Futbolda Alman devri
22 Mayıs 2013Avrupa Şampiyonlar Ligi finalinde Bayern Münih ile Borussia Dortmund takımlarının karşı karşıya gelecek olması, Alman futbolunun en başarılı sezonlarından birini geçirdiğini gösteriyor.
Hamburg'daki Dünya Ekonomisi Araştırma Enstitüsü uzmanı Henning Vöpel iki finalist, Dortmund ve Münih'in Wembley'deki tarihî final karşılaşmasına kadar Şampiyonlar Ligi'nde ne kadar para kazandığını hesaplamış. Vöpel “Son sezonda Avrupa Şampiyonlar Ligi'ne katılmaya hak kazanan her takıma UEFA 8,6 milyon euro ödedi. Kazanılan her maç ve atlanan her tur için de ekstra prim ödendi. Kupayı kazanan takım bir sezonda 60 milyon euro kazanmış olacak” açıklamasını yapıyor.
Finali kaybeden takım da Londra'dan eli boş dönmeyecek. "Dortmund kazansa da kaybetse de fark etmez" diyen Henning Vöpel, “Dortmund Avrupa Şampiyonlar Ligi finalini kaybetse bile bu sezonda en az Bayern Münih kadar hasılat yapmış olacak” şeklinde konuşuyor.
'Arada dağlar kadar fark var'
Ancak futboldan yağan para, Dortmund'un malî bakımdan Bayern Münih'in eline su dökeceği anlamına gelmiyor. Ekonomist Sascha Schmidt, arada dağlar kadar fark olduğunu belirtiyor:
“Şampiyonlar Ligi finaline yükselmiş olmasına rağmen Dortmund'un, Bayern Münih'in rakamlarına erişmesi mümkün değil.”
Henning Vöpel de, Bayern Münih'in malî bakımdan bir üst ligde oynadığı görüşünde. Vöpel “İki kulübün lisanslı futbolcu bütçesine baktığımızda, Bayern'in 125 milyonuna karşılık, Dortmund'un sadece 50 milyonluk bütçeyle kadro kurduğunu görüyoruz” diyor.
Bayern Münih'in profesyonel kadrosundaki oyuncuların piyasa değeri 430 milyon euroyu bulurken Dortmundlu yıldızların toplam piyasa değeri 254 milyon euro. Bayern Münih'in üye sayısı da Dortmund'dan bir kat fazla. Dortmund kulübü kendi televizyon kanalını 12 ülkede pazarlıyor. Bayern Münih Televizyonunu alan ülkelerin sayısı ise 90'ı buldu.
'Diğer birinci lig kulüplerine de yarayacak'
Şampiyonlar Ligi finali hem prestij hem de yeni pazarlama imkanları açısından her iki kulüp için de son derece önemli. Hamburglu ekonomi uzmanı Henning Vöpel bu iki kulübün başarısının diğer 16 birinci lig takımına da yarar sağlayacağını belirtirken, Sascha Schmmidt de Bundesliga markasının daha da değerleneceğini söylüyor:
“Şampiyonlar Ligi finalinin iki Alman takımı arasında oynanması diğer birinci lig kulüplerine de yarayacak. Naklen yayın haklarının daha çok para edecek olmasından bütün Bundesliga takımları faydalanacak.”
Bundesliga maçlarının televizyondan naklen yayın hakkı tek elden pazarlandığı için pastadan küçük kulüplere de pay düşecek. Aslan payını büyük kulüpler alacak ama toplam hasılatla birlikte, küçük kulüplerin geliri de artacak.
Kulüp gelirlerinin büyük bölümü televizyon yayın haklarıyla başarı primleri ve sponsorların yatırdığı paralardan oluşuyor. Son zamanlarda taraftar ürünlerinden sağlanan gelir de önemli bir yekûn tutmaya başladı. Şampiyonlar Ligi finalistlerinin ürünlerini sadece kendi taraftarları almıyor. Kulübün renklerini taşıyan, forma, flama, atkı, kep ve nevresim takımı gibi ürünler bütün dünyada alıcı buluyor.
Küreselleşmiş taraftar
Modern futbol araştırması yapan ekonomi uzmanı Sascha Schmidt, "küreselleşmiş taraftar" kavramının çoktan futbol literatürüne girdiğini söylüyor. Schmidt, “Biz onları ‘sınır tanımayan taraftar' olarak tanımlıyoruz. Futbolsever artık sadece kendi takımını değil ama en az bir yabancı kulübü de tutuyor. Avrupa'da ülkesinin dışındaki bir kulübün de hayranı olan en az 41 milyon sınır tanımayan taraftar var” şeklinde konuşuyor.
Avrupa Futbol Federasyonları Birliği, profesyonel futbolda dönen astronomik rakamların kulüpleri başarısızlık durumunda iflasa da sürükleyebileceğini anladı ve kulüplerin kazandığından fazlasını harcamasını önleyici tedbirler aldı. Malî centilmenlik uygulaması önümüzdeki sezondan itibaren bütün kulüpler için bağlayıcı olacak. Profesyonellik lisansının son derece sıkı malî kurallara bağlı olduğu Almanya'da kulüpler bu uygulamadan çekinmiyor.
Ekonomist Henning Vöpel, İngiliz, İspanyol ve İtalyan kulüplerini ise zor günlerin beklediği görüşünde:
“Yeni UEFA kurallarının yürürlüğe gireceği 2013/14 sezonundan itibaren birçok kulüp kemer sıkmak zorunda kalacağından, yere sağlam basan Alman kulüplerinin arayı daha da açması sürpriz olmayacak.”
©Deutsche Welle Türkçe
Dirk Kaufmann / Ahmet Günaltay
Editör: Ercan Coşkun