1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Fransa'da seçim, Avrupa'da aşırı sağ endişesi

30 Haziran 2024

Fransızlar, erken seçimler için sandık başına gidiyor. Beklentiler aşırı sağcı Ulusal Birlik'in birinci olacağı yönünde. Bu sonucun Avrupa siyasetini derinden sarsacağı tahmin ediliyor.

https://p.dw.com/p/4heGK
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron Fotoğraf: Dylan Martinez/Pool via AP/picture alliance

Avrupa Birliği'nin (AB) en büyük ikinci ekonomisi Fransa'da 49 milyon seçmen bugün erken parlamento seçimleri için sandık başına çağrıldı. Seçimlerden elde edilecek sonuçların hem kıta siyasetini hem Birlik ekonomisini derinden sarsabileceği tahmin ediliyor.

Aşırı sağın zaferle çıkması beklenen seçimler diğer Avrupa ülkelerinde dikkatle izleniyor. Sandıkların 7 Temmuz'da kurulacağı ikinci turda, Pazar günü seçim bölgelerinde oyların en az yüzde 12,5'ini alan adaylar yarışabilecek.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, partisi Rönesans'ın hezimete uğradığı Avrupa Parlamentosu (AP) seçim sonuçları ortaya çıkar çıkmaz erken seçim kararı almıştı. 6-9 Haziran tarihlerinde yapılan AP seçimlerinde Rönesans, aşırı sağcı Ulusal Birlik'in (RN) yarısından az oy alabilmişti.

Jordan Bardella ve Marine Le Pen
Jordan Bardella ve Marine Le Pen Fotoğraf: Julien de Rosa/AFP

Anketler neye işaret ediyor?

AP seçimlerinde Ulusal Birlik oyların yüzde 31,4'ünü aldı. Anketler milletvekili seçimlerinde bundan daha iyi performans sergileyeceklerine işaret ediyor.

Les Echos gazetesindeki ankette RN'nin yarışı yüzde 37 ile birinci bitireceği, Macron liderliğindeki ittifakın ise oyların ancak yüzde 20'sini toplayarak sol parti koalisyonunun ardından üçüncü olacağı öngörülüyor. Le Monde gazetesinin anketinde benzer şekilde RN yüzde 36 ile ilk sırada yer aldı. Fransız BFM televizyonu ise RN'nin meclis çoğunluğu için gereken 289 sandalye sayısına ulaşabileceğini hesaplıyor.

Analistler, 577 sandalyeli mecliste RN'nin çoğunluğu ele geçirmesine yüzde 30 ile 40 arasında şans veriyor. RN halihazırda mecliste 88 vekille temsil ediliyor.

Macron saraydan ayrılıyor mu?

Hayır. İlk turu bugün (30 Haziran) yapılacak seçimlerde parlamento üyeleri belirlenecek. 2022'de yeniden seçilen Cumhurbaşkanı Macron'un görev süresi 2027 yılında doluyor. Yani bu tarihe kadar Elysee Sarayı'ndan ayrılmasına gerek yok. Nitekim Macron da seçim sonuçları "ne olursa olsun" istifa etmeyeceğini söylemişti.

Öte yandan peş peşe iki dönemden fazla cumhurbaşkanlığı yapmayı engelleyen anayasa maddesi nedeniyle Macron'un 2027'de yeniden yarışma şansı bulunmuyor. Elysee'ye dönmek için bir dönem ara verip 2032 seçimlerine hazırlanması gerekiyor.

Yeni başbakan kim olacak?

İkinci turu 7 Temmuz'da yapılacak oylamanın ardından cumhurbaşkanı değil ama başbakan değişmiş olacak. RN'nin 28 yaşındaki lideri Jordan Bardella'nın başbakanlık koltuğuna oturması bekleniyor. Bardella, daha önce yaptığı bir açıklamada ancak meclis çoğunluğunu ele geçirirlerse hükümet kuracağını söylemişti. Fakat bunun seçmenleri mobilize etmek için kasıtlı bir açıklama olduğu yönünde değerlendirmeler var.

Macron, çoğunluğu alamasa da sandıktan açık farkla birinci çıkması beklenen Bardella'ya hükümeti kurma görevini vermek zorunda kalabilir. Fransa'da başbakan ve cumhurbaşkanının ayrı partilerden olduğu dönemler daha önce de yaşanmıştı.

Özellikle ekonomi çevrelerinde AB ve piyasa dostu Macron yönetiminin zayıflamasından endişe ediliyor.

Emmanuel Macron
Emmanuel MacronFotoğraf: Stephane Lemouton/Bestimage/IMAGO

Emmanuel Macron neden risk aldı?

Macron'un siyaset tarzının risk almaya açık olduğunu söyleyen siyasi analistler, yine de erken seçim kararının "onun standartlarında bile fazla" olduğu yorumunu yapıyor.

Normalde genel seçimler 2027'den önce yapılmayacaktı. Ancak Macron'un zaten erken seçim ilan etmek zorunda kalacağı, bunu sürpriz şekilde yaparak muhalefeti hazırlıksız yakaladığı yorumları yapılıyor. Uzmanlara göre AP seçimleri sonrası hükümetin mecliste zaten bir güven oylaması ile karşı karşıya kalabileceği, çoğunluğa sahip olmayan iktidarın bu oylamada ayakta kalamayabileceği değerlendiriliyor. "Erken seçim" diyerek Macron bu ihtimali ortadan kaldırmış oldu.

Macron'un kendisi ülkenin başındayken aşırı sağa hükümeti verip yıpranmalarını umduğu da değerlendiriliyor. Bazı uzmanlara göre RN, iktidara geldiğinde vaatlerinin çoğunu gerçekleştirebilecek imkandan yoksun olduğunu görecek. Yasal veya politik engellemeler hareket alanını kısıtlarken bunun aksini bekleyen seçmen nezdinde partinin yıpranacağı yorumları yapılıyor.

Aşırı sağcı RN'nin politikaları neler?

Temelde göçmen karşıtı politikalar izleyen RN, mültecilere finansal yardımı azaltmayı ve geri göndermeleri kolaylaştırmayı hedefliyor. Vatandaşlık almayı zorlaştırmak da aşırı sağcı partinin planları arasında.

Enerjide vergileri düşürmeyi vadeden parti, Ukrayna'ya gönderilen yardımlar konusunda da Macron çizgisinden ayrılıyor. Macron, Ukrayna'ya destek için savaş bölgesine asker göndermeyi tartışmaya açarken RN, Kiev'e yardımları savunma silahları ile sınırlamayı, uzun mesafeli füzelerin teslimatını durdurmayı savunuyor.

Le Pen'in partisi nasıl bu kadar güçlendi?

Ulusal Birlik (RN) partisinin yükselişini başlatan asıl isim Marine Le Pen. 2027'de cumhurbaşkanı adayı olması beklenen Le Pen, Nazilerin Fransa'yı işgalinin "acımasız olmadığını" söyleyen, Holokost soykırımı için "savaşta bir detay" nitelemesi yapan babası Jean-Marie Le Pen'i 2015 yılında kurucusu olduğu partiden ihraç ederek seçmen tabanını genişletme sürecini başlattı.

Macron'a karşı 2017'de girdiği cumhurbaşkanlığı yarışını kaybeden Le Pen, partinin Ulusal Cephe olan eski ismini de değiştirerek geçmişle bağını silme çabasına hız verdi. Yine de RN üyelerinin İslam ve göçmen karşıtı saldırıları bu kampanya döneminde de sürdü. İnsan hakları örgütleri, AP seçimleri sonrası aşırı sağcı şiddet olaylarında artış yaşandığını, genel seçimlerde bekledikleri olası galibiyetin şiddet yanlılarını cesaretlendirdiğini belirtiyor.

COVID-19 ve Ukrayna savaşının ekonomik, siyasi istikrarı bozduğu ortamda sokağa çıkan Sarı Yelekliler'in aylar süren protestoları ise Macron yönetimini yıprattı. Macron'un emeklilik yaşını yükselten düzenlemeyi meclisten geçiremeyince normal yasama sürecini baypas etmesi de partisine olan desteği azalttı.

DW/MUK,HS

Editörün notu: İlk olarak 29 Haziran 2024 tarihinde yayımlanan bu haber 30 Haziran'da güncellenmiştir

DW Türkçe'ye engelsiz nasıl ulaşabilirim?