Hindistan'ın istenmeyen kızları
13 Şubat 2018Prema kızı Kajal'ın saçlarını sevgiyle okşuyor. 11 yaşındaki kızı Kajal az önce ablası Pooja ile okuldan eve geldi. Genç kadın kızlarına hamile kaldığı zamanı hatırlıyarak, "Pooja doğduğunda herkes sevinmişti. İkinci hamileliğimde herkes erkek olur diye bekledi. Ama yine kız oldu. Eşim bu duruma çok kızdı. Bağırdı, beni dövdü" diyor. Eşi, erkek çocuk doğurmadığı için Prema'yı suçlamış.
Eşinin erkek çocuk takıntısı sadece tartışmalarla sınırlı kalmamış, bir zaman sonra şiddete dönüşmüş. ''Bir defasında çok ileri gitti. Büyük kızımı tahtayla dövdü. Kızımın başı kanadı" diyor Prema. Çocuğu hastaneye yetiştirdikten sonra ise eşi kızlarını öldürmekle tehdit etmiş.
Eşi tarafından gördüğü şiddete dayanamayan genç kadın çaresiz baba ocağına dönmüş. Ancak orada da ağabeyleri karşısına çıkmış. Ağabeyleri, yaşadıklarından genç kadını sorumlu tutarak, eşine geri dönmeye zorlamış. Mecburen eşine geri dönen Prema ise tekrar hamile kalmış.
Diğer hamileliklerinde yaşadığı mide bulantısı tekrarlanınca, eşi ve ailesi çocuğun tekrar kız olmasından korkmuş. "Kayınvalidem kocamdan benden boşanmasını istedi. Tek başıma kaldım. Doğru düzgün yiyecek alacak paramız dahi yoktu" diyor genç kadın zor günlerini anımsayarak.
Kız çocukları ölüme terk ediliyor
Prema'nın hikayesi bir istisna gibi görünse de aslında Hindistan koşulları için olağan. Hindistan hükümet yetkilileri ülkede 20 milyondan fazla kız çocuğunun istenmediğini doğruluyor. Maliye Bakanlığı tarafından yapılan bir araştırmaya göre, her yıl yaklaşık iki milyon kız çocuğunun yaşamı sona erdiriliyor. Bu çocuklar ya daha doğmadan aldırılıyor, ya doğum sonrasında öldürülüyor ya da bakımsızlıktan ölüme terk ediliyor.
Sejho Singh, Yeni Delhi'de kız çocuklarını güçlendirmeyi amaçlayan bir kurumda çalışıyor. Güney Asya'da erkek çocukların daha makbul olduğunu söyleyen Singh, onların daha iyi bir yaşamın garantörleri olarak görüldüğünü söylüyor. Ailelerin hamilelik esnasında ultrason yaparak bebeğin cinsiyetini öğrenmeye çalıştığını belirten Singh "Hamilelik esnasında ultrasona girmek çok ucuz. Aileler kız çocuk olduğunu öğrenince, resmen soykırım yaşanıyor. Tahminlere göre her gün 9 bin kız çocuğunun hayatına son veriliyor" şeklinde konuşuyor.
Hindistan'da hamilelik sırasında doktorların ailelere çocuğun cinsiyetini söylemesi aslında yasak. Ancak özellikle erkek çocuk isteyen zengin aileler çocuğun cinsiyetini öğrenmek için ya rüşvet veriyorlar ya da tanıdıkları doktorlara gidiyorlar.
1000 erkek çocuğa karşılık 914 kız çocuğu
2011 yılında yapılan bir nüfus sayımına göre Hindistan'da bin erkek çocuğuna karşılık 914 kız çocuğu yaşıyor. Bundan 30 sene öncesine kadar bu rakam 960 kız çocuğuna denk geliyordu. Refah seviyesi daha düşük olan Kuzey Hindistan' da ise durum daha vahim.
Prema da fakir bir ailenin kızı. Kocası onu terk ettikten sonra, hamile ve iki çocuklu halde temizlik işlerine gitmiş. "Ekmek ve tuzdan başka yiyecek bir şeyimiz yoktu" diyor ve ekliyor: "Doktorlar normal bir doğum için çok zayıf olduğumu söyledi. 'Ya sen ölürsün, ya da bebek' dediler. Buna rağmen doğumu yaptım. Hem de erkek oldu. Tam dört kilo."
Erkek çocuk olacağını duyan kocası Prema'nın kapısına gelip, özür dilemiş. Yalnız yaşayan bir kadın olarak mahallesinde gördüğü baskıdan bıkan genç kadın eşine geri dönmek zorunda kalmış. Prema, "Kocamın kafası gerçekten pislik dolu. Şimdi de kızların okul masrafları için para harcamamı istemiyor. Ama en azından kızları dövmüyor artık" diyor.
Prema'nın kızlarından Kajal öğretmen diğer kızı Pooja ise doktor olmak istiyor. Anneleri, kızlarının okuyabilmesi için savaşacağını söylüyor.
Üst üste iki kez erkek çocuk sahibi olan Prema artık çocuk da istemiyor. Her ne kadar eşi bir erkek daha umut etse de Prema kısırlaştırma tedavisi görmüş. Artık hamile kalması imkânsız. Prema gülümseyerek, eşinin bundan haberi olmadığını söylüyor.
Jürgen Webermann / Delhi (NDR)
© Deutsche Welle Türkçe