1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

FR: Libya Konferansı sonu belirsiz bir sürecin başlangıcı

21 Ocak 2020

Libya iç savaşına bir çözüm bulmak için Almanya'nın başkenti Berlin’de haftasonu düzenlenen konferansa dair değerlendirmeler Alman basınında geniş yer buluyor.

https://p.dw.com/p/3WX1G
Berlin'de Pazar günü düzenlenen Libya zirvesi Almanya Başbakanı Merkel'in ev sahipliğinde gerçekleşti
Berlin'de Pazar günü düzenlenen Libya zirvesi Almanya Başbakanı Merkel'in ev sahipliğinde gerçekleştiFotoğraf: Reuters/G. Bergmann

21.01.2020 - Alman basınından özetler

Süddeutsche Zeitung Almanya Başbakanı Angela Merkel ev sahipliğinde Berlin'de düzenlenen konferansta, Libya'daki vekalet savaşındaki beraberlik tüm taraflarca kabul edildiği için sonuç alınabildiği görüşünü savunuyor:

"Sonuca bakıldığında Merkel çok taraflılığın yumuşak koruyucu azizi olarak dünya siyasetinin güçlü adamlarının aklını başına getirmiş gibi görünebilir. Ancak öyle olsaydı Almanya’nın nasıl bir sorumluluk üstleneceği yepyeni, daha aydınlık bir bakış açısıyla ele alınırdı. Askeri olarak geride durup sözün gücünü kullanarak Almanya’nın dünya barışına katkısı olabilirdi. Ancak Berlin Konferansı'nın hazırlanışı ve gerçekleşmesiyle bunun arasında bir bağ yok. Başarıyı getiren son derece katı bir yararcılık oldu. Türkler, Ruslar ya da Birleşik Arap Emirlikleri gibi Libya'daki iç savaşta devletler hukukunun ihlaline yol açanlar müzakere masasında bir yer edinerek ödüllendirildi. Vekâlet savaşındaki pat durumu tüm taraflarca kabul edildiği için masadan da bir sonuç çıkabildi. Başka kriz bölgelerinde ortaya çıkmayan imkânlar bütünü bu yüzden vardı. Almanya'nın başarısı bu fırsatı görmüş ve bundan yararlanmış olmasında yatıyor."

Frankfurter Rundschau Libya konferansının sonuçlarının hayata geçirilebileceğine şüpheyle yaklaşan bir yoruma yer veriyor:

"Diktatör Kaddafi'nin devrilmesinden yaklaşık dokuz yıl sonra barış mı geliyor? Henüz o noktaya gelinmiş değil. Berlin'deki Libya Konferansı sonu belirsiz bir sürecin başlangıcı. Birçok konu muallak. Libyalı general Hafter şimdi neden durup bir mola versin? Ülkenin zaten büyük bir kesimini kontrol ediyor. Rusya Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nde Libya'da BM gözetiminde bir ateşkese neden lehte oy versin? Devlet Başkanı Putin kendi çıkarlarını hayata geçirmenin ortak hareket etmekten daha önemli olduğunu birçok kez ortaya koydu. Avrupa'nın ancak yine de elinde bir şans var. Öncelikle konu Libya'ya asker göndermek değil. Avrupa Birliği Akdeniz'deki kazazedeleri kurtarmak için başlatılan deniz misyonu Sophia'yı yeniden canlandırırsa doğru yapmış olur. Ancak bu da sığınmacıların kurtarıldıktan sonra Avrupa Birliği tarafından kabul edilmesi anlamına geliyor. Bu, en büyük sorun olabilir. Barış için bir yol çizmek sığınmacıları ülkeye almaktan daha kolay."

Die Welt ise Libya zirvesine katılan tarafların sonuç bildirgesine uyacağına şüpheyle yaklaşıyor:

"Bu uzlaşmanın harcanan yazıcı mürekkebinden daha değerli olup olmadığını görmek gerekecek. Bu kez her şeyin yoluna gireceğinin garantörleri Hafter, Putin ve Erdoğan. Aynı şekilde Pinokyo, Haydut Hotzenplotz ve Joffrey Baratheon ile de bir barış anlaşması müzakere edilebilir ve anlaşmanın dayanıklı olacağı umulabilirdi. Almanya'nın askeri olarak da sorumluluk alması gerektiği yönündeki çağrıların tonu nahoş bir biçimde yükselebilir. Eğer ileride daha az kurşun sıkılacaksa bile Libya, Avrupalılar açısından en öncelikli ödevi Afrikalıların Avrupa'ya kaçışını durdurmak olan devlet yapılarından son derece uzak."

Koblenz'de yayımlana Rhein-Zeitung ise Alman ordusunun ateşkese katkı vermesi gerektiğine işaret ediyor:

"Başbakan bu zirveyle ekonomik ve henüz siyasi açıdan da istikrarlı Almanya'dan beklentileri yükseltti. Güven mevcut. Ancak Merkel uzun süre görevde kalmayacak. Bir sonraki federal hükümetin bu mirası sürdürmesi gerekecek. Sırf Almanya Federal Cumhuriyeti'ni parçalanmış bir dünyada güçlendireceği için değil. Aynı zamanda eylemlerin sözleri takip etmesi gerektiği için de... Almanya bir iç savaş ülkesinde ateşkesin hayata geçirilmesine büyük bir katkı koymuşsa konu askeri güvence sağlamak olduğunda bir kenarda duramaz, Alman ordusunun da yardımıyla bunu yapmalıdır."

DW / EC, JD

©Deutsche Welle Türkçe