Evden çalışmanın dayanılmaz hafifliği
8 Nisan 2020Evden çalışma ya da İngilizce adıyla home-office, koronavirüs salgını nedeniyle artık sadece ayrıcalıklı bir kesimin değil, kitlelerin hayatına girdi. Günlük büro rutininden usananlar için başlangıçta sonsuz bir rahatlık hissi yarattığı şüphesiz. Gerçekten de her gün işe gitmektense evde çalışmanın pek çok pratik yanı bulunuyor.
Kuşkusuz en önemlisi daha uzun uyuyabilmek! Pek çok kişi işe gitmek için uzun mesafeler katetmek, zahmetli yolculuklara katlanmak zorunda.
Evden çalışınca hem sabah daha geç kalkmak hem de akşamları zaten evde olunduğundan işten özele doğrudan geçiş yapmak oldukça avantajlı.Giyinip kuşanmak, hele kadınlarda makyaj, saç-baş gibi ek hazırlıklardan da tasarruf edilince kazanılan zaman daha da artıyor. Eşofmanla otursanız da nasılsa kimse görmüyor! Başınızda duran bir şef yok, sinirinizi bozan çalışma arkadaşları da uzakta. Kafanızı toplayıp konsantre bir şekilde çalışmanın tadını çıkarabilirsiniz.
Evden çalışmanın bir başka avantajı bir ara ufak tefek işleri de halledebilmek. Örneğin ninenizi telefonla arayıp hatır sormak. Ya da ortalığı toparlayıp çamaşırı makineye atmak, çalışırken aradan ev işi de çıkarmak…
Ayrıca tam da internetten alışverişlerin tavan yaptığı bir dönemde kargo geldiğinde evde olmamanız gibi bir durum söz konusu değil artık.
Evden çalışmanın bir diğer iyi yönü, genelde internet bağlantılı bir bilgisayar ve telefon dışında birşeye ihtiyaç duymamanız. Öyle ki öğretmenlik, fitness gibi sunum veya etkileşim gerektiren pek çok iş kolunda bile görüntünüzü çekerek internet üzerinden paylaşmanız, sunum yaptığınız kişilerle canlı sohbete girmeniz mümkün.
Madalyonun diğer yüzü
Ancak maalesef her şey toz pembe değil ve bir süre sonra evden çalışmanın dayanılmaz hafifliği, ağırlığa dönüşebiliyor.
Örneğin daha öğlen olmadan kendinizi cips torbasına uzanmış halde bulabiliyorsunuz. Yiyeceklere istediğiniz an kısa mesafeden ulaşma imkanına sahipsiniz ve bu da etkisini terazi üstünde kısa sürede gösterebiliyor.
Komşudan gelen tamirat gürültüsü, balkondan çalışma odasının içine sızan ve sizi dışarı çıkmaya davet eden güneş ışıkları ya da evde oturmaktan enerji topuna dönüşen ve enerjisini üstünüze atlayıp sizinle oynayarak boşaltmak isteyen çocuğunuz…
Home-Office'in bir dezavantajı da hareketsizlik. Tuvalete ya da kahve almaya gitmek için birkaç adım atmanız yeterli. Çalışma arkadaşlarıyla kısa sohbetler de yok. Bilgisayarınızla başbaşasınız.
Evde çocuklarınız ya da aile fertleri bulunmuyorsa bir süre sonra yalnızlık hissi bastırmaya başlıyor. Psikolog Ruth Stock-Homburg, evden çalışanların olumsuz düşüncelere dalmak için daha fazla zamanları olduğunu belirtiyor, hareketsizliğin de bu olumsuz ruh halini teşvik ettiğine işaret ediyor. Ruhsal açıdan dinç kalmaya ilişkin bir araştırma üzerinde çalışan Profesör Stock-Homburg, geçici sonuçlara göre can sıkıntısı, öğrenme olanaklarının azalması ve işin anlamsızlaşması gibi etkiler görüldüğünü belirtiyor. Psikolog, bunun sonucunda depresyon ve korkular oluşabileceği, ayrıca dolaşım ve bağışıklık sisteminin zayıflayabileceği uyarısında bulunuyor.
Ev yerine otelden çalışmaya rağbet artıyor
Evden çalışmaktan sıkılanlar ya da ev ortamı çalışmaya uygun olmayanlar için oteller odalarını açmaya başladı bile. Pek çok otel gündeliği 50 euro gibi bir ücret karşılığında "büro paketleri" sunuyor. Kahve makinesi ücretsiz. Ancak paketin içinde konaklama yok. Akşam evinize dönmeniz gerekiyor.
Koronavirüs sonrasında home-office'in geleceğin çalışma tarzı haline geleceği ve yaygınlaşacağı kehanetleri yapılıyor. Ama avantajlarının yanında dezavantajlarına bakıldığında büroya gitmeyi eğlenceli bulanların sayısı bir süre sonra artabilir.
Marco Müller
©️ Deutsche Welle Türkçe