020811 Frankreich Atomtestopfer
2 Ağustos 2011Fransa, 1960-1996 yılları arasında toplam 210 nükleer deneme gerçekleştirdi. Denemeler önce Fransa’nın eski sömürgesi Cezayir’de, sonraki yıllarda ise Büyük Okyanus’taki Polinezya Adaları’nda yapıldı. Askerî personel ve sivil olmak üzere, yaklaşık 150 bin kişinin nükleer denemelerden zarar görmüş olduğu sanılıyor. Bunlardan hâlâ hayatta olan yaklaşık 5 bin kişinin yüzde 35’i kanserle mücadele ediyor.
Fransa’da 2010 yılının haziran ayında nükleer denemelerin mağdurlarına tazminat ödenmesine ilişkin bir yasa yürürlüğe girdi. Bu yasanın çıkartılması için nükleer deneme mağdurlarının kurduğu iki dernek büyük çaba gösterdi. Eski Savunma Bakanı Herve Morin, bu yasayla, nükleer denemelerin sonuçlarına ilişkin yıllardır devam eden polemiğe bir son vermek istiyordu. Morin, tatmin edici bir tazminat ödeneceğine dair söz vermesine rağmen, son bir yılda yaşananlar mağdurlara verilen sözlerin tutulmadığını gösteriyor.
İlk tazminat bir yıl sonra
Fransa’da nükleer denemeden zarar gören bir mağdura tazminat ödenmesine ilişkin ilk onay, ilgili yasanın yürürlüğe girmesinin üzerinden tam bir yıl geçtikten sonra, 2011 yılının haziran ayında çıktı. Fransız devleti tarafından kurulan ilgili komisyon, yıllardan beri cilt kanseriyle mücadele eden bir kişiye binlerce euro ödenmesini onayladı. Bu kişi, Fransa, 1960’ların başında Sahra Çölü’nde ilk nükleer denemesini yaptığı sırada genç bir er olarak, patlamanın bir kaç kilometre uzağında bulunuyordu. Adının açıklanmasını istemeyen mağdur o günü anımsadığında, "üzerimizde İkinci Dünya Savaşı’ndan kalma, ince yelken bezinden yapılmış koruyucu tulum, eldiven ve gaz maskeleri vardı" diye anlatıyor.
11 başvuru geri çevrildi
Komisyon, tazminat ödenmesine ilişkin bu ilk onayın ardından yapılan 11 başvuruyu ise reddetti. Tazminat başvurusunda bulunan 500’ün üzerinde kişi, başvurularının geri çevrilmesinden kaygı duyuyor. Nükleer deneme mağdurlarının çoğunun avukatlığını üstlenen Jean-Paul Teissoniere, reddedilen her başvuruya ilişkin dava açılması için çaba gösteriyor. Ancak yasa, tartışmalı durumların ikinci bir komisyon tarafından incelenmesini öngörüyor. Fakat bir yıldan beri bu konuda da ilerleme sağlanamıyor. Nükleer Deneme Mağdurları Derneği (AVEN) Başkanı Jean-Luc Sans, dernek olarak konuyla ilgili araştırmalar yaptıklarını belirtiyor:
"Nükleer denemelerin sonuçlarına ilişkin biz de bir gözlem merkezi kuruyoruz. Bu merkezde, hastalıklara ilişkin araştırmalar ve sosyolojik çalışmalar yapılacak. Nükleer denemelere katılanların yanı sıra Cezayir ve Polinezya’da deneme yapılan yerlerin yakınlarında yaşayanların da sağlık durumlarının incelenmesi öngörülüyor.”
Polinezya halkının talebi
Paris’te yasada değişik yapılmasını talep eden, farklı partilerin katılımıyla oluşan siyasi girişimlerin sayısı çoğalıyor. Bunun yanı sıra Fransız Senatosu üyesi, Polinezyalı siyasetçi Richard Tuheiava, nükleer denemelerin çevreye verdiği zararın karşılanmasını talep eden, yeni bir yasa tasarısının hazırlanması için çaba gösteriyor. Zira yürürlükte olan yasada, çevreye verilen zararın tazmin edilmesi öngörülmüyor. Richard Tuheiava, yeni yasa tasarısının Polinezya halkının düşüncelerinin bir ifadesi olacağını belirtiyor. "Yasa tasarısı metni, Polinezya’daki nükleer deneme mağdurları derneği ”Moruroa e Tatou”nun işbirliği ile hazırlandı, Tahiti’deki çevre dernekleri birliğinin de fikri alındı. Bu konuda sivil toplumun geniş kapsamlı katılımı mevcut. Polinezya’daki kiliselerin yöneticileri de buna dahil”.
Richard Tuheiava'ya, Fransız Senatosu’nun bazı üyeleri de destek veriyor. Ancak çevreye verilen zararın da karşılanmasını öngören bir yasanın hazırlanması zor ve uzun bir süreç gerektirebilir.
"Siyasiler sorumluluktan kaçamaz"
Bu arada, Fransız Nükleer Deneme Mağdurları Derneği (AVEN), konuyu sürekli gündeme getirerek, siyasilerin daha fazla sorumluluk üstlenmelerini talep ediyor. Dernek Başkanı Jean-Luc Sans, Fransız hükümetinin üzerine düşen sorumluluktan kaçamayacağı görüşünde. "Belki de hükümet, tazminat meselesinin kendiliğinden çözüleceğini düşünüyor, zira nükleer deneme mağdurları geçen zamanla birlikte yaşamını yitiriyor. Ancak hükümet bir konuda yanılıyor: Derneğimizde şu sıralarda mağdurların çocukları aktif olarak çalışmaya başladı ve hayatını kaybeden anne-babalarının hakları için mücadele ediyorlar."
© Deutsche Welle Türkçe
Haber: Suzanne Krause / Çeviren: Jülide Danışman
Editör: Başak Özay