1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
Lifestyle

Hangi yoga daha iyi: Doğu mu Batı mı?

9 Şubat 2019

Manevi bir uygulamadan formda kalmanın modern bir yoluna dönüşen yoga Batılı ülkeler başta olmak üzere tüm dünyaya yayılmış durumda. Ancak Batılı yoga yogayı köklerinden koparmak ve özünden uzaklaştırmakla eleştiriliyor.

https://p.dw.com/p/3D0uY
Fotoğraf: Colourbox

Yoganın kökenleri pek net değil, ancak Hindistan'daki birçok kişi uygulamanın bilge Patanjali'nin vesayeti zamanlarında başladığına inanıyor.

Hindistan'ın en popüler yoga öğretmenlerinden biri olan B.K.S. Iyengar, "Yogaya Işık" (Light on Life) adlı kitabında şöyle diyor: "Patanjali yoganın babası olarak sayılıyor. O bir yogiydi ve M.Ö. 5. yüzyılda Hindistan'da yaşadığı tahmin ediliyor. Yogilerin yaşamı ve uygulamaları hakkında bilgi sahibi olan Patanjali, Yoga Sutraları kitabını yazdı ve bu kitap yoga, bilinç ve insan durumu hakkında tam anlamıyla bir aforizma bütünü."

Hindistan Haridwar'daki Patanjali Üniversitesi'nde profesör olan Sanjay Singh, "Yoga evrenin kendisi kadar eski" diyor. "Yoga, Tanrı'nın kendisi tarafından öğretilen bir uygulamadır ve insan tarafından yaratılmamıştır. Yoganın amacı yaşamın gerçekliğini bilmek, kendini yaşam ve ölüm döngüsünden kurtarmaktır."

Singh, yoga kelimesinin "birleşmek, tanrılı olmak ve gerçek benliğinizle birlikte olmak, kim olduğunuzu, hayatınızın amacını ve hayatınızı yaşamanın en iyi yolunu bilmek" anlamına geldiğini söyledi.

Peki günümüzde nasıl?

Günümüzde sadece Hindistan'la sınırlı kalmayan yoga, aynı zamanda fiziksel zindeliği ve iç huzuru sağlamanın bir yolu olarak dünya çapında popüler hale geldi. Hindistan ve Batı'daki yoga okulları, hepsi fiziksel zindelik ve rahatlama hedefine ulaşmak için farklı yollar sunan Hatha Yoga, Iyengar Yoga, Ashtanga Yoga, Vinyasa Yoga, Bikram Yoga ve Sıcak Yoga gibi birçok uygulama biçimini öğretiyor.

Farklı gruplar arasında artan yoga talebi, uygulama tarzlarının daha fazla inovasyonuyla sonuçlandı. Örneğin köpek sahipleri, evcil hayvanlarını köpek yogası denilen uygulamaya götürebilir. Diğer bir örnek ise çıplak yoga. Bu yoga türü çıplak olarak asanalar (yoga egzersizleri) yapmayı, öz bilinci azaltmayı ve vücuttaki kusurları kabul etmeyi içerir. Berlin’de ortaya çıkan bir trend olan bira yoga ise, en sevdikleri içeceği yudumlarken biraz egzersiz yapmak isteyen bira tutkunları tarafından tercih ediliyor.

Her ne kadar bu modifikasyonlar, yoganın popülaritesinin arttırılmasına yardımcı olmuş olsa da, birçok öğretici eski manevi uygulamanın önemsizleştirildiğini düşünüyor. Yoga yapmanın modern yollarının, uygulamanın antik Hindistan'daki veya ülkenin sömürge tarihindeki kökenlerini hesaba katmadığını, bunun da uygulamaya özgü dini sembollere bir saygısızlık olarak görüldüğünü dile getiriyorlar.

Yoga ve farkındalık araştırmacısı, yazar ve öğretmen Rina Deshpande, "Tarih kitaplarında yazmamasına rağmen, yoga ve Sanskrit, kendi ülkelerinde sömürge yönetimi altında yaşayan halktan yoksun bırakıldı. Yoga, Hindistan halkı için manevi bir yaşam tarzıydı" dedi.

Yoga Bieryoga
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/K. D. Gabbert

Bu bağlamda kullanılmakta olan yeni bir kavram ise "kültür yağmacılığı". Deshpande'ye göre, kültür yağmacılığı, tarihsel olarak marjinalleşmiş popülasyonlardan kaynaklanan uygulamalar sonrası "insanların kültürel kökenlerine ve tarihlerine bakmaları ve hatırlamaları" ile ilgili.

Deshpande, "Bu, insanlara yanlış bir şey yaptıklarını söylemekle ilgili değil, aksine Hindistan'da yoga temeli üzerine nefes alma teknikleri, felsefe ve meditasyon gibi fiziksel duruşlar, refah ve maneviyat konularında farkındalık yaratmak ile ilgilidir" dedi.

"Bu şekilde, herkese sunulan yoga pratiği mümkün olduğunca otantik olabilir ve bütünsel olarak geçmişte ne için tasarlandığı da unutulmamış olur" diye ekledi.

Deshpande, kültürel sembollerin nasıl kötüye kullanıldığını veya en azından dünyadaki tüketiciler tarafından sadece yüzeysel olarak kullanıldığını gösteren birkaç örneğe sahip. Yoganın, dünya çapında büyük bir zindelik ve stres hafifletici uygulama olarak pazarlandığını düşünüyor.

Ayrıca, Batı'da yoga, pahalı salonlar veya markalı yoga kıyafetleri ve ekipmanları gibi önemli şeyler gerektiren bir uygulama olarak da pazarlanıyor.

Deshpande, "Yogadaki kültür yağmacılığının bir örneği, Sanskritçe'yi tişörtlere basmak veya kelimelerin ne anlama geldiğini bilmeden dövmeler yaptırmaktır" dedi. Deshpande'ye göre Hindistan'ın uzun süre baskı altın yaşaması nedeniyle, yoganın kökenlerini onurlandırmak önemli bir konu.

Bu gelişmeler, ABD'nin Louisiana eyaletinde bir yoga öğretmeni olan Bear Herbert'i yogadan vazgeçmeye zorlamış.

Herbert'e göre kültür yağmacılığı, güç ve baskınlık geçmişleri nedeniyle kültürel uygulamalara farklı derecelerde erişime sahip farklı kültürlerle ilgili. Herbert, bir beyaz olarak, diğer kültürlere karşı saldırgan olmak istemediğini söylüyor.

"Benimsemenin ötesinde: Beyaz yoga öğretmenlerimin bir mektubu" başlıklı bir blog yazısında Herbert, beyaz yoga kültürüne katılımın, Desi (Hint kökenli) insanlara zarar verdiği için çok üzüldüğünü söylüyor.

Yoga in Saudi-Arabien
Fotoğraf: AFP/Getty Images/A. Hilabi

Kültür yağmacılığı mı yoksa modernitenin laneti mi?

Yoga profesörü Sanjay Singh, yogayı yalnızca Hinduizm veya Hint maneviyatıyla ilişkilendirmenin haksızlık olacağını düşünüyor. Ona göre bunun sebebi ise yoganın fiziksel bir rutinden çok bir yaşam tarzı olması.

Singh , "Görelilik teorisi, sırf Einstein Yahudi olduğu için Yahudi teorisi olarak, yer çekimi kanunu ise sırf Isaac Newton Hristiyan olduğu için Hristiyan teorisi olarak anılamaz. Aynı şekilde yoga da gerçeği bulmakla ilgilidir. Eğer o yoldan gidersen, hayatının gerçek anlamını bilecek ve gerçek benliğini görmeye başlayacaksın" dedi.

Bu arada Hindistan'da yoga da birçok değişikliğe uğradı. Singh’e göre, 300 yıllık Avrupa sömürgesinin ülkeyi etkilemeye devam ediyor ve bazen Batı’nın eğilimlerinin Hint geleneklerinden daha iyi olduğu düşünülüyor.

Bu nedenle Batı'da da popüler olan yoga, birçok Hintlinin günümüzde takip etmeyi sevdiği bir trend durumunda.

Buna ek olarak, çoğu küresel tüketici gibi Hintliler, esnek, formda bir beden ve rahat bir zihin için kusursuz bir rutin olarak sunulan yoga reklamlarından etkilendiler. Fakat her şeyden önce, Singh, neden uygulayıcıların yoga yaptıklarını anlamalarının önemli olduğunu vurguluyor.

Singh, "Eğer bir asana yapıyorsanız ve tam olarak yapmaya kararlıysanız, üzerinde yoğunlaşıyorsanız ve şu anda tam olarak varsanız, bu yoga olur. Aksi takdirde, yaptığınız sadece yüzmek, koşmak veya diğer sporlar gibidir" dedi.

Manasi Gopalakrishnan

© Deutsche Welle Türkçe