FAZ: Propagandaya izin verilmemelidir
25 Nisan 2018Türk siyasetçilerinin 24 Haziran seçimleri öncesinde Almanya'da propaganda faaliyetlerinde bulunmalarının yasaklanmasından sonra Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Solingen'deki anma buluşmasına katılmak istediğini açıklaması Alman gazetelerinin yorumlarına konu oldu. Frankfurter Allgemeine Zeitung'da şu satırları okuyoruz:
"Türk hükümetinin, Solingen'deki kundaklama olayının 25'inci yıldönümünde bir bakanının konuşma yapması için ricada bulunması meşru bir davranıştır. Çünkü Genç ailesinin 5 mensubu Türk oldukları için öldürülmüştü. Anma töreni, sonuna yaklaşılan Münih'teki Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) davasıyla da kesişiyor. Mölln ve Solingen saldırılarıyla NSU'nun seri cinayetleri Alman toplumundan çok ülkemizde yaşayan Türkleri travmaya sürükledi. Beş yıldır devam eden NSU davasında adalet hala tecelli etmedi. Solingen'de konuşma yapmak ne kadar meşru bir istekse, Alman devletinin Türk siyasetçilerinin Almanya'da propaganda yapmalarına izin vermemesi de o kadar haklı ve gereklidir. Seçim mücadelesinin Türkiye'deki toplumsal bölünmeyi Almanya'ya taşımasının entegrasyona yarar sağlamadığı açıktır. Bu nedenle Türk siyasetçileri kendiliğinden Almanya'ya gelmekten vazgeçmelidirler."
Süddeutsche Zeitung propaganda yasağına uyulması gerektiğini vurguladığı yorumunda yasağın Solingen faciasını anma buluşmasıyla karıştırılamayacağını yazıyor:
"Türk siyasetçilerine propaganda yasağı konması yerindedir ve tavizsiz uygulanmalıdır. Hukuk devleti insan haklarının kısmen kaldırılması için kampanya yürütülmesine izin veremez. Ancak Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun Solingen'deki anma buluşmasına katılması ayrı bir konudur. 1993 yılında Solingen'de yaşayan beş Türk Alman aşırı sağcıları tarafından öldürülmüştü. Irkçılık ve yabancı düşmanı şiddetle mücadele her vatandaşın görevidir. Anma buluşmaları toplum düşmanlarına meydan okumanın sayısız olanaklarından biridir. Türk dışişleri bakanının bu fırsatı propaganda için kullanmak istemesi mümkündür. Ona ne kadar güvenilebileceğini kimse kestiremez. Ancak bu ihtimal göz önünde bulundurularak ona yasak getirmek yanlıştır. Almanya'nın dışişleri bakanı da Solingen'e gitmeli ve konuğundan sonra hükümet adına o da bir konuşma yapmalıdır."
Frankfurter Rundschau gazetesi "Almanya'da Türk seçim kampanyası" başlıklı yorumunda şu görüşlere yer veriyor:
"Türk Toplumu başkanı haklı. Demokratik bir ülkede yaşadığımız doğru. Demokrasilerde siyasetçilerin konuşması da normaldir, protesto edilmeleri de. Ancak bu kural seçim kampanyası sırasında Türk siyasetçileri için geçerli değildir. Türkiye'de, hükümeti temsil edenlerin başına buyruk hareket ettikleri, rejim karşıtlarını takip edip baskı altına aldıkları güdümlü demokrasi var. Almanya'da da son derece aktif olan Türk istihbaratı da buna dâhildir. Erdoğan ve temsilcilerinin Almanya'da propaganda faaliyetlerinde bulunmaları durumunda Türk milliyetçileri ile Kürtler arasında olay çıkması da mümkündür ve bu doğrudan Almanya'da tansiyonun yükselmesine yol açar. Türkiye yeniden demokrasiye dönerse, o zaman 'Erdoğan yasası' anlamına da gelen propaganda yasağı kaldırılabilir."
Rhein-Zeitung gazetesinin yorumunda da benzer görüşler yer alıyor:
"Türk hükümetinin Solingen'deki anma buluşmasını, Türkiye'deki erken seçimler için taraftarlarını seferber edip anti demokratik yönetimini sağlamlaştırmada kullanmak isteyeceğinden endişe duyulması yerindedir. Çavuşoğlu da muhtemelen bu fırsatı, Türkleri yeterince korumadığı için Almanları ayıplamak için değerlendirmek isteyecektir. Almanya hükümeti yine de bir yıl önceki gibi kulak tırmalayıcı tartışmalara girmekten kaçınmalıdır. Aksi takdirde Solingen kurbanları layıkıyla anılmış olmaz. Önemli olan kurbanlara ve onların yakınlarına saygı göstermektir. Anma buluşması aynı zamanda şiddet tutkunu ırkçılarla mücadele azminin vurgulanmasına da yaramalıdır."
DW/AG,ÖA
© Deutsche Welle Türkçe