1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

FAZ: Theresa May mucize beklemesin

14 Aralık 2018

Brexit sürecinin İngiltere Başbakanı açısından yol açabileceği gelişmeler ve Avrupa Merkez Bankası’nın para politikası Alman gazetelerinde öne çıkan yorum konularını oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/3A5RM
England | PK Theresa May
Fotoğraf: Getty Images/AFP/M. Dunham

14.12.2018 - Alman basınından özetler

  

Avrupa Birliği devlet ve hükümet başkanları Britanya ile varılan Brexit anlaşmasında değişiklik yapılmamasını ve İrlandaları ayıran sınır için formül bulunana kadar Britanya'nın Gümrük Birliği'nde kalmasını kararlaştırdılar. Frankfurter Allgemeine Zeitung Britanya'ya gösterilen kolaylığın Başbakan Theresa May üzerindeki baskıyı azaltmaya yetmeyeceği görüşünü savunuyor:

"Partisinden güvenoyu alması Theresa May'a sadece biraz zaman kazandırdı, o kadar. May'in partisi tarafından devrilmesi ister istemez 'koordinasyonsuz Brexit' anlamına gelirdi. May Brüksel'e AB ile yollarını ayıran anlaşmada düzeltme yapılması umuduyla gitseydi, boşuna gitmiş olurdu. Sadece 'İrlanda' için bulunan formüle açıklık getirilmesi bakalım yetecek mi? Brexit anlaşmasının Avam Kamarası'nda onaylanması mucize olur. İşçi Partisi erken seçim beklentisiyle muhalif tutumunu sürdürürse anlaşma suya düşer. May'in büyük kaosu önlemek için bir ay vakti kaldı. Önleyebilirse adı tarihe geçer. Ama sadece masallarda mucize olduğu da unutulmamalı."

Süddeutsche Zeitung'un yorumunda AB Komisyonu'nun kararlı tutumu karşısında 'May'in Brüksel'den eli boş dönmesine kimse şaşırmazdı' değerlendirmesine yer veriliyor:

"Theresa May güven oylamasından önce Brüksel'den tavizlerle döneceğini ve genel seçimlerde başbakanlığa aday olmayacağını söylemişti. Taviz konusunda May'in çok iddialı konuştuğunu, hatta taktik nedenlerle yalan söylediğini düşünenler çıkacaktır. Çünkü May Brüksel zirvesinde fazla yakınlık görmeyeceğini biliyordu. Güven oylamasından sonra baklayı ağzından çıkardı ve kayda değer başarı beklemediğini itiraf etti. May kendini kurtardı ama bunun için itibarını kurban etti. Brexit anlaşması Avam Kamarası'ndan geçmez. May için parlamentoda güven oylaması yapılması ihtimali giderek artıyor."

Avrupa Merkez Bankası'nın aylar önce duyurduğu tahvil alımlarını yıl sonunda bitirme kararını resmi açıklamayla teyit etmesi Stuttgarter Zeitung'da şöyle değerlendiriliyor:

"Avrupa Merkez Bankası sert tartışmalara yol açan uygulamasına son veriyor. Banka üç yılda piyasaya 2 trilyon 600 milyar Euro pompaladı. Nihayet vanaları kapatıyor. Avrupa Merkez Bankası böylece Euro krizine tepki olarak uygulamaya koyduğu ucuz para politikasına tam da yeni bir kriz korkusunun büyümeye başladığı sırada son veriyor. Aylar önce ilan edilen ucuz para politikasından çıkış tarihinin ertelenmesi ise daha riskli olurdu. Avrupa Merkez bankası konjonktür soğumaya başladı diye erteleme kararı alsaydı inandırıcılığını kaybederdi. Çoktandır yapması gereken rota değişikliğinden vazgeçilmesi Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi'nin, gırtlağına kadar borca batan ülkesi İtalya'ya zaman kazandırmak istediği gerekçesiyle eleştirilmesine de yol açardı."

Neues Deutschland gazetesinin yorumunda ise kritik bir dönemde tahvil alımlarına son vermeyi kararlaştıran Avrupa Merkez Bankası'nın ucuz para politikasına yakında yeniden ihtiyaç duyulabileceği dile getiriliyor:

"Brexit'in yol açtığı türbülans, İtalya ile Avrupa Birliği arasındaki bütçe anlaşmazlığı ve ABD ile Avrupa arasındaki ticari sürtüşmeler, yakında yeniden kriz patlak verebileceğini gösteriyor. Bu faktörlere bir de Avrupa bankalarının geri dönüşü son derece şüpheli olan astronomik kredilerini eklemek gerekir. Kısacası, ekonomi başımıza yıkıldığı zaman kapısını çalabileceğimiz ilk adres Avrupa Merkez Bankası olacaktır. Kriz ortamında Merkez Bankasının bağımsız karar alabilmesi gerekecektir. Avrupa Merkez Bankası Euro Bölgesi'nin ekonomik gidişatına güvenseydi, politika faizini de 2020 yılından önce arttırırdı."

DW, afp, dpa/AG, GA

© Deutsche Welle Türkçe