İstanbul: Çürük binalarda depremi bekleyenler
17 Ağustos 2023"Hepimiz deprem çantalarıyla uyuyoruz" diyen Şahide T., Avrupa Yakası'nın en riskli bölgelerinden biri olan Avcılar'da yaşıyor. Çocuklarının daha iyi bir eğitim alması için 10 yıl önce Özbekistan'dan Türkiye'ye göç etmiş. Geçimini ev temizliğine giderek sağlıyor. Sekiz yıl önce taşındığı Denizköşkler Mahallesi'ndeki Derya Blokları'nı uygun kirası nedeniyle seçmiş:
"Ev sahibi iyi biri, bu evin nasıl olduğunun o da farkında. Kirası beş bin lira, daha çoğunu kaldıramam çünkü evde üç çocuk var. Korku var ama yapacak bir şey yok."
6 Şubat depreminden ailece çok etkilendiklerini anlatarak "Hepimiz deprem çantalarıyla uyuyoruz" diyor. Çocuklarına deprem anında yapılması gerekenlerle ilgili eğitici videolar izleten Şahide T., onlara yaşam üçgeni kurmayı öğretmiş:
"Hepimiz yeni binalarda oturmak istiyoruz. Ama her şey imkanınıza göre, kazandığınız paraya göre. Ben buradayım, başka bir yere de gidemem."
Bundan 24 yıl önce, 17 Ağustos 1999'da meydana gelen depremden İstanbul'un en çok etkilenen bölgelerden biri olan Avcılar, beklenen İstanbul depremi açısından riskli bir nokta. Marmara Denizi'nin kıyısında yer alan Avcılar'da özellikle denize yakın alüvyonlu toprak zemine inşa edilen yapıların yüksek riskli olduğu belirtiliyor. Bu yapılardan biri de Avrupa Yakası'nın en riskli zeminlerinden birinin üzerine kurulan ve 17 Ağustos depreminde bazı binaları hasar gören Derya Blokları.
İmar engeli kalktı ama dönüşüm birkaç yılı bulacak
2008 yılında Denizköşkler ve Ambarlı Mahalleleri'nin sahil şeridinde kalan bölümü riskli alan ilan edilerek imara kapatılınca mahalle sakinleri bir araya gelerek İmar Mağdurları Platformu'nu kurdu. Evlerini dönüştürmek isteyen mahallelinin 15 yıl süren mücadelesi, Şubat ayında yeni bir eşiğe ulaştı. İBB, imar engeli kaldıran bir adım attı. Sıvılaşmış zemine karşı gerekli önlemlerin alınması şartıyla ruhsatlı yapıların dönüştürülmesinin önü açılsa da bekleyiş sürüyor. İmar planların askıya çıkması ve dönüşümün fiili olarak başlaması için gereken sürenin birkaç yılı bulabileceği düşünülüyor. Bloklar yenilenirken ekstra kat verilmeyerek yatay mimari korunacak. İmar izni, arsa sahipleri için geçerli olmayacak.
İmar Mağdurları Platformu Başkanı Mehmet Gözcü, deprem korkusu nedeniyle Derya Blokları'ndan taşınan ev sahiplerinden sadece biri. Son dönemde üstü sıvayla kapatılsa da kolonlardaki çatlaklar, site sakinlerini tedirgin ediyor:
"7 şiddetindeki bir depremde buraların hepsinin yıkılacağını hepimiz biliyoruz. Burada hem yaşam kalitesi düştü hem de can güvenliği kalmadı. İnsanlar korkusundan evlerine bir çivi bile çakamıyor."
Derya Blokları'nın sakinlerinden Mustafa Karagöz ise blokların riskli olduğu görüşüne katılmıyor. Sitenin fore kazıklar üzerine kurulduğunu ve duvarlarda perde beton kullanıldığını savunan Karagöz, blokların sağlam olduğunu düşünüyor:
"Tabii ki olası bir depremde çökmez demiyoruz. Ama ben bu yaştan sonra gidip sıfır bir yer alamam. Benim gibi yüzlerce binlerce insan var."
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından yapılan güncel tahminlere göre, İstanbul'da 7.5 büyüklüğündeki olası bir depremde çok ağır ve ağır hasarlı bina sayısı 90 bini bulacak. Orta hasarlı bina sayısı ise yaklaşık 500 bin civarında olacak.
"Jeolojik inceleme için bir heyet kurulmalı"
Peki deprem bilimcilerin Avrupa Yakası'nın en riskli zeminlerinden biri olarak gösterdiği Avcılar, yerinde dönüşüm için güvenli mi? Semtin inşaat mühendisi sakinlerinden Sadullah Gülşen, doğru teknoloji kullanılarak her türlü zemine bina yapılabileceği görüşünde. Ona göre Denizköşkler ve Ambarlı Mahallesi için atılması gereken ilk adım, bu alanı jeolojik olarak inceleyecek bir heyetin kurulması:
"Bu toprak neyi kaldırır, yüzde kaçına inşaat yapılabilir? Her şeyden önce uzmanların buna karar vermesi gerekiyor."
23 senedir Denizköşkler'de ikamet eden Sadullah Gülşen, aslen Maraşlı. Elbistan'da ve Pazarcık'ta yaşayan yakınlarından 24'ünü depremde kaybetmiş. Şu anda kentsel dönüşümle yenilenmiş güvenli bir binada yaşasa da evini satıp Avcılar'dan ayrılmak istiyor:
"Burada her an deprem bekleniyor. Kimimizin çoluğu çocuğu buraya ziyarete bile gelmiyor, ya geldiğinde deprem olursa diye. Babam 99 depreminde Çınarcık'ta oturuyordu. Oradaki ortamı ben gördüm. Siz burada isterseniz çelik binada oturun, çevrenizdeki insanlar öldükten sonra neye yarar ki? Benim binam sağlam olabilir ama burada 20 tane komşu ölürse biz ne yapacağız?"
"Çürük olduğu karot alınarak tespit edildi"
Kadıköy'ün tarihi semtlerinden Rasimpaşa Mahallesi, hâlâ eski adıyla Yeldeğirmeni olarak anılıyor. İstanbul'un ilk apartman mahallelerinden biri olan bu bölge, yaşlı yapı stoğu nedeniyle alarm veriyor. Neredeyse tamamı bitişik nizam inşa edilen binaların çoğu en az 50 yaşında.
Yedi senedir Yeldeğirmeni'nde yaşayan Kübra Karagöz, kadınların kurduğu ağlar ve mahalle kültürü nedeniyle burada yaşamaktan memnun. Ancak 1970 yılında yapılan çürük bir binada oturmak onu endişelendiriyor. Ev içinde koridorları boşaltmak ve eşyaları sabitlemek gibi önlemler alsa da "Deprem anında binanın içinde kalmak mı güvenli dışarı çıkmak mı?" sorusuna net bir yanıt bulamıyor.
İki sene önce apartman sakinlerinin talebiyle karot alınan yapı için çürük raporu verilmiş. Dönüştürülmesi için herhangi bir adım atılmayan binanın akıbeti ise henüz belirsiz. Kübra Karagöz, 6 Şubat depremlerinin ardından başka bir eve taşınmayı düşünse de astronomik kira bedelleri bu düşünceyi hayata geçirmesine engel olmuş.
"Hem mahallemi terk etmem hem de kira için 25-30 bin lirayı gözden çıkarmam gerekiyor. Maalesef İstanbul'da belli bir maaşla yaşayan birisi için bu hiç gerçekçi değil. Bu yüzden en temelde biz onları terk etmeden yaşam alanlarımızın güvenli hale getirilmesi gerekiyor."
"Yeldeğirmeni diye bir şey kalmaz"
Yeldeğirmeni Mahalle Muhtarı Sultan Aksu'ya göre, olası bir depremde Yeldeğirmeni diye bir şey kalmayacak:
"Burası bitişik nizam, kağıt gibi birbirine yaslanarak çökebilir. Risk çok yüksek. Şu an bile bütün binalar orta hasarlı. Şöyle bir çıkıp baksanız manzarayı görürsünüz. Bir uzmanın bizim mahallemizi değerlendirmesine bile gerek yok artık."
Bundan 2 yıl önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından yapılan noktasal risk analizinde Aksu'nun oturduğu binanın çürük olduğu tespit edildi. Ancak mahalledeki yüksek kiralar, onu iki yıl daha çürük binada yaşamaya mecbur bıraktı. Aksu 3 ay önce yaşlı ama görece daha "güvenli" bir binaya taşındı.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin ardından çok sayıda kişi Yeldeğirmeni'ni terk etmişti. Emlakçıların önünde kuyrukların oluştuğu, karaborsa kiralamaların yapıldığı mahallede evler ilk kez boş kalmıştı. Ancak bu durum uzun sürmedi. Aksu, "Şimdi o evler tekrar tekrar kiralandı, tekrar doldu. Kim geliyor gencecik insanlar geliyor. Üniversiteye giden çocuklar geliyorlar. Umarım kimsenin burnu kanamaz" diyor.
Tarihi yapıların yer aldığı mahalle, kentsel SİT alanı statüsünde. Hafta sonu nüfusu 3 milyona çıkan kalabalık bölgeye kat artış izni verilmiyor. Bu da eski evlerin dönüştürülebilmesi için müteahhide yüklü bir ödeme yapılması gerektiği anlamına geliyor. Aksu, bu durumu şöyle anlatıyor:
"İnsanlar ya demir yolunda ya Haydarpaşa Limanı'nda çalışmışlar ve işçi emeklilikleri ile bu evleri almışlar. Zaten başka birikimleri yok. İnsanların o parayı verebilecek bir güçleri yok. Ama evlerini yeniden yapmak ve daha sağlıklı koşullarda yaşamak istiyorlar, hiçbiri ölmek istemiyor."
Fikirtepe'deki kentsel dönüşüm örneğini hatırlatan Aksu, "Yeldeğirmeni'nde yerinde, aslına uygun ve mevcut sosyal dokuya zarar vermeyen bir dönüşüm yapılması gerekiyor" diyor.
İstanbul'a özel deprem yasası hedefi
Geçen hafta bir açıklama yapan Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, İstanbul'a özel bir deprem yasası çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. Avrupa ve Anadolu Yakası'nda yeni konut rezerv alanlarının planlandığını belirterek "Acil yıkılması planlanan 600 bin binanın dönüşümünü 5 yıl içinde tamamlamayı hedefliyoruz. Vatandaşın boşalttığı yerde yeni bina düşünmüyoruz" dedi.