İklim korumaya daha çok kaynak
13 Aralık 2017Almanya'nın Bonn kentinde yapılan ve iki hafta süren Dünya İklim Zirvesi (COP23) sona ereli henüz birkaç hafta oldu. Hemen peşinden yeni bir iklim zirvesine gerçekten gerek var mıydı? Bu soruya katılımcıların verdiği ortak yanıt "Evet".
Fransız hükümetinin iklim elçisi Laurence Tubiana, "Dinamizmi muhafaza edip COP21'de varılan mutabakatın takipçisi olmak zorundayız" diyerek Paris'te 2015 yılında imzalanan anlaşmanın uygulanmasının önemine vurgu yaptı. Tubiana, "One Planet Summit"(Tek Gezegen Zirvesi) ile Dünya İklim Zirvesi (COP) arasındaki farkı ise şöyle anlattı: "COP buluşmalarında küresel hedefler belirleniyor. One Planet Summit ise bu hedeflere ulaşmak için stratejilerin saptandığı bir platform." Paris'teki buluşma bu yöndeki ilk adımdı. Önümüzdeki yıllarda çok sayıda OPS etkinliğinin yapılması planlanıyor.
İklim değişikliği ile mücadelede en can alıcı mesele finansman. İşte 12 Aralık'taki Paris buluşmasının odağında da bu konu yer aldı. Hem baraj yapımı gibi koruyucu hem de yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım gibi önleyici tedbirler oldukça maliyetli. Küresel ısınmadan en çok etkilenen gelişmekte olan ülkelerin pek çoğu, bu ağır maliyetlerin altından tek başına kalkamıyor. Diğer taraftan bu ülkeler de zararlı gazların salınımı pahasına da olsa gelişmek, kalkınmak istiyorlar ve bunu en doğal hakları olarak görüyorlar.
İşte bu nedenle sanayi ülkeleri, 2009 yılında gelişmekte olan ülkelere 2020 yılına kadar 100 milyar dolar destek vermeyi taahhüt etmişti. Ancak OECD verilerine göre 2014 yılı itibariyle bu destek 41 milyarda kaldı. İşte Paris'teki toplantıda, bu vaadin gerçekleştirilmesi için atılabilecek adımlar da görüşüldü.
12 hedef belirlendi
One Planet Summit zirvesine, aralarında 50 kadar devlet ve hükümet başkanınında olduğu 4 bin kişi katıldı. Kamu ve özel finans kuruluşları, STK'lar ve yerel yönetim temsilcilerinin de davetli olduğu Paris buluşmasının en dikkat çeken ismi ise Hollywood'un "Terminatör" lakaplı yıldızı ve eski Kaliforniya Valisi Arnold Schwarzenegger'di.
Katılımcılar 12 ana hedef tespit ettiler. Bu hedefler arasında ada devletlerinde küresel ısınmanın etkilerini azaltıcı önlemlerin alınması, iklim ve çevre dostu projeler için yerel yönetimlere mali destek verilmesi, iklim araştırmalarına daha fazla ödenek ayrılması ve zararlı gaz salınımlarının önlenmesi için projeler geliştirilmesi yer alıyor.
Bu hedeflerin dışında örneğin sigorta şirketi Axa, kömür üretimini sigorta güvencesi kapsamından çıkartıp ikilm dostu projelere öncelik tanıyacağını açıkladı. Şirket, yenilenebilir enerjiler alanındaki yatırımlarını da 2020 yılına kadar iki kat artırarak 12 milyar dolara yükseltecek. AB ise yine 2020 yılına kadar Afrika'daki iklim projelerine 9 milyar euroluk yatırım yapacak. Bunlara ilaveten Dünya Bankası, 2019 yılından itibaren petrol ve doğal gaz çıkarmaya yönelik yatırımlara finansman desteğini kesecek.
‘Fransa en kötü öğrencilerden biri‘
Oxfam adlı sivil toplum kuruluşunun iklim uzmanı Armelle Le Comte, tüm bu hedef ve taahhütleri son derece etkileyici olarak yorumlarken, bir başka önemli noktaya dikkat çekmeyi de ihmal etmedi: "Hükümetler yeterince katkı sağlamadı. Destek hayli cılız kaldı."
Eleştiri oklarını özellikle ülkesi Fransa'ya yönelten Le Comte, "Fransa, sınıftaki en kötü öğrencilerden biri. 2016'da iklim değişikliği ile mücadeleye sadece 3,5 milyar euro ayırdık. Almanya ise bunun için iki katı fazla bütçe ayırdı" şeklinde konuştu. İklim uzmanı Le Comte, eleştirilerini daha da sertleştirerek şunları söyledi: "Üstelik bu 3,5 milyarın sadece yüzde 8'lik bölümü sübvansiyon şeklindeydi. Geri kalanı borç olarak verildi. Böylece yoksul ülkeler bu destekten pay alamadı. Çünkü kredi borcu ödeyebilecek durumda değiller. Oysa Almanya'da sübvansiyon oranı yüzde 30'u buluyor."
Fransa, küresel ısınmanın etkilerini azaltmaya yönelik önlemlere ayırdığı 600 milyon euro ile de arka sıralarda yer alıyor. Armelle Le Comte'nin eleştirilerinden Fransa Cumhurbaşkanı da nasibini aldı: "Macron iddialı sözler söylüyor. Ama bunları icraata dökmesini hâlâ bekliyoruz."
Lisa Louis/Paris
© Deutsche Welle Türkçe