İlk 'yeryüzü sofrası' Gülmen ve Özakça için kuruldu
28 Mayıs 2017Dün başlayan Ramazan ayı boyunca İstanbul’un farklı yerlerinde kurulan ve farklı kesimden insanların aynı yer sofrasında oruç açtığı "Yeryüzü Sofralarının" ilki bu sene İstiklal Caddesi üzerinde kuruldu. Antikapitalist Müslümanlar’ın öncülüğünde 2011 yılından beri gerçekleştirilen etkinlik bu yıl, Ankara'daki açlık grevinin ardından tutuklanan eğitimci Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'ya ithaf edildi.
Dün akşam saat 19.30 civarında lise önünde toplanmaya başlayan insanlar, yanlarında getirdikleri yiyecekleri iftar saatine dakikalar kala, gazete sayfalarından oluşturulan sofraya dizerek iftara hazırlandı. Bu yılın ilk iftarı için biraraya gelerek 'yeryüzü sofrasına' oturan yaklaşık 100 kişi, ezan okunması ile birlikte yılın ilk orucunu birlikte açmış oldu.
Panzer eşliğinde iftar
Galatasaray Lisesi önünde, polis panzeri ve güvenlik güçleri tarafından çevrelenmiş bir alan üzerinde kurulan sofrada Antikapitalist Müslümanlar ile beraber birkaç gün sonra 4. yıldönümü kutlanacak Gezi olaylarında öne çıkan Taksim Dayanışması üyeleri ve Gezi olayları sırasında polisin attığı gaz bombası ile hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın anne babası da vardı.
Antikapitalist Müslümanlar adına konuşan Büşra Canbek, bu yıl kurdukları ilk Yeryüzü Sofrası’nı akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’ya ithaf ettiklerini söyledi. Gülmen ve Özakça’nın acısını içlerinde yaşadıklarını vurgulayan Canbek, "Haksızlığa uğramış, zulme uğramış herkesi buradan selamlıyoruz. Herkesin bu sofrada yeri olduğunu belirtiyorum. Oruç tutan, tutmayan, inanan, inanmayan herkesin bu sofralara oturup buradaki atmosferi tatmaları gerektiğini buradan söylemek istiyorum" dedi. Oruçların açılmasından sonra "Hayır bitmedi mücadeleye devam", "Nuriye ve Semih yalnız değildir" ve "Allah, ekmek, özgürlük" şeklinde sloganlar atıldı.
Berkin Elvan’ın ailesi de katıldı
Bu Ramazan ayının ilk Yeryüzü Sofrası'nın konuğu olan Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan ve annesi Gülsüm Elvan vatandaşlardan büyük ilgi gördü. Burada kısa bir açıklama yapan Sami Elvan, 31 Mayıs’ta Gezi eylemlerinin 4. yılının geride kalacağını hatırlatarak, şunları söyledi: "Gezi deyince bizim çocuklarımız akıllara geliyor. Gezi deyince şiddette uğramış, baskıların arttığı bir ülke aklımıza geliyor. Umarım buradaki kardeşlik görülür. Kimliğini kaybetmeden, düşüncelerini ayırt etmeden, herkes burada birleşebiliyor. Kardeşçe yaşamayı işte burada öğreneceğiz, öğreteceğiz, Gezi’yi de yaşatacağız."
"İktidar Gezi’yi kriminalize etmek istiyor"
Yeryüzü Sofrası’na katılan isimlerden bir diğer ise Taksim Dayanışması sözcülerinden yüksek mimar-mühendis Mücella Yapıcı oldu. DW Türkçe’ye konuşan Yapıcı, Türkiye’de iktidarın hâlâ Gezi eylemlerinde kendiliğinden biraraya gelen toplumsal muhalefetten çekindiğini söyledi. "Onlar da çok iyi biliyorlar ki Gezi dünyanın en barışçıl ve en haklı itiraz eylemlerinden biriydi" diyen Mücella Yapıcı, toplumda biriken itiraz duygusunun kendini Gezi’de ortaya çıkardığını dile getirdi. Gezi Parkı’nın Türkiye’de ilk kez geniş kitlelerin kardeşlik, adalet ve özgürlük taleplerini birlikte dillendirdiği bir platform haline geldiğini vurgulayan Yapıcı, şöyle konuştu: "İtiraz etmez denilen, biat eder denilen, apolitik denilen gençlik birdenbire çok önemli bir ses çıkardı. İktidar bundan korkuyor ve kriminalize etmeye çalışıyor. Dört yıldır Gezi’yi suçmuş gibi göstermek için toplum hafızasında güzel yanlarını silerek sanki terörmüş gibi göstermeye çalışıyorlar. Ama aslında onlar da Gezi’nin ne kadar barışçıl ve baskılara karşı çıkarılan bir ses olduğunu çok iyi biliyor."
Yeryüzü Sofrası’na katılanlar, iftarın açılmasının ardından yiyeceklerini ve sofralarını toplayarak sessizce dağıldı. Yeryüzü Sofrası, Gezi olaylarının dördüncü yıldönümü olan 31 Mayıs’ta da Taksim Meydanı’nda kurulacak.
©Deutsche Welle Türkçe
Aram Ekin Duran / İstanbul