IŞİD kaygısı derinleşiyor
16 Haziran 2014Türk Dışişleri Bakanlığı Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünün, Musul ve Tikrit’in ardından Telafer’i de ele geçirmesini Batılı müttefiklere ‘acil durum’ koduyla bildirdi. Türkmenlerin ağırlıkta olduğu Telafer’in de IŞİD’in eline geçmesinin ardından uluslararası diplomatik girişimlerini artıran Türkiye, iki önemli konuğu birden ağırladı. NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen Ankara'ya ‘veda' için gelse de, Irak'taki durumun ne kadar ‘vahim’ ve ‘kaygı verici’ boyutta olduğunu Türk muhataplarıyla masaya yatırdı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’la görüşen Rasmussen, IŞİD’in Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğu’na yaptığı saldırıyı kınarken, “Musul’da gerçekleşen bu suç eyleminin hiçbir meşru dayanağı yoktur. Musul saldırısını kınıyorum” açıklaması yaptı.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Rasmussen’e NATO içindeki işbirliğinin artarak sürmesinin zaruri olduğunu söylerken, özellikle Irak konusunda ‘daha aktif’ bir NATO bekledikleri mesajına vurgu yaptı. Ankara’nın bu isteğine ‘evet’ yanıtı veren Rasmussen, NATO’nun Irak’ta çatışmaların durması için elinden geleni yapacağının altını çizen mesajlarıyla dikkat çekti. Rasmussen, özellikle Twitter’da ziyaretiyle ilgili mesajlarında Türkiye’nin NATO için çok önemli bir müttefik olduğunu dile getirdi. Ankara, Irak’la ilgili kaygılarını AB’nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri Stefan Füle’ye de aktardı.
Türkmenlerle yakın temas
Ankara, IŞİD’in Telafer’i ele geçirmesinin ardından Irak Türkmen Cephesi ile diyaloğuna da hız verdi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Irak’ın bölünme noktasına doğru gittiğini belirtirken, Türkiye’nin Türkmenlere daha yakın davranması gerektiği eleştirisinde bulunan Irak Türkmen Cephesi lideri Erşad Salihi ile telefon görüşmesi yaptı. Salihi’den ‘soğukkanlı’ davranıp, Irak’ta birliği vurgulayan mesajları öne çıkarmasını isteyen Davutoğlu, Türkmenlerin güvenliği konusunda Ankara’nın her türlü girişimde bulunduğu konusunda da garanti verdi.
Rehine krizi uzuyor
IŞİD’in Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğu’nu basıp 49 diplomatik personeli rehin almasının ardından geçen sürede Ankara’nın başlattığı tüm girişimlere karşın henüz olumlu bir sonuç alınamaması da dikkat çekiyor. 49 diplomatik personelin yanı sıra 31 Türk şoförünü de elinde tutan IŞİD’in, Türkiye’yle kurduğu temaslarda ise “IŞİD’in Irak’ta ilerleyişine destek verin” mesajına vurgu yaptığı belirtiliyor.
Bir yandan rehine krizini çözmeye çalışan bir yandan da Irak’taki istikrar için mekik diplomasisi yürüten Türk Dışişleri Bakanlığı’nın en büyük endişesi Irak’ta mezhep çatışmasının büyümesi. Bakanlık, Irak’taki krizle ilgili yaptığı son açıklamada “Ülke tam anlamıyla bir kriz içindedir. Irak’ın güney kesimlerinde, ağırlıklı olarak Şii nüfusun yaşadığı bölgelerden kuzeye askerî birliklerin kaydırıldığı ve çok sayıda gönüllünün orduya katılmakta olduğu yönünde bilgiler intikal etmektedir” denildi. Açıklamada, rehinelerin serbest bırakılması için ‘hassas çalışmaların’ sürdüğüne dikkat çekildi.
“Mezhep çatışması önlensin”
Irak krizinde gelinen noktayı Deutsche Welle’ye değerlendiren Türkiye-Irak Dostluk Derneği Başkanı Mehmet Kapkiç “Olay çok karışık. Irak’ta ne olduğu konusunda doğru düzgün bilgi alamıyoruz. Irak’ın bölünmesini telaffuz dahi etmek istemiyoruz. Ülkede istikrar ve birlik için Türkiye başta olmak üzere bölge ülkeleri acilen harekete geçmeli” diye konuştu.
Kapkiç, Irak için en büyük tehlikenin ‘Sünni-Şii çatışmasının büyümesi’ olacağına vurgu yaparken, böylesi bir çatışmanın tüm coğrafya için ‘yıkım’ olacağına dikkat çekti. Bu çatışmayı önlemek için kısa vadede Türkiye’deki ve komşu diğer ülkelerdeki yöneticilerin kanaat önderleri aracılığıyla bölgeye mesaj göndermesi gerektiğini anlatan Kapkiç, komşu ülke Türkiye dışında kimsenin ciddi bir adım atmamasından da yakındı.
Irak Türkmen Cephesi Türkiye Temsilcisi Hicran Kazancı ise IŞİD’in tüm amacının ülkedeki bütün silahlara hakim olmak olduğuna vurgu yaparken, IŞİD’in acilen durdurulmaması halinde Irak’ın paramparça olacağı endişesini dile getirdi. Irak’ta tarihin en büyük ‘otorite boşluğunun’ yaşandığını belirten Kazancı, “Irak merkezi hükümeti tek başına IŞİD’le mücadele edemeyecek. Uluslararası gücün bu durumu artık görmesi ve harekete geçmesi gerekiyor” dedi. Irak'ta tüm mezhepleri kucaklayacak bir hükümetin kurulmasından yana olduklarını dile getiren Kazancı, Türkiye’den beklentilerini de “Türkmen halkına can güvenliği garantisi vermek” sözleriyle dile getirdi.
©Deutsche Welle Türkçe
Hilal Köylü