Hrant Dink davasında karar bekleniyor
4 Mart 2021Türkiye'de Ermenice ve Türkçe olarak haftalık yayınlanan Agos gazetesinin kurucusu ve genel yayın yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesinin üzerinden 14 yıl geçti. Dink'in öldürülmesine ilişkin açılan davada Cuma günü karar çıkması bekleniyor. Ancak soruşturmanın etkin yürütülmemesi nedeniyle çıkacak kararın adaletli olmayacağı görüşü yaygın.
Türkiyeli Ermeni gazeteci Hrant Dink, 19 Ocak 2007 tarihinde İstanbul'un Avrupa yakasındaki en işlek caddesinde öğle vakti silahlı saldırıya uğradı. 1996'da Türkiye'de yaşayan Ermenilerin sorunlarını ve haklarını duyurmak amacıyla bir grup arkadaşıyla kurduğu Agos gazetesinin binası önünde vuruldu. Dink'in ölümü, yalnızca Türkiye toplumunu değil, uluslararası camiayı da derinden sarstı.
Hrant Dink, gazete yazıları ve konuşmaları nedeniyle ırkçıların hedefindeydi. 2002 yılında konuşmacı olarak katıldığı bir sempozyumda sarf ettiği, "Türk değilim, Türkiyeliyim ve Ermeni'yim” sözleri nedeniyle "Türklüğü aşağılamak" suçlamasıyla hakkında dava açıldı.
Bu dava ilk ama son değildi.
Bir hafta önce: "Uçurumun kıyısındaydım"
İki yıl sonra Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün manevi kızı Sabiha Gökçen'in Ermeni bir yetim olduğunu iddia eden, Dink imzalı "Sabiha-Hatun'un sırrı" başlıklı haber, o dönemin önde gelen gazetelerinden Hürriyet'te manşetten yayınlandı. Bu haberin ardından Dink'e yönelik tehditler arttı. Genelkurmay Başkanlığı haberin "milli duygu ve değerleri kötüye kullandığını" vurgulayan bir açıklama yayınladı. Yetkililer tarafından İstanbul Valiliği'ne çağrılan Dink, "yazdıklarına dikkat etmesi" için uyarıldı.
Valilikteki görüşmeden iki gün sonra Agos gazetesi önünde toplanan bir grup, "Ya sev ya terk et" ve "Bir gece ansızın gelebiliriz" sloganları attı. Agos gazetesinde yayınlanan "Niçin Hedef Gösterildim?" başlıklı yazısında, maruz kaldığı tehdit ve saldırıları anlatarak "Hayatım boyunca hep tehlikelerin etrafında dolaşmıştım. Ve işte yine uçurumun kıyısındaydım" dedi.
Korkusunu dile getirdikten bir hafta sonra katledildi. Türkiye'de binlerce kişi, "Hepimiz Hrant'ız, hepimiz Ermeni'yiz" sloganlarıyla sokaklara döküldü.
İddianamede cinayete iştirak eden devlet görevlileri yer almadı
Tetiği çeken Ogün Samast ve cinayetin azmettiricileri Erhan Tuncel ve Yasin Hayal cinayetten birkaç gün sonra gözaltına alındıktan sonra tutuklandı. Soruşturma sırasında devlet görevlilerinin Dink'in öldürüleceği bilgisine sahip olduğu ama bu bilgiye rağmen koruma tedbiri alınmadığı ortaya çıktı.
Ailesi başından beri devlet görevlilerinin de yargılanması gerektiğini savunuyordu.
Dink ailesinin avukatı Hakan Bakırcıoğlu, "Hrant Dink'e yönelik tehdit atmosferi bulunmasına ve Dink'in öldürüleceğine dair somut istihbarat olmasına rağmen devlet görevlileri tarafından koruma tedbirleri alınmamış, cinayeti tasarlayan örgüte operasyon yapılamamış ve öldürülmesi olanaklı hale getirilmişti" diyor.
Cinayet soruşturması tamamlandıktan sonra hazırlanan iddianamede, cinayete iştirak eden devlet görevlileri yoktu.
Davanın ilk duruşması, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 2 Temmuz 2007'de görüldü. 18 yaşını doldurmadığı için dosyası çocuk ağır ceza mahkemesine gönderilen Ogün Samast, 22 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Diğer sanıklarla ilgili davada mahkeme, "Örgüt yok" dedi. Yasin Hayal, "tasarlayarak öldürmeye azmettirmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Eski polis muhbiri Erhan Tuncel ise "cinayete yardım ve yataklık etmek" ve "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlarından beraat etti. Yargıtay, cinayetin örgüt kapsamında işlenmediği kanaatine karşı çıkarak kararı bozdu ve yeniden yargılama başladı.
Karar bozuldu, yeniden yargılama başladı
Kararın bozulmasının ardından 77 emniyet ve jandarma görevlisi hakkında iddianame düzenlendi ve 2016 yılında İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılama başladı. İddianamede, Trabzon İl Jandarma Komutanlığı görevlilerinin cinayetin işleneceği bilgisine sahip oldukları, Trabzon İl Jandarma Komutanlığı ile İstanbul İl Jandarma Komutanlığı görevlilerinin cinayet için organize oldukları iddiası yer aldı.
Dava, mahkeme başkanı ve hakimlerin değişmesinden ötürü birkaç farklı heyet tarafından görüldü. DW Türkçe'ye konuşan Dink ailesinin avukatı Hakan Bakırcıoğlu, "2015 yılında 27 devlet görevlisi, 2017 yılında da 50 devlet görevlisi hakkında ek iddianame düzenlendi ve bu davalar birleştirildi. Böylece cinayete iştirak eden devlet görevlilerinin yargılanması süreci başladı" diyor.
2019 yılında kamu görevlilerinin yargılandığı ana davadan zamanaşımı ihtimali nedeniyle dosyaları ayrılan dokuz sanıklı davada karar açıklandı. Erhan Tuncel 99 yıl 6 ay, Yasin Hayal 7 yıl 6 ay, Ogün Samast ise 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Devlet görevlilerinin yargılandığı dava ise devam ediyor. 5 Mart'ta karar çıkması beklenen dava da kamu görevlilerinin yargılandığı dava.
Ancak Dink ailesi avukatları, soruşturma eksik yürütüldüğü için kararın adaletli olmayacağını söylüyor.
Mirası Agos gazetesinde yaşıyor
Dink Ailesi'nin avukatları, 10 Şubat'ta görülen son duruşmada cinayette sorumlulukları olduğuna dair ciddi iddialar bulunan kişilerin yeterince soruşturulmadığı görüşünde. Avukat Hakan Bakırcıoğlu, cinayette sorumluluğu bulunduğu iddia edilen İstanbul Valiliği ile Türk Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) görevlilerinin soruşturulmadığını söyledi ve "MİT görevlilerinin dinlenmesi talebimiz reddedildi. Cinayetin tüm yönleriyle ortaya çıkarılması şansı kalmadı" dedi. Bu nedenle de Dink Ailesi'nin avukatları Dink, iki MİT görevlisi hakkında Türk yargısı tarafından kovuşturmasızlık kararı verilmesi üzerine şikayetini AİHM'ye taşıdı.
Avukat Bakırcıoğlu, cinayette sorumluluğu olan görevlilerin yargılanmadığını hatırlatarak mevcut yargılama ile hakikate ulaşmanın mümkün gözükmediğini savunuyor.
Dink'in öldürülmesinde sorumluluğu bulunduğu iddia edilen 76 kamu görevlisinin yargılandığı davadan 5 Mart'ta karar çıkması bekleniyor. Gazeteci Hrant Dink'in mirası, kurucusu olduğu Agos gazetesinde yaşıyor. Agos Genel Yayın Yönetmeni Yetvart Danzikyan, "Hrant'ın böyle bir yönü var, öldükten sonra bile bize güç veriyor. Ben o güçle bu ülkede yaşamaya devam ediyorum" diyor. Danzikyan'a göre, Dink'in mirası Türkiyeli Ermeniler başta olmak üzere barış umudunu kaybetmeyenlere güç veriyor.
Burcu Karakaş / İstanbul
© Deutsche Welle Türkçe