1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

'Hiçbir yerde güvenli değilsiniz mesajı veriliyor'

28 Mart 2016

Alman basınında 25’i çocuk en az 72 kişinin öldüğü Pakistan'ın Lahor kentindeki intihar saldırısına dair yorumlar öne çıkıyor.

https://p.dw.com/p/1IL0b
Fotoğraf: Getty Images/AFP/A. Ali

29.03.2016 - Alman basınından özetler

Die Welt gazetesinde yayımlanan Pakistan'ın Lahor kentindeki intihar saldırısına yönelik yorumda, son dönem dünyanın farklı noktalarında düzenlenen intihar saldırılarının hedefinin ‘dünyanın hiçbir yerinde güvenli olunmadığı' mesajını vermek olduğu vurgulanıyor:

"Pakistan'daki Hrıstiyanlar için güzel bir Paskalya olmadı. Aksine terör ve ölüm vardı. Geriye korku ve dehşet kaldı. Pazar günü Lahor'da verilen mesaj; hayatları boyunca hiçbir yerde güvende olamayacakları. Taliban'ın Hrıstiyanları imha tehdidi, İslam dünyasından, son olarak Paris ve Brüksel'e kadar uzanıyor. Pazar günkü kurbanlarının çoğunluğu Müslüman olan, Müslümanlar arasındaki din ve iç savaş, ne ahlaki ne de jeopolitik sınırlar tanıyor. Bu kitlesel ölümlerle sanki her yerde olanlar yetmezmiş gibi kültürel çatışmanın daha da beslenmesi hedefleniyor. Şiddet ki ne kadar görülebilir olursa o kadar iyi, bir yandan da hükümetlerin koruma sağlayamayacağını göstermeyi ve çok derin bir güvensizlik yaymayı hedefliyor."

Frankfurter Allgemeine gazetesinin aynı konuya dair yorumunda ise intihar saldırganlarının azmettiricilerine dikkat çekiliyor;

“Katil gruplar, eşitlik istemiyor. İnsan haklarının kısmen geçerli olduğu bir özgür düzen istemiyor. Genç insanların okul ve yüksek okullarda öğrenim görmelerini istemiyor. Bu dini-siyasi aşırılığı Pakistan'ın yöneticileri her daim amaçları için kötüye kullanıp, eşelediler. Bu, sayısız insanı ölüme götürdü. Pakistan Başbakanı Navaz Şerif, sadece terörün altyapısını yıkmak yerine aynı zamanda, ‘bizim yaşam tarzımızı' tehdit eden bu zihniyete karşı mücadele verseydi, çok şey kazanılabilirdi. Son saldırı, tehdidin küresel çapta olduğunu gösterdi. İntihar saldırganları, İslamcı bir şiddet ideolojisinin cellâtlarıdır; onların azmettiricileri ise propagandalarını yapanlardır.”

Frankfurter Rundschau gazetesi de Lahor saldırısına dair yorumunda, Pakistan'da yetkililerin hangi yolu seçeceklerini göstermek zorunda olduklarına dikkat çekiyor:

"Pakistan güvenlik güçleri siyasi amaçlarına ulaşmak için yıllarca İslamcı grupları besledi. Bu nedenle generallerin, kuşkulu kamuoyunu radikallere yönelik mücadeleleri konusunda ikna etmek için çaba harcaması gerekiyor. Ancak Lahor'daki saldırı sonrası İslamabad'a saldırıların devam edeceği mesajı veren radikallerin sözcüsünün gizleyemediği öfkesi, güvenlik güçlerinin en azından teröre karşı yürüttüğü mücadelede, kimi Allah savaşçılarının kendilerini aldatılmış hissetmesine yol açacak kadar, ciddi olduklarını gösteriyor. Hükümet ve generaller şimdi hangi yoldan gideceklerini göstermek zorunda: Saldırı nedeniyle dizlerinin bağı çözülecek ve İslamcılara karşı daha hafif bir mücadele mi sergileyecekler? En iyisi, şimdiye kadar yürütülen mücadeleyi sürdürmek olur.”

Bild gazetesi, Avrupa'daki terör saldırıları sonrası Almanya'da, intihar saldırganlarının gerekçelerine dair yürütülen tartışmalara ilişkin bir yoruma yer veriyor ve şu eleştiriyi getiriyor:

“Bu yine bir kez daha Almanya'ya has, tipik bir tartışma! Genç erkekler dinleri adına bizim kentlerimizi bombalıyor, Tanrıları adına suçsuz insanları ölüme sürüklüyor. Ya biz? Açıklamalar arıyor, ev yapımı terör gerekçeleri üzerine tartışıyoruz: Kimi göçmen kökenlilerin meçhul semtlerdeki zor çocukluklarına, parçalanmış ailelere ve terör için zemin oluşturan gettolara dair... Buna karşılık gerçek çok farklı: Her insanın bireysel seçme şansı var. Hayatını suçlar işlemeden ve sosyal yardımlar olmadan da geçirebilir. Ya da terörün cani yolundan gidebilir. Bu kararı verirken de Tanrı, köken ya da sosyal çevreyi sorumlu tutmak, gerçekliği teğet geçmek olur. Ki gerçeklik çok basit: İyi ya da kötü olmayı seçmek."

Suriye'deki antik Palmira kentinin Suriye ordusu tarafından IŞİD'den kurtarılması, Alman basınında yer alan konular arasında yer alıyor. Süddeutsche Zeitung, tüm sevincin içinde Palmira'nın birçok Suriyeli için ne anlama geldiğine yönelik bir ayrıntıya dikkat çekiyor:

"Tüm bu coşku içinde unutulan; bu yerin daha ziyade karanlık ancak her Suriyelinin bildiği anlamı: Kalıntıların da bulunduğu antik Palmira'yı içine alan Tedmur, Suriye rejiminin en korkunç cezaevlerinden birinin bulunduğu yer. Esad'ın zindanlarında, bugüne kadar on bilerce insan açlık çekti ve öldü. Rejim, karşıtlarını sadece kameralar önünde öldürtmüyor ve cehennemini YouTube üzerinden göstermiyor. İdeolojik açıdan Şamlı göz doktoru Batı için ilkel kasaplara oranla daha iletişim kurulabilir bir konumda. Ancak ahlaki olarak fark çok az."

© Deutsche Welle Türçe

Gezal Acer