, kasımda yasalaşacak” diyor ve Türkiye’nin AB’ye aday ülke olarak bu direktifi uygulamak zorunda olduğunu söylüyor.

Symbolbild Medien in der Türkei
Fotoğraf: AFP/Getty Images/O. Kose

“Tedirginlik yaratıyorlar”

3 yıldır Periscope üzerinden yayın yapan gazeteci Ünsal Ünlü yönetmeliğin iktidar tarafından internet yayıncısı üzerinde “Demokles’in kılıcı” gibi kullanılacağını düşünüyor. “Bu yüzden muğlak ifadelerle dolu bir yönetmelik çıkartıyorlar. İnternet alanını da bilinçli olarak iktidarın denetimine açık tutuyorlar. Tedirginlik yaratıyorlar” diyen Ünlü, Türkiye’nin gündeminin aslında RTÜK yönetmeliği olmaması gerektiğine dikkat çekiyor. Ünlü, “Ülkede ekonomik kriz var, insan haklarında geriye gidiş var. Bunu konuşmuyorsunuz, yönetmelik konuşuyorsunuz” çıkışında bulunuyor ve  “Ben 35 yıllık yayıncıyım. İşimi de biliyorum. Tecrübemle, bilgimle kamuoyunu aydınlatmayı sürdüreceğim. Devam edeceğim” mesajı veriyor.

"Denge olmazsa sansür olur”

TOBB Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden bilişim hukuku uzmanı Olgun Değirmenci, “Denetimin içeriği açıkça ortaya konmazsa, tamamen alternatif haber kaynağını kesmeye dönük hareket edilirse o zaman denetimden sansüre kayarsınız” uyarısı yapıyor. Türkiye’nin internete 1993’te bağlandığını, 2001’de denetim mekanizmasının getirildiğini hatırlatan Değirmenci, o günden bugüne “internet denetlenmeli mi, denetlenmemeli mi” tartışmasının yapıldığını söylüyor ve bu tartışmaların herkesi ‘denetimin şeffaf olması gerektiği’ noktasına taşıdığını anlatıyor. Değirmenci, “RTÜK neye göre lisans verecektir. MİT’in, Emniyet’in rolü ne olacaktır. Bu sorular mutlaka aydınlatılmalıdır. Gerekli olan; gerekli olduğu kadar denetimdir. Denge olmazsa sansür olur” diyor.

"Muhalefet RTÜK'ün önüne gitsin”

Konuyu yakından izleyen CHP eski milletvekillerden Barış Yarkadaş da “30 milyon Twitter, 10 milyon da Facebook kullanıcısının olduğu Türkiye’de muhalefet işin ciddiyetini kavramalı ve yönetmeliğin iptali için RTÜK’ün önüne gitmeli, toplumsal baskıyı artırmalı” diyor. “Yönetmelik, tam bir polis devletinin inşaasıdır” görüşündeki Yarkadaş, iktidarın internet dahil tüm medyayı kontrol almaya çalıştığının toplumun tüm kesimlerince anlaşılması gerektiğini savunuyor. Yarkadaş, “İstanbul’da üçüncü havalimanı işçilerinin yaşadığı insanlık dışı koşullar, internet üzerinden yansıdı, kamuoyuna. AKP, interneti de sansürleyerek toplumu tüm gerçeklerden uzaklaştırmayı amaçlıyor” diyor.

Yönetmelikte neler var?

24 maddeden oluşan yönetmelik, internet üzerinden yayın yapan radyo ve televizyonlar ile izleyicinin istediği zaman izleyebildiği platformlarla ilgili düzenlemeleri içeriyor. Yönetmelikle radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayınlarını sadece internet üzerinden yapmak isteyen hizmet sağlayıcıların RTÜK’ten lisans alması gerektiği belirtilirken, lisans başvurusunda sunulması gereken belgelerin kapsamına dair bilgiler yer alıyor. Yönetmeliğin, internetten yayın lisansı için MİT ve Emniyet’ten izin belgesi koşulu getirmesi dikkat çekiyor. Yönetmeliğe göre cumhurbaşkanının yayın yasağı yetkisi, internet radyo-tv’lerini de kapsıyor.

Hilal Köylü / Ankara

©Deutsche Welle Türkçe