Hiroşima ve Nagazaki unutulmadı…
9 Ağustos 2006
“İnsanlık tarihinde ilk kez nükleer teknolojinin silah olarak kullanılışı“ ibaresiyle tarihin kara sayfalarındaki yerini alan Hiroşima ve Nagazaki saldırılarının üzerinden 61 yıl geçti. Geçen Pazar günü Hiroşima’da düzenlenen anma törenlerinin ardından bugün de Nagazaki’deki kurbanlar anısına törenler yapıldı. Anma törenleri, bombanın atıldığı yerel saatle 11.02’de sirenlerin ve çanların çalmasıyla başladı.
Törende konuşan Nagazaki Belediye Başkanı Itcho Ito, atom bombasına sahip ülkeleri silahsızlanmaya çağırdı. Belediye Başkanı Ito, nükleer silahlanmada Washington yönetiminin izlediği tutumu eleştirdi. Özellikle Hindistan’ın nükleer faaliyetlerine Amerika tarafından göz yumulduğunu öne süren Nagazaki belediye başkanı, Kuzey Kore’nin de yürüttügü nükleer programla gerek Japonya’yı gerekse dünya barışını tehdit ettiğini savundu.
Ito sözlerine şöyle devam etti: “Nükleer güce sahip ülkeler ve özellikle de ABD, nükleer silahsızlanmayla ilgili çabaları baltalıyor ya da ısrarla önemsememeyi sürdürüyor. Ellerinde bulunan nükleer silahların caydırıcı etkisine fazla güveniyorlar. Dünya halklarının bu konuyla ilgili arzularını ayaklar altına alıyorlar. İşte bu yüzden bugün üzüntünün yanında büyük bir öfke de duyuyoruz.“
Bombaların etkisi hala sürüyor
Nagazaki Belediye Başkanı’nın öfkesi haklı nedenlere dayanıyor. Hiroşima’ya atılan “Little Boy” adlı 4,5 tonluk uranyum bombası ve Nagazaki’ye atılan “Fat Man“ adlı ilk plütonyum bombasının her iki kenti yerle bir etmesinin üzerinden 61 yıl geçmesine rağmen bugün hala bombaların olumsuz etkileri sonucu binlerce kişi hayatını kaybediyor. Sadece Nagazaki’de bu yılın ilk yedi ayında toplam 2831 kişi daha bombasının neden olduğu etkilere bağlı olarak hayatını kaybetti.
Böylece aradan geçen süre içinde Nagazaki’nin nükleer felakete verdiği kurban sayısı tam iki kat artarak 140 bin 144’e yükseldi. Hirşoma’daki kurbanların toplam sayısının da 300 bin geçtiği tahmin ediliyor. Ancak Ağustos 1945’ten bu yana yaklaşık yarım milyon kişi can vermiş olmasına rağmen bazı ülkeler, dünyanın nükleer güçleri arasına girmeye yönelik sürdürdükleri mücadeleden vazgeçmeye pek de niyetli görünmüyor.