1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Gözler, Türkiye, İran ve Pakistan’ın ITI hamlesine çevrildi

18 Ocak 2021

Türkiye, İran ve Pakistan demiryolu hattını canlandırmayı hedefliyor. Peki, üç ülke mali yükün altından kalkabilir mi? Güzergahın güvenliği sağlanabilir mi? Çin’in rolü ne? Bu sorulara yanıt aradık.

https://p.dw.com/p/3nzlA
İstanbul-Tahran-İslamabad (ITI) demiryolu hattı projesi ile Türkiye, İran ve Pakistan arasındaki ulaşımın canlandırılması öngörülüyor.
İstanbul-Tahran-İslamabad (ITI) demiryolu hattı projesi ile Türkiye, İran ve Pakistan arasındaki ulaşımın canlandırılması öngörülüyor. Fotoğraf: Getty Images/AFP/N. Nanu

Türkiye, İran ve Pakistan, geçen ay, üç ülkeyi demiryoluyla birbirine bağlayan, İstanbul-Tahran-İslamabad (ITI) demiryolu hattı projesini yeniden canlandırmayı kararlaştırdı.

Üç ülkenin üyesi olduğu Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın (EİT) bu projesi, ticari ve bölgesel işbirliğinin güçlendirilmesini hedefliyor. 6 bin 500 kilometrelik demiryolu hattı ile üç ülkeyi birbirine bağlayan bu projenin ilk lansmanı 2009 yılında yapılmıştı. 

Çin'in rolü ne?

ITI, Çin'in tarihi İpek Yolu'nu yeniden canlandırmayı amaçlayan “Kuşak ve Yol” girişimi kapsamında yer almıyor. Ancak uzmanlar, bunun sadece bir zamanlama meselesi olduğu, bir noktada bu projenin, Çin’in girişimine dahil edileceği görüşünde.

Atlantik Konseyi Güney Asya Merkezi’nden Fatameh Aman, Çin’in İran’a önerdiği duyurulan 400 milyar dolar tutarındaki yatırım anlaşmasının hayata geçirilmesi durumunda, Pekin Yönetimi’nin ITI’ye benzer, bölgeye ulaşımını ve erişimini kolaylaştıracak daha çok projeye ihtiyaç duyacağına dikkat çekti. 

Aman, “Çin, ABD’nin Asya’daki rolünü üstlenmeyi başarırsa, o zaman bölge ülkeleriyle daha büyük ortaklıklara ihtiyaç duyacaktır” dedi.

Mesafeler azalacak, maliyetler düşecek

Uzmanlar, ITI’nin ülkeler arasındaki ulaşımı ve bağı güçlendireceğine, seyahat etmeyi de kolaylaştıracağına dikkat çekiyor. İstanbul’dan İslamabad’a deniz yoluyla seyahatler yaklaşık 21 gün sürüyor. Oysa bu tren hattı, İstanbul’dan İslamabad’a 11 günde ulaşım imkanı sağlıyor. 

Varşova Savaş Araştırmaları Akademisi’nden Lukasz Przybyszevski, ITI tren hattı ile seyahatlerin, otobüslere kıyasla daha kolay, daha güvenli olacağına, uçakla seyahatlerden de daha ucuz ve keyifli olabileceğine dikkat çekti. 

Atlantik Konseyi'nden Fatameh Aman ise demiryolu güzergahının canlandırılması ve yük hattının işletilmeye başlanması ile Türkiye, İran ve Pakistan arasındaki bağlantının çok ciddi boyutta artacağına işaret etti. 

Aman, “Kargo ve konteyner ulaşımı hızlanacak, seyahat süreleri ve maliyetler azaltacak” diye konuştu.

İslamabad’da yaşayan uzman Tom Hüseyin ise proje konusunda ihtiyatlı. 

“Bölgedeki siyasi istikrarsızlık nedeniyle pek çok proje rafa kalktı, uluslararası yük trenleri, boru hattı projeleri tozlandı” diyen Hüseyin, ITI projesinin geleceğinde iki konunun kilit rol oynayacağına dikkat çekti. Hüseyin, “Birincisi ABD’nin İran’a yaptırımlarını kaldırması, ikincisi de Afganistan savaşının son bulması” dedi.

Ayrıca Tom Hüseyin’e göre, projenin mali açıdan sürdürülebilir olması da bu güzergaha yapılacak devasa boyuttaki altyapı yatırımlarına bağlı.

İran- Pakistan arasında yakıt kaçakçılığı

Güvenlik riskleri

Peki, bu güzergah ne kadar güvenli? Demiryolu hattının güvenliği sağlanabilecek mi? 

Trenin güzergahı İslamcı militanların hedef aldığı, IŞİD’in de aktif olduğu kimi bölgelerden geçiyor. Pakistan’ın Belucistan eyaletini İran’a bağlayan bölgede güvenlik sorunu ciddi boyutta. Belucistan’daki ayrılıkçı gruplar, Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru için kilit önem taşıyan bu bölgede, sık aralıklarla güvenlik güçlerine saldırılar düzenliyor.

Varşova Savaş Araştırmaları Akademisi’nden Lukasz Przybyszevski, “Güvenlik riski çok büyük. ITI, militanlar için çok kolay bir hedef olur” demekle birlikte, bu bölgelerdeki güvenlik risklerinin azaltılması için önlemler alınması gerekeceğini aktardı.

Atlantik Konseyi uzmanı Fatameh Aman, güvenlik riskleri bulunduğunu kabul etmekle birlikte, ortak ekonomik çıkarların, güvenliğin sağlanmasına katkı sağlayabileceğine dikkat çekti. 

İlgili ülkelerin hükümetlerinin, yerel halkların o projelere müdahil olmasını sağlamak durumunda olduğunu söyleyen Aman, “Bunun için siyasi reformlar ve güvenlik algısında değişim gerekli” dedi. 

Finansman ihtiyacı

Pakistan demiryolu hatları harap halde, ekonomisi krizde ve bu kadar maliyetli bir proje için kaynak sağlaması çok zor. 

Lukasz Przybyszevski, “İran, Pakistan ve Türkiye için çok daha hesaplı bir proje değil tabii ki ama gerekli. Çünkü gelecek yıllarda faydaları görülecek” diye konuştu. 

İslambad’daki uzman Hüseyin ise ihtiyaç duyulan yabancı yatırımların Çin tarafından sağlanabileceği görüşünde. 

Hüseyin, “İşte tam da bu noktada Çin’in ‘Kuşak ve Yol’ girişimi devreye giriyor. Avrasya’da olduğu gibi , ITI operasyonlarında da kilit aktör olduğunu ispatlayabilir” görüşünü aktardı. 

Ancak basında yer alan haberlere göre Çin bu projeye sadece “siyasi destek” veriyor ve Pekin Yönetimi, maliyetlerin İran, Pakistan ve Türkiye tarafından karşılanmasını istiyor. 

Haroon Jajua

© Deutsche Welle Türkçe