Gözler dünya borsalarında
7 Ağustos 2011Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s'un dünyanın en büyük ekonomisi ABD’nin uzun vadeli kredi notunu bir puan aşağı çekerek, “AAA”dan, “AA+”ya düşürmesinin yankıları sürüyor. ABD’de haftalardır devam eden borç limitinin yükseltilmesine ilişkin tartışmalar geçen hafta Cumhuriyetçiler ile Demokratların uzlaşması ile son bulmuş, limitin yükseltilmesine olanak tanıyan yasa Kongre’de kabul edilmişti. Ancak kredi derecelendirme kuruluşunun, ABD’nin kredi notunu düşürmesine ilişkin kararının ardında, borç limitinin yükseltilmesi tartışmalarının da ötesinde nedenler olduğu ifade ediliyor.
S&P Başkanı John Chambers, açıklamasında “Bu tartışma bardağı taşıran son damla oldu. Orta dönemde ABD’nin devlet borçlarının gayri safi yurtiçi hasılaya oranının giderek artacağını tahmin ediyoruz” dedi. Chambers, “Söz konusu olan ABD’nin orta ve uzun vadeli mali durumudur, güncel durum değildir" dedi.
Kredi notunun düşürülmesi bekleniyordu
Bazı finans uzmanları, geçen haftalarda Amerika Birleşik Devletleri’nin kredi notunun düşürülmesi beklentisi içinde olduklarını ifade etmişlerdi. Zira uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları, Amerika Birleşik Devletleri’ne karşı müsamahalı olmakla, buna karşın Avrupa ülkelerini ise daha sert bir değerlendirmeye tabi tutmakla eleştiriliyorlardı. Baader Bankası Yöneticisi Robert Halver, geçen hafta tüm dünya borsalarında yaşanan ani düşüşler ve piyasalara hâkim olan güvensizliğin üzerine gelen bu kararın kötü bir zamanlaması olduğunu söylüyor.
Halver, “Bu karar gerçekten de kötü bir döneme denk geldi. Amerika Birleşik Devletleri’nin sükûnete ihtiyacı var. Ancak Standard&Poor’s, borç tavanının yükseltilmesine ilişkin geçen hafta ve aylardaki tartışmalarda yaşanan çamur atma yarışının hiç hoş olmadığını açıklamıştı" diyor.
"Faizler artacak, piyasalar etkilenecek"
Öte yandan Amerika Birleşik Devletleri’nde siyasi partiler borç tavanın yükseltilmesi üzerinde anlaşmaya varmış olsa da bu çözümün geçici olduğu belirtiliyor, zira ülkenin kamu borçlarının gelecek dönemde daha da artması bekleniyor. Ayrıca küresel ekonomik durgunluktan ve borç krizi içindeki Avrupa ülkelerinde durumun daha da kritik hale gelmesinden duyulan endişeler, dünya borsalarına da yansımış, Alman hisse senetlerinin gösterge endeksi DAX geçen hafta, yatırım bankası Lehman Brothers’ın 2008 yılındaki iflasından bu yana en düşük seviyeye gerilemişti. Bütün bu gelişmelerden sonra, ABD’nin kredi notunun düşürülmüş olmasının, piyasalardaki gerginliği tırmandırmasından endişe ediliyor. Yatırım bankası Barclays Capital’in baş iktisatçısı Thorsten Polleit, şöyle konuşuyor: “Dünyanın en güçlü ekonomisinin kredi notu düşürülüyorsa, bu tabii ki borçlanma maliyetinin de yükseleceği anlamına geliyor. ABD kredi alabilmek için daha yüksek faiz ödemek zorunda kalacak. Ayrıca diğer finans ürünlerine baskın çıkması amacıyla devlet tahvilleri ile borçlanma yoluna gidilecek. Bu da haliyle uluslararası finans piyasalarındaki fiyat yapısında büyük değişikliklere neden olacak.”
"Uyarı ateşi"
Öte yandan, ABD’nin kredi notunun düşürülmesinin, ABD ekonomisinin kötüye gidişatının bir göstergesi olarak değerlendirilmemesi gerektiği görüşünü savunanlar da var. Zira örneğin Japonya’da ülkenin kredi notunun düşürülmesi, ülke ekonomisi üzerinde olumsuz izler bırakmamıştı. Ancak, uzmanlara göre söz konusu karar Amerikan yönetimi için bir uyarı niteliğinde. Finans uzmanı Allan Chertoff, ABD’nin daha sıkı tasarruf etmekten ve vergileri artırmaktan kaçışı olmadığı kanısında. Uzman, “Kuruluşun, bütçenin yeniden yapılandırılmadığı kanısına varması halinde, ABD’nin kredi notunu iki sene içinde yeniden düşürmesi söz konusu olabilir. Bu, kredi notu düşürme sayfasının henüz kapanmadığını anımsatan bir uyarı ateşiydi" diyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Mischa Ernhardt, Klaus Kastan / Derleyen: Başak Özay
Editör: Başak Sezen