Hekimler şeffaflık istiyor
24 Mart 2020Türkiye’nin koronavirüsle mücadelesinde, başta sağlık meslek örgütleri olmak üzere sivil kurumlar tedirgin. Sürecin şeffaf bir şekilde yürütülmemesi kaygıları arttırıyor. Covid-19 testlerine ilişkin belirsizlik hâlâ sürüyor. Sağlık Bakanlığı yaygınlaştırıldığını söyledi ama yine bakanlığın kendi verilerine göre test sayısında düzenli bir artış yok. Bizzat bakan Dr. Fahrettin Koca, Çin’den gelen yeni test kitlerinin kullanılmaya başlandığını bildirdi. Fakat nerelerde ne kadar test yapıldığı ve sonuçlarına ilişkin bilgiler Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) elinde bile yok. Bakanlık her gece o günün test sayıları ve sonuçlarını kamuoyuna açıklıyor, ancak bu veriler sahadan edinilen bilgilerle örtüşmüyor.
Hekimlerin en büyük örgütü olan TTB, kulaktan dolma bilgilerle çalışmalarını sürdürürken, salgınla daha etkin bir mücadele yürütmek için bakanlığa her gün sorular yöneltiyor.
- Bugüne kadar kaç test yapıldığı, pozitif çıkanların il ve ilçe, yaş ve cinsiyete göre dağılımı,
- Kaç tip test kullanıldığı ve bunların özellikleri,
- Hastanın başvurusu ile testlerin sonuçlanması arasında ne kadar süre geçtiği,
- Tanısı doğrulanmış vakalarda ateş, öksürük, nefes darlığı, ishal, vb bulguların dağılımı,
- İllere göre tanısı doğrulanmış ya da Covid-19 şüphesiyle hasta yatırılan hastane sayısı,
- Bu hastanelerin kurumsal/sektörel (Sağlık Bakanlığı, kamu üniversitesi, vakıf üniversitesi, özel sektör) dağılımı,
- Bugüne kadar kaç sağlık çalışanına test yapıldığı,
gibi soruların cevabı henüz verilmedi. Her hastaneden sadece bir kişi ne kadar test yapıldığını ve sonuçlarını biliyor, o da doğrudan merkeze gönderiyor. Hastayı muayene eden, Covid-19 şüphesiyle test yapılmasını isteyen hekimin bile sonuçtan haberi olmuyor.
"Şeffaflık bu olamaz. Bir kriz böyle yönetilmez" diyen TTB Başkanı Sinan Adıyaman, bu tip salgınlarda politikanın yeri olmadığını hatırlatıyor. Vakalara dair bilgilerin hekimlerden bile saklanmasının, politik sebepleri olduğunu düşünen Adıyaman, "Bölge bölge, il il, hastane hastane kaç test yapıldı, kaçı pozitif çıktı, kaçı negatif, bakanlık bunları söylemek zorunda. Bunu bileceğiz ki ona göre hem toplum hem sağlık çalışanları olarak gerekli tedbirleri alalım" diyor.
Aynı hastanede üç enfeksiyon uzmanından ikisi tedavi görüyor
DW Türkçe'nin sahadaki hekimlerden edindiği bilgiye göre kamu hastaneleri, Covid-19 şüphesiyle yatarak tedavi gören hastalarla dolu. Çoğuna test yapılmadığı için resmi veriler zaten gerçek tabloyu yansıtmıyor. Yapılan testlerin sonucu da hekimlere bildirilmediğinden, Türkiye’nin salgında ne durumda olduğu belirsiz. Tedavi görenler arasında çok sayıda sağlık personeli de var. Örneğin büyük bir kamu hastanesindeki üç enfeksiyon uzmanından ikisi tedaviye alındı. Bir başka kamu hastanesinde üç gün önce, Covid-19 şüphesiyle tedavi gören dört kişinin hayatını kaybettiği biliniyor, ancak bu kişilerin resmi verilere yansıyıp yansımadığı bilinmiyor. Başka bir kamu hastanesinde yaşanan bir olay: Bir hekim koronavirüs belirtileri gösteren hastası için test istiyor. Test yapılmadan hasta kaybediliyor. Kendisinde de aynı semptomlar başlayan hekim, hastanede başaramayınca Hıfzıssıhha’yı arayıp kendini ihbar ederek test yapılmasını sağlamaya çalışıyor. Sonuç alamayan hekim şu anda kendini karantinaya almış durumda.
Öte yandan hasta trafiğinin her zaman yoğun olduğu büyük bir vakıf hastanesi... Erken davranan yönetim, henüz bakanlık karar almadan poliklinik hizmetlerini azaltıp acil olmayan ameliyatları erteliyor. Hastanede büyük bir bölüm Covid-19 ünitesi olarak ayrılıyor. Vaka sayısı arttıkça virüsün yayılmasını engellemek için hastane bahçesinde bulunan ve belediyenin işlettiği kafe boşaltılıyor. Poliklinik için başvuranlar ana binaya girmeden önce burada kontrol edilip servislere yönlendiriliyor.
Bilim Kurulu bile tamamen haberdar değil
Sağlık çalışanları arasındaki Covid-19 vakaları da giderek yaygınlaşıyor. Neredeyse her hastanede yoğun bakıma alınan sağlık çalışanları olduğu bilgisi geliyor, ancak bunları resmi olarak teyit etme imkânı yok. TTB Merkez Konseyi Üyesi Dr. Samet Mengüç, hekimlerin sürecin dışında bırakıldığını ve bilgi edinemediklerini söylüyor:
"Başından beri testlerin tek laboratuvarda yapılması, bilginin tek elde toplanması içindi. Oradaki görevliler de Sağlık Bakanlığı dışında hiçkimseye bilgi verilmeyecek diye uyarılmıştı. Bilim Kurulu'nun bile yapılanlardan tamamen haberdar olduğunu düşünmüyorum."
TTB’nin tabip odaları aracılığıyla veri akışı için uğraştığını söyleyen Mengüç, "Biz de çoğu zaman sağlıklı bilgi alamıyoruz. Bakanlığın mekanizmalarında da böyle bir imkân yok. Hepsi devlet memuru olduğu için bilgi veremiyorlar" diyor.
Dünya Sağlık Örgütü’nün, daha çok, daha yaygın test yapılması için ısrarcı olduğunu vurgulayan TTB Başkanı Sinan Adıyaman, "Türkiye şu anda çok gecikti, maalesef. Çok gecikti ama biz bunu söyleyince de malum çevrelerin hedefi oluyoruz" diyerek şunları söylüyor:
"Bakan bizim yaptığımız açıklamaları maksatlı bulmuş. Bir kez daha söyleyelim. Biz bilim ve akıl ne diyorsa onu yaparız, bu eleştirilerden ve uyarılardan tek maksadımız, halkın ve sağlık çalışanlarının sağlığını korumak. Başka hiçbir maksadımız yok."
Emine Algan
© Deutsche Welle Türkçe