İklim değişikliği doğal afetleri ağırlaştırıyor
25 Ağustos 2009Tayfunlar, toprak kaymaları, sel veya orman yangınları – haber bültenlerinde doğal felaketlere ilişkin haberlerin yer almadığı gün geçmiyor neredeyse. Bu afetlerin sayısı gerçekten artıyor mu, yoksa modern iletişim araçları sayesinde bizim daha sık haberimiz mi oluyor? Bu ay yapılan bir ankete göre, Almanların üçte ikisi iklimdeki değişiklik nedeniyle afetlerin sayısının artmasından endişe duyuyor.
Afetler, her yıl 250 milyon insanın hayatını etkiliyor. 1992 yılından bu yana, kasırga, sel ve kuraklıkların verdiği zararı hafifletmek için uluslararası toplum 2 milyar 700 milyon dolar harcamak zorunda kaldı. Dr. Walter Amman, İsviçre'nin Davos kasabasında bulunan "Küresel Risk Forumu" adlı kurumun başkanı. Amman, iklim değişikliğinin, doğal felaketlerin sayısını arttırdığından şüphe duymuyor:
İklim değişikliğine dikkat
„Son 10 yıldaki olayların sayısına baktığımızda, zarar bilançosu yüksek olayların kesinlikle arttığını söyleyebiliriz. Bu gözlemin nesnel olmadığını, 20 yıl öncesine oranla afetlerden çok daha çabuk ve ayrıntılı haberdar olduğumuz şeklindeki argümanları kabul etmiyorum. Eğilim gayet açık bir şekilde artış yönünde.“
Alman Afetleri Önleme Komitesi, iklim değişikliğini sayısı artan ve boyutları büyüyen doğal felaketlerin sebeplerinden biri olarak gösteriyor. Örgüt, bu nedenle afetlerin önlenmesine ilişkin çalışmalarda, iklim değişikliği konusundaki verilerin de göz önünde alınması çağrısında bulunuyor.
Leipzig Üniversitesi'nden meteoroloji uzmanı Profesör Gerd Tetzlaff, komitenin bilimsel konseyinin başkanı. Tetzlaff, iklim değişikliğine bağlı afetlerin her ülkeyi eşit derecede tehdit etmediğini vurguluyor. Profesör Tetzlaff, özellikle nadir gözlemlenen ve boyutları büyük olan olaylar söz konusu olduğunda iklim değişikliğinin yerel bazda incelenmesi gerektiğini söylüyor.
İklim değişikliği tek sorumlu değil
Örneğin birçok Avrupa ülkesinde artan hava sıcaklığı, orman yangını riskini de beraberinde getiriyor. Diğer yandan iklim değişikliği bu afetlerin tek sorumlusu değil, ancak belli şartların oluşmasını destekliyor. Dünyanın bazı bölgelerinde ise aşırı hava şartları artış kaydediyor. Profesör Tetzlaff, „Geçmişteki verilerle karşılaştırdığımızda Karayipler'deki şiddetli kasırgaların arttığını görüyoruz. İklim tahminleri, bu eğilimin süreceğini gösteriyor. Ancak artışın ne derece olacağının incelenmesi gerek“ şeklinde konuşuyor.
2005 yılında özellikle ABD'nin New Orleans kentini vuran Katrina Kasırgası, aşırı hava koşullarının zengin sanayi toplumlarını da vurabileceğinin göstergesiydi. Bu ülkeler gerektiğinde önlem alabilecek veya afetlerin verdiği zararla başa çıkabilecek güçteler. Ancak dünyanın yoksul ülkelerinde durum çok daha farklı. Profesör Gerd Tetzlaff yöşle konuşuyor:
„Bir ülkenin yoksulluk derecesi arttıkça, dışarıdan gelen olumsuz bir değişikliğin etkisi de o denli büyük oluyor. İklim değişikliği de bir dış etken. Yoksul bir ülke tabii ki aşırı hava koşullarına karşı pek hazırlıklı olamaz ve olumsuz sonuçlarına karşı da kendini pek koruyamaz.“
Tehdit altındaki bölgeler
Küresel Risk Forumu'ndan Dr. Walter Amman, özellikle tehdit altında bulunan bölgeleri şöyle sıralıyor:
„İklim değişikliği Afrika kıtasında Sahra Çölü'nün güneyindeki ülkeleri, Bangladeş'i ve en yüksek rakımlı noktası birkaç metre yükseklikte olan tüm ada ülkelerini çok ağır bir şekilde vuracak.“
BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon, kısa bir süre önce uyarıda bulunarak, uluslararası toplumun yıl sonunda Kopenhag'da yapılacak İklim Konferansı'nda ilerleme kaydetmemesi halinde, doğal felaketlerin sayısının artacağını söylemişti. Sera etkisi yapan gazların emisyonunun azaltılması bu konferansın ana hedeflerinden biri. Küresel Risk Forumu ve Alman Afetleri Önleme Komitesi'nden uzmanlar, değişen iklim şartlarına uyum sağlanmasının da önemli hedeflerden biri olduğunu vurguluyor. Sayısı artan doğal felaketler nedeniyle, afet önleme ve afet yönetim çalışmaları da iklim tartışmalarının ayrılmaz bir parçası haline geldi.
Irene Quaile / Çeviren: Aydın Üstünel
Editör: Hülya Köylü