"Putin ve Trump'ın oyunu mutlaka bozulmalı"
17 Temmuz 2018Frankfurter Allgemeine gazetesi Helsinki'deki süper güçler zirvesinin ABD ile Rusya arasındaki anlaşmazlıklara son vermeye yetmeyeceği görüşünü savunuyor:
"Putin-Trump zirvesi benzeri görülmemiş bir gerginlik içinde beklenmekteydi. Gergin bekleyiş Rusya'nın ABD ile ve genel anlamda Batı ile arasının ne kadar bozuk olduğunun işaretiydi. Trump'ın Putin ile NATO ittifakını tehlikeye sokabilecek anlaşmalar yapmasından endişe edilmekteydi. Zirveyi izleyen buluşmalarda endişelerin abartılı mı, yoksa haklı mı olduğu ortaya çıkacak. Diyaloğun yeniden başlatılmış olması şüphesiz olumlu bir gelişme. Getirisi ise Suriye'den Ukrayna'ya kadar uzanan çatışma bölgelerinde hesaplanacak. Helsinki buluşmasından sonra Rusya ile ABD arasındaki çıkar zıtlaşmasının buharlaşıp kaybolacağını kimse sanmasın.”
Handelsblatt gazetesi Helsinki zirvesini konu alan yorumunda, Trump'ın müttefikleri hakkında kullandığı ifadelerin Putin'in hoşuna gitmiş olacağını belirtiyor:
"Donald Trump, ‘düşman' olarak tanımladığı Avrupa Birliği ile NATO'yu bölecek ifadeler kullanmakla Putin'in ekmeğine yağ sürmüştür. Rusya'nın Avrupa'daki nüfuzunu arttırmak, Avrupa Birliği ülkelerini enerjide Kremlin'e bağımlı kılmak, yaptırımlara son verdirmek ve kendi jeopolitik pozisyonunu güçlendirmek için Putin'in Avrupa Birliği'nin zayıflayıp bölünmesine ihtiyacı var. Bu nedenle Avrupa'da bazılarını, özellikle de Doğu Avrupa'daki Birlik karşıtlarını ve giderek otoriter bir görünüm alanları uyandırma zamanı gelmiştir. Aksi takdirde tarih gülünç bir şekilde tekerrür eder. Putin ve Trump'a karşı birleşilip, bu oyun mutlaka bozulmalıdır.”
Trump'ın başlattığı ticaret savaşları Avrupa Birliği, Çin ve Japonya arasındaki ilişkilerin önemini arttırdı. Die Welt gazetesi üç büyük ortak arasındaki yakınlaşmanın önemine işaret ediyor:
"Putin ile Trump arasındaki gerginliğin tırmanacağı endişesi az daha, küresel ticari anlaşmazlığın gölgesinde dünyadaki güç dengelerini yerinden oynatabilecek bir gelişmenin başladığını unutturuyordu. Çin aniden ticari konuları görüşmeye ve Avrupalı yatırımcıya daha fazla açılmaya hazır olduğunu duyurdu. Avrupa ile Japonya arasında da hissedilir bir ekonomik yakınlaşma başladı. Trump serbest ticaret ve yatırım anlaşmalarını bozmaya çalışsa da, Avrupa Birliği ile Uzakdoğulu ortakları arasındaki ilişkiler serbest ticaretin yaşadığını gösteriyor. ABD Başkanı'nın tahriklerine rağmen değil, onun ters çıkışları sayesinde yakınlaşma hız kazanıyor.”
Frankfurter Allgemeine Zeitung, ticari koordinatların yerinden oynatıldığı bir dönemde Avrupa Birliği ile Çin arasındaki zirve buluşmasının daha da önem kazandığını yazıyor:
"Dünya ticaretinde problemin bir parçası da, politikası himayecilik olarak tanımlanan Çin'dir. Trump'ın Çin'e baskı yapması bu bakımdan yararlı olabilir. Çünkü dünya ticaret sahnesinin bir diğer büyük aktörüyle daha bozuşmak Pekin'in işine gelmez. Son zamanlarda Çin'den birçok olumlu açıklama geldi. Niyet açıklamalarının politika şeklinde vücut bulması için zaman gelmiştir. Ancak Çin'in akla gelebilecek her konuda ‘diyalog' başlatıp ortaklarını oyalarken, adil çıkar dengesiyle çelişen oldu bittiler yaratma tehlikesi de göz önünde bulundurulmalıdır.”
DW,dpa,AFP/AG,CÖ
© Deutsche Welle Türkçe